ON-BİRİNCİ BÖLÜM

1.1K 92 36
                                    

"Allahım bakışlara bakın. Neyse uzun bir süre oldu hadi başlayalım.:)"



Jin ne yapacağını bilemedi, sanki boğazına bir yumru oturmuş ve nefes alıp yutkunmasana izin vermiyor gibi hissediyordu.
Hala gözleri Taehyung'un üstündeydi, onun hareketlerine bakıyordu.

Taehyung'un, Ga-in'e nazik dokunuşuna ve nasıl gözlerine baktığına bakıyordu. Kendine acı çektirmek için, bu görüntüleri dikkatlice izliyordu.
Sanki ileridekiler için kendini hazırlıyordu Jin. Kendini yeni yeni hislerine kaptırmamak ve dizginleyip alışmak için izliyordu onları.

Bir kaç gündür Taehyung'un kendisiyle ilgilenmesi onu iyi hissettirmesi ve o olayı unutmasına yardımcı olmuştu. Jin de büyük bir etkisi vardı. Dokunuşu, gülmesi veya kokusu. Ona çok tanıdık geliyordu, belki bundandır diye düşünüyordu.

"Aa hadi ama kimi kandırıyorum onu Tae'ye benzettiğim için, ona karşı gelemiyorum ve ellim ayağım biribirine giriyor onu görünce kalbim çarpıyor, şuanda acıdığı gibi." Diye düşündü kendi kendine.

Karşısındakilere baktıkça gözleri dolmaya başlıyordu, her yeri bulanık gördüğünde gözlerini yavaşça kapattı. Yanağında sıcak gözyaşlar hisseti Jin.
Gözlerini açtığında Taehyung'la göz göze geldi.

Taehyung'un kendisine donuk bir şekilde bakan gözleriyle karşılaşınca, boruk bir gülümsemeyle karşılık verdi. Ağladığını görmemesi için hemen oradan ayrıldı. Daha fazla bu ortamda kalamayacağını hissetti.

Tae basına yeterince açıklama yaptığını düşünerek, teşekkür edip oradan ayrıldı ve içeriye girdiler Ga-in'le.
Ga-in'in koluna yapışmasına siniri bozulsada, sahte bir gülümsemeyle karşılık verdip yürüdüler. Bay Kim'lerin yanına gittiler.

"Merhaba Bay ve Bayan Kim nasılsınız?" Diye selam verdi, yumuşak bir ses tonuyla. Bu sırada Bay ve Bayan Kim'in ellerini sıkıyordu.
"Iyiyiz. Ikiniz birliktemisiniz? Çok sevindik." Dedi Bayan Kim. Yeğenine sarılarak.

"Daha yeniydi teyze ondan dedik biraz bekleyelim ve süpriz yapalım." Diye cevap verdi Ga-in, Tae'nin yanağından öperek. Tae midesinin bulandığını hissetti ama belli etmedi. Daha sonra da kendisi de öptü Ga-in'in yanağından. Tae etrafına baktı Jin'i görmek için ama bulamadı. Onun gözlerindeki hayal kırıklarını görmüştü. Kendisininde canı yanmıştı ama içinden 'onlar bunu hak ediyor.' Diyip boş gözlerle Jin'e bakmıştı o sırada.

Ama şimdi gözleri Jin'i arıyordu. Sadece onu izlemek istiyorlardı, sadece ona bakmak istiyorlardı gözleri.
Aralarında sohpet dönmeye başladı. Herkez kürsüye çıkıp konuşmuştu ve ortaklarını teprik edip iyi dileklerinde bulundular. Ama hala Jin'i görememişti ve gelmemişti yanlarına. Bir süre daha bekledi Tae ama hala yoktu ortalıkta. Dayanamayarak konuşmaya başladı.

"Bay Kim oğlunuzu göremedim, gelmedi mi yoksa? Sonuçta onun geleceğini düşünerek, çalışıp hareket ediyorsunuz?" Diye sordup Tae. Ama karşısındakilere umursamıyor gibi görünüp, belli etmemeye çalışıyordu merakını.

"Aslında buralardaydı ama bende göremiyorum onu." Etrafına bakarak cavap verdi Bay Kim.
Bay Kim de çok sevinmişti bu ilişkiye sonuçta sırtını güçlü bir şirkete dayayıp büyük işler yapmayı düşünüyordu.
Onunda tek derdi şirketteydi.
Nelerden vazgeçmişti şan şöhret ve para için, bir sürü pisliğe bulaşmıştı.
Elindekilerden de olacağını bilmeden.

Tae etrafına biraz daha bakınca Jin'in biriyle çok samimi konuştuğunu ve güldüğünü gördü. Bu adamı ilk defa görüyordu, arkadaşı değil di. Tae onun bütün arkadaşlarını tanıyor, ama bunu daha önce gördüğünü hatırlamıyordu. Jin'in gülüşlerini ve adamın ona karşı dokunuşları, Tae'nin gözü seyirmişti ve ister istemez sinirini getirmişti. Jin'e kimsenin dokunmasına izin veremezdi ama şuanda onların yanına gidemiyordu. Yanlış bir şey yakmaktan da korktu. Bilmeden elindeki bardağı sıkmaya başladı, adamın her dokunuşunda daha da sıkıyordu.

İntikam TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin