1.BÖLÜM: İLK GÜN

459 80 401
                                    


Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi araladım. Bugün yeni okulumda ilk günüm olacaktı. Ailem sebepsizce nedenini bilmediğim bir biçimde okulumu değişirdiler. Buna ne kadar anlam veremesem de bir bildikleri vardır diye düşünerek sorgulamamıştım. Umarım eski okulumdaki gibi iyi insanlar tanırım diye düşünmeden de edemiyordum. Ben bu düşüncelere dalmışken yatağımda uzanmış olduğumu fark ettim. Uyumak çok isterdim fakat ilk günden okula geç kalmak sanırsam en son isteyeceğim şey bile değildi.

Banyoya gidip rutin işlerimi halledip kot pantolonumu ve beyaz salaş üstümü giyip kahvaltıya indim. Babam kahvaltıda yoktu. Sanırsam işe gitmiş olmalıydı. "Günaydın annecim." diyerek annemin yanaklarından öptüm. Annem ise aynı şekilde karşılık verdi ve kahvaltımızı yaptık.

Kahvaltıdan sonra annem "Okulun ilk gününde başarılar kızım. Derslerine özen göstermeyi unutma." diyerek anne nasihatında bulundu. Ben de kısaca başımı salladım ve evden çıktım.

Kulaklıklarımı takıp Halsey Nightmare şarkısını açıp okul servisimi beklemeye başladım. Bir süre sonra servisim geldi ve servisime binip okula doğru yol almaya başladım.

Yeni okuluma geldiğimde okulu daha sonra gezerim diye düşünerek hemen okula girdim ve müdürün odasını aramaya koyuldum. Bir kıza denk geldim ve ona müdürün odasını sormak istedim. "Ben müdürün odasını bulamıyorum da. Bana yardımcı olabilir misin acaba?" kız ise bu soruma karşılık bir duraksadı. Açıkçası hareketleri de bir garipti. Normal bir insan gibi değil de sanki bir robot gibi hareket ediyordu. Bir süre sonra durumunun belki psikolojik olabileceğini düşünüp eliyle gösterdiği yere gittim.

Müdürün odasına geldiğimde kapıyı tıklatarak içeri girdim. Müdür orta yaşlarda bir bayandı. Sinirli gibi bir yapısı vardı. Müdürü fazla incelediğimi fark ederek "Ben yeni gelen öğrenci Ela Demir. Sınıfımı öğrenebilir miyim hocam?" Müdür oyalanmadan sınıfımı aramaya koyuldu. "Sınıfın 12/A. Okulumuza hoş geldin." cevabına tebessümle karşılık verdim ve müdürün odasından çıktım.

Koridorda kimse yoktu. Sanırsam derse geç kalmıştım. Daha fazla oyalanmadan sınıfımı buldum ve kapıyı tıklatarak içeri girdim. İçimden de inşallah insaflı hocaya denk gelmişimdir diye dua ediyordum.

İçeride orta yaşlarda bir bayan hoca vardı. "Sen sanırsam yeni öğrenci olmalısın. Seni daha önce görmedim okulda." yumuşak konuşmuştu hoca. Sanırsam iyi bir hocaya denk gelmiştim. "Evet hocam. Ben Ela Demir." şu ilk günü atlatmak istiyordum bir an önce. "Hoş geldin Ela. Boş bulduğun bir yere geçebilirsin." başımla onaylayarak en arka sıradaki boş bir sıraya ilerledim. Bugünkü müdürün odasını sorduğum kız ile aynı sınıftaydık. Kıza kısa bir bakış attığımda, donuk ifadelerle karşısına baktığını gördüm. Bu kızın nesi vardı böyle?

Hoca ilk günden ders işlememişti. Sınıfı serbest bırakmıştı. Ben de her ihtimale karşı yanıma aldığım romanımı çantamdan çıkardım ve okumaya başladım.

Bir süre sonra kapı çalındı. İçeriye uzun boylu, kumral biri girmişti. "Geç kaldığım için üzgünüm hocam." dedi ve hoca tebessümle, "Okulun ilk günü olduğu için şanslısın Berke. Yoksa müdürün odasından geç kağıdı alırdın, ona göre." hoca şakayla karışık bir konuşma yapmıştı. Ardından Berke başını sallayarak onayladı.

Sanırsam Berke'nin sırasına oturmuştum. Çünkü oturduğum sıraya gelmesinin başka açıklaması olamazdı. Sıraya oturarak "Okulda yenisin sanırım. Ben Berke Yılmaz." dedi gülümseyerek.  "Evet yeniyim. Ben de Ela Demir." dedim tebessümle.

Dersin geri kalanı sohbet ile geçti. Sevdiğimiz veya sevmediğimiz hobilerimizden, kendimizden falan bahsetmiştik. Berke iyi anlaşabileceğim birine benziyordu. Berke ile konuşunca boynunda şah damarının üstünde bir yara izi fark ettim. Normal bir yara izi gibi değildi sanki. Ben düşüncelere dalmışken Berke konuşmaya başladı.

OKULDAKİ BODRUM (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin