Artık Berk'i sevmiyorum!

423 23 4
                                    

SİNİRLİ ADIMLARLA ONLARA DOĞRU YÜRÜDÜM.

Berkin kolunu tutup kendime döndürdüm ve kolumun verdiği güçle bir tane yapıştırdım. O ise bir tepki vermeden yana savrulan yüzünü bana döndürdü.

" Birde bana diyorsun Göktuğya cilve yapıyorsun diye! Peki sen? Cilve yapmakla kalmadın gelmeseydim yatağa atıcakmışsın kızı!" Göz ucuyla Şeymaya baktım , keyifle izliyordu hanımefendi (!)

Daha sonra lafıma devam ettim,

"Benimle neden birlikte olduğunu şimdi daha çok iyi anladım. Teşekkürler Berk Aldemir! Bitti!"

Hızla yanlarından uzaklaştım. Ağlamıyordum. Bunlar için ağlarsam güçsüz olurdum. Güçsüz ve salak!

Hızlı adımlarımı dahada hızlandırırken koşmaya başladım.

Berk neden böyle yapmıştı? Adeta bir sır küpüne dönüşmüştü. Ben onu çözmeye çalışırken o dahada gizemli oluyordu. Ama artık değildi. Fark etmişti belkide benim bu oyundan sıkıldığımı ve oyununa son vermişti.

Gerçekten beni oynattığını, sevmediğini gözümle görmek ne kadar acıtsada daha fazla bu oyunun içinde olmadığım için seviniyordum.

Şeyma söylemişti, o gerçekten bana iyilik yapmıştı. Ama peki neden ben? Ben naptımki Berke? Sadece bir çarpıştık diye bunları yapacak kadar kötümüydü?

Koşarken Göktuğa çarptım ve durdum.

"Noldu Aslı?"

Hiç düşünmeden Göktuğun dudaklarına yapıştım. Alt dudağını bir kere ısırıp dudaklarımı uzaklaştırdım ve oradan koşarak gittim.

Arkama baktığımda Göktuğ şaşırmış bir halde gülüyordu. Bende gülümsedim hayatımda ilk defa çılgınlık yapmıştım. Ve bu ister istemez iyi geliyordu. Delirdim mi yoksa sinirden mi yaptım bilmiyorum ama bunu yapmıştım.

Göktuğ eğer sorarsa sadece "Canım istedi." Diyecektim.

Hemen bir yerde durdum ve üstümün kirlenmesine aldırış etmeden yere oturdum. Güneşin ışıkları yüzümü yıkarken yanımdaki şişedeki suyu kafamdan aşağı boşalttım. Ve bağırdım;

"Artık eski Aslı yok!"

Daha sonra şişeyi fırlattım ve gözlerimi kapattım. Berk ve Şeyma gözümün önüne geliyordu ama tuhaf olan hiçbir şey hissetmediğimdi. Sadece bir film sahnesi görmüş gibiydim. Canım yanmamıştı sadece o anın refleksiyle Berke o film sahnelerinin sonundaki gibi tokat atmış ve bitti diye bağırmıştım. Hahaha! Ne kadarda farklı!

***

"Aslı?"

Gözlerimi araladığımda yatağımdaydım. Göktuğ gözlerimin içine bakıyor ve Aslı diyordu.

"Efendim?"

"Güneşin en yoğun olduğu yere uzanmışsın sevgilim.Orada bıraksaydım seni domatese dönmüştün."

Sevgilim? WTF?

"Sevgilim?"

"Efendim sevgilim?" Göktuğ sırıtmıştı. Anlaşılan bir öpüşmeyle sevgili olduğumuzu falan sanıyordu.
"Göktuğ, biz sevgili değiliz ki?"
Göktuğun yüzü düştü. Ve konuştu.
"Beni öpmen? Bir kızın sadece sevgilisini öpeceğini, sevgilisi olmayanı öpünce orospu olduğunu biliyordum."
Hah! Laf soktu (!)
"Yanlış biliyorsun o zaman ben canım istediği için öptüm seni." Hiç aldırış etmeden hızlıca yatağımdan kalktım.
Göktuğ donmuştu bildiğiniz.
"Eee ağır mı geldi?!"
"Canım hiç bir kızın bana attığı laf bana ağır gelmez. Umursamam çünkü."
Evet. Beni. Göt. Ettiğini. Sanıyor.
"Canım onu demiyorum, beni taşımışsın ya buraya kadar hani, ağır mı geldi beni taşımak bu kadar terlemişsin." Dedikten sonra dahada bir morardı.
Canım ben Aslıyım. Yeni Aslı. Ezdirir miyim kendimi? No , die bitch.
Evet arkadaşlar Göktuğ Göttuğ oldu. Bende onu dürttüm ve kapıyı gösterdim.

"Biraz daha burada durursan sapık damgasını yiyebilirsin." Ve bir gülümseme yaptım, ama o öyle böyle bir gülüş değildi, hani sıradan bir gülüş değil, anladınız siz.
Göktuğ hızlıca çıktı. Çıkmasıyla kapının kapanış hızıda birbirine yakındı. Ufak bir kahkaha attıktan sonra aklıma hala bir telefon almadığım geldi. Evet bu günümü böyle geçirecektim. Telefon almaya gidicektim.

Banyoya girip üzerimi değiştirdim. Güneşten terlemiş olan benin rimeli dururmu akmış ve berbat görünüyorum. Ne yani ben Göktuğa böyle mi laf soktum? Çocuk tipimle dalga geçip aynaya bak deseydi 29293937473837382-0 öne geçerdi be. Abartmıyorum.
Daha fazla beklemeden yüzümü iyice yıkadım. Böylesine dandik bir rimeli ilk defa gördüm doğrusu. Bu ne ya ?! Güneşten akan rimel mi olur?
Neyseki rimeli çöpe atıp alınacaklar listesine yeni makyaj malzemelerinide ekledim. Nede olsa ana zengin. Biraz da parasını yiyek demi.
Of! Harbiden hepsi Berk yüzünden. Yemin ediyorum ben annemin parasına güvenerek geçinen bir kız olmadım hiç bi zaman. Hele hele komik komik şiveler keşfedip konuşmazdımda. Of , aldatılmış bir kızın normalde ağlaması falan kırıp dökmesi gerekirdi ama ben? Yemin ediyorum anormalim.
Daha fazla kendi kendimi rezil etmeden banyodan çıktım. Bide uzun süre tuvalette kalanlara cinler musallat oluyomuş. Tuvalete giremiyorum ya. Hay neyse ama biz türkler neden bu kadar anormel anladım galiba. Bir insan yarım saat sıçar mı be abi?
Bana harbiden bir şeyler oluyor. İçime çaycı hüseyin kaçtı lan. He bide çaycı hüseyin çaycıydı ama ona çayını başkası yapardı hemde veresiye. Hof! Ne oluor bana büle beaaah!
Neyse ki çantamı omzuma geçirip odadan çıktım. Birde yangın olayı yüzünden bir haftadır ders işlenmiyor. Ne rahatız anlatamam. Oh mis yapıyoruz resmen. Göktuğ ilk defa iyi bi şey yaptı yeminlen.
Kafiyeli oldu ha. Resmen . Yeminlen . Benden iyi şair olur lan aynen.

Okuldan çıkınca bir taksi çağırıp beklemeye başladım. Kafamı kurcalayan bir çok düşünceden sıyrılmak istiyordum. Etrafıma bakındım ve Berkle karşılaşmamak için dua etmeye başladım. Artık onu sevmiyordum.

👊

Bildiğiniz iç sesim el hareketi çekti. Of! İç ses ben onu sevmiyorumm!
Taksi gelince binip avmye gidiceğimizi söyledim. Sonrada avmye geldim ve avmye girer girmez teknosa mağazasına girdim.
Telefonlara bakmaya başladım. Oha iPhone 6. Alsam mı acaba?

Hemen ordaki bir çalışandan telefon isteyip annemi aradım.

"Anne fiyat sınırı ne? Telefon alıcamda."

"Farketmez kızım kartında yüklü miktarda para var."

Telefonu kapadım ve hemen danışmaya gidip telefonu gösterip peşin olarak alıcağımı söyledim ve telefonu alıp çıktım.

Aşırı derecede mutlu olmuştum. Ulan mutluluk denen şey buymuş ya. Para.

Telefona sim kartımı takıp kurdum daha sonra Berk (!) e hayırlı olsun mesajımıda atıp telefonu cebime attım.

Sonra okula döndüm ve hiç bir şey olmadı. Mesaj bile gelmedi.

Çok sıkılmıştım yatağa uzanıp hayal kurmaya başladım. Ve baş rolde Berk ve ben vardık. Bu onunla kurucağım son hayal olucaktı. Sesli olarak hayal kurmaya başladım

* Kocaman bir kapalı alan. Bomboş. Ortada beyaz ışık var ve diğer yerler siyah. Beyaz ışığın vurduğu yerde biz varız. Berk ve ben. Dans ediyoruz. O beni bir oradan bir bu yana doğru savururken ışıkta bizi takip ediyor. Üzerimde kırmızı balık etekli olan bir elbise var. Berk ise çok yakışıklı ve onu dahada çekici yapan bir takım elbise var üzerinde. *

"Off! Çok imkansız. Hiç olmıyacak bir şeyi hayal etmenin ne anlamı var ki?"

Olduğum yerde dönüp kendimi uykuya doğru bıraktım.

Evet arkadaşlar. Gerçekten uzun bir süre bölüm yazamamıştım bu yüzden ve bölüm kısa olduğu için hepinizden teker teker özür diliyorum. Bölüm yazamamamın nedeni kurgu başta düşündüğüm gibi gitmedi. Çok karıştırdım ve yeni bir kurgu düşünene kadar bölüm yazmadım. Bundan sonra her hafta bölüm gelicek. Vote ve yorum artsın lütfen :)

2 Kız 1 Erkek. (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin