1.Kitap:20.Bölüm

422 48 47
                                    


Uzun zaman sonra kırılan kalemime bir nebzede olsa can bulabildim. Umarım bu süreçte kırılan kalemimin körelmesi sizi kitabımdan uzaklaştırmaz. Size olan sözlerimi ve kitabı düzenli yayınlamayış oluşuma karşılık sizden özür diliyorum.

Satır arası yorumlarınıza aşığım🤍

CEHENNEM ASANSÖRÜ

20.BÖLÜM:

( İzel'in kıyafeti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( İzel'in kıyafeti.)

Gözlerim yavaşça açılırken görüş açıma takılan beyaz tavan oldu. Bedenimdeki güç parmak uçlarımda toparlanmış, gözlerimi açmadan sızısını hissettirir hale gelmişti. Zihnimin açıklığı her şeyin zihnime uçuşmasını sağlarken kalbimde ki acı göğsümde keskin bir sızı meydana getirmişti. Aldığım nefes bedenim zehir olarak yayılıyor, kulağımda tekrarlanan o fısıltı zihnime balyozla vurulur cinstendi.

Kendi odamda yatağımda yatıyordum. Pencerenin perdeleri açık olduğundan dışarıdaki ayın ışığı odanın içine nüfus etmiş soluk bir aydınlık veriyordu. Bedenimi yataktan doğrulttum. Bakışlarım karanlığın içinde yemyeşil parlayan irislere kaydı. Onu yeni fark etmiş olmama karşılık bedenim küçük bir tepki bile vermemiş, zihnimde ona dair bir düşünce oluşmamıştı. Üzerindeki beyaz gömleğinin ilk birkaç düğmesi açılmış tekli koltuğa sırtı yaslıydı. Dağınıktı. O toplu, şık duruşu gitmiş dağılmıştı. Sol eli dudağında dolanırken adeta orman gözleri gözlerimi yakıp geçiyordu.

Sırtımı yatağın başlığını yasladığımdan sırtımda keskin bir açı peyda oldu. Dişlerimi sıkacak kadar acı hisseder haldeydim. Bedenimdeki durgunlukla birlikte üzerimde bir donukluk hakimdi. Olayları düşünemiyor kavrayamıyordum. Beynime hakim olan sis bir anda berraklığa kavuştu ve o anda dünyam üzerime yıkıldı. İşaret parmaklarımı şakalarımda dolandırıp oraya baskı uyguladım.

Hazar!

Hazar yoktu!

Hazar'ı benden almışlardı! Onu benden almışlardı.

"Yatağa yat." Bu emir dolu sözler üzerimde dolanan orman gözlerden döküldü.

Ben yine sevdiğim insanı koruyamamıştım. Ellerimin arasından ben yine ailemi kaybetmiştim. Bu anıma kadar bana aile olmuş olan Hazar yoktu. 'Bu sefer abimi koru!' demişti.

Parmak uçlarımdaki karıncalanma şiddetini artırdı. Ben kontrolümü kaybeder hale geldim. Şakağımdan düşen ellerim hem titriyor hem de acıyordu. Parmaklarım kıpkırmızı olmuş, kan toparlanmıştı. O kırmızılıkların içinde dışarıya yayılan mavi beyaz ışık hava da süzüldü. Bedenimdeki elektrik parmak uçlarımdan dışarıya çıkıp havada şimşekler çaktırdı. Parmaklarımdan yayılan elektrik yükseldikçe sırtımdaki acı arttı. Bedenimdeki acı ruhumla bütünleşip dayanılmaz bir hal aldı. Ben içimdeki acıları tutamadım ve dudağımdan feryatlarım koptu. Feryadım zihnimdeki susmayan seslerin arasına karışırken ben kendi feryadımdan korktum.

Cehennem AsansörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin