Bölüm 28 / Mezarlık

280 11 1
                                    


Son yarım saattir olduğu gibi hüngür hüngür ağlıyorum , zaten duygusallığım üstümde bide anneanneme bir kez bile sarılamadan kadıncağız öldü gitti  ,ya ben niye bu kadar şanssızım ki?

"Eda YETER AĞLAMA!"

"Aras kusura bakmada nasıl ağlamayayım"

"Bilmiyorum ama ağlama bak, sen ağlayınca benim de kalbim acıyo "

Ulan adam senin kalbinden öperim demek çok isterdim ama bu sözümü söylememek zorunda kaldım niyemi? burnum aktı ağlamaktan onun yerine "Aras bana peçete getir " dedim çatlamış sesimle oflayıp kalktı ve peçetemi getirdi burnumu bir güzel temizledim 

NE! sonuçta canım cicim aylarımız geçti ben çoktan nikahı basmışım çocuğu yapmışım, birde değil iki tane yani yanında burnumu silmekten utanacak değilim .

Derin bir nefes alıp yeni bir hıçkırık koyvermeye hazırlanırken çalan kapı ile hıçkırığımı yuttum ve kapıya koştum kapıyı açtığım da tam karşımda abim öylece bana bakıyordu sanırım hala ne olduğunu anlamamıştı e gözlerim de ağlamak tan kıpkırmızı olunca ...

Aynı anda birbirimize sımsıkı sarıldık abim saçlarımı tıpkı kedi sever gibi okşayıp şevkatli bir ses tonuyla sordu "Ne oldu abim , söyle kim üzdü seni"

Dönüp Aras 'a noluyo dercesine bir bakış attı Arasta ona içeri geç dercesine bir bakış attı noluyo lan

içeri geçtiğimizde abimi karşıma otturttum nerden başlayacaktım şimdi ben anlatmaya en iyisi bi yerden başlamalıyım 

"Abi... hani bizim anneannemiz vardı ya "

kaşlarını çatmış ne alaka bakışı atıyodu 

"heh o ölmemiş ama şimdi öldü"

bu sefer surat ifadesini ben bile anlamadım çok karışıktı anlatamıyorum o yüzden

"Ne saçmalıyosun sen be Gerizekalı!"

"Ya bi dinlesene en baştan anlatıcam şimdi , bak benim doğmama iki ay kala annem ve anneannem benim ismim konusunda tartışmış annem tartışırken nasıl sinirlendiyse artık beni erken doğurmuş uzun bir süre küvezde kalmışım ama anneannem hep kendini suçlamış o yüzden ben daha iyileşemeden bizi terk etmiş bir süre sonra annem ona benim için öldü demiş bizede onun için öldü demiş anneannem de bir süre önce bizi bulmuş ama yanımıza gelmemiş annemin dünya turuna çıkma sebebi de buymuş zaten kaçmış...

ama babamın cidden suçu yok oda öldü biliyomuş anneannemi anneannem dün ölmüş kalp krizi yüzünden iki zarf bırakmış biri sana, biri bana seninkini okumak istemedim al"

deyip ona zarfı uzattım sinirden kıpkırmızı olmuştu ellerini yumruk yapmıştı ve parmak boğumları bembeyaz olmuştu derin derin nefes alıyordu artık nefes almaktan burun delikleri genişlemişti birden "LAAAAAAAĞN!" diye bağırıp sehpayı devirdi muhtemelen yine öfke patlaması yaşıyordu hani haplarını düzenli kullanıyodu bu ! 

Aras hemen ayağa fırlayıp abimi sakinleştirmeye çalıştı . Abim birkaç daakika sonra dünyanın bütün yükü omuzlarındaymışcasına yere çöktü . zarfı eline aldı 10 dakika kadar sessiz bir şekilde zarfı okudu sonra beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı gözlerimin içine bakarak bağırdı "Kalk giy üstünü başını 1 saat  sonra cenazesi var not bırakmış huzur evi üzerine, hızlı ol!"

onu başımla onaylayıp koşarak yukarı çıkmak çok isterdim ama koca karnımla bu pek mümkün olmadığı için en fazla hızlı adımlarla çıktım yukarı dolabı açıp elime ilk gelen kıyafetleri giydim.

Aras ' ta hızlıca giyinmiş aşağıya inmişti .Bende indiğimde hızlıca arabaya bindik arabayı Aras kullanıyordu çünkü her ne kadar üzülsede  o bize göre biraz daha sakindi ben koca karnımla hayatta araba kullanmam bişey olabilirdi , abimi zaten bu sinirle kimse direksiyon başına koymaz 

"Selim artık sakin ol, ve bana mezarlığın ismini söyle "

diyen Aras 'a  abim öfkeli gözlerle baktı " '........ 'Mezarlığı fazla konuşmadan sür şu arabayı"

Aras ya sabır çekip arabayı sürdü 

................................................................................................................................

40 dakika sonra mezarlığa varabilmiştik arabada ise ölüm sessizliği hakimdi orada birisi defnediliyordu .

hızlıca oraya gittim abim ve Aras 'ta aynı hızla o yöne ilerliyordu. Evet oydu ... onun adı imam konuşuyordu mezarında ise büyük ihtimal huzur evinden olan birkaç arkadaşı ve yöresel giyinmişmi desem köy usulümü öyle bir tarzı olan birkaç kişi bide hoca vardı heralde konuşmanın sonlarına yetişmiştik biz 

"Siz, merhum dürdane Berin' e hakkınız helal ediyormusunuz?"

hep bir ağızdan evet dedik ardından birkaç bişeyden sonra fatiha okundu aras ve abim toprak atmaya başlamıştı o sırada yanıma köy usulü giyinmiş kadınlardan biri geldi

"Dürdane ablanın mekanı cennet olsun köyde herkesin yardımına koşardı ben kaza geçirip hastanelik olmuştum bikerem hastane masraflarını karşılamış, günlerce benim çocuklarıma bakıp aş yapmıştı kimin ne eksiği varsa giderir herkese elinden geldiğince yardım ederdi çok iyiydi rahmetli"

ardınndan birkaç kişi daha yanıma gelip benzeri konuşmalar yapmıştı 

o mezarlıkta herkes gittikten sonra kaç saat kaldık hiçbir fikrim yok ama karnıma giren krampla artık gitmemiz gerektiğini anladım Aras saatlerdir bana bişeyler yedirmeye çalışıyordu ama benim yediğim şey sadece zorla yediğim bir tane sandviçten başka bişey değildi .

iyi hissetmiyordum hemde hiç karnıma giren ikinci bir krampla yüzümü buruşturdum 

"Artık gitsekmi ben gerçekten yoruldum"

abim sabahki haline göre daha sakindi Aras telaşlı bir hale büründü hemen.                                        "iyimisin Eda ? biryerin ağrımıyo değilmi ? biliyosun senin erken doğum riskin var dikkatli olmalısın"

abim ise kaşlarını çatarak konuşmaya başladı "Ulan mal madem erken doğum riskin var ne bokuna burda duruyorsun kalk yürü git evine "

"Aman iyi be"

Aras beni kaldırıp abime başıyla bir selam verip beni arabaya bindirdi kendide ön koltuğa geçip arabayı çalıştırdı.

günün sonunda emin olduğum tek birşey vardı o da kızımın isminin YILDIZ ILGAZ olacağıydı.



Ulan kendimden böyle bir bölüm beklemiyodum he bide şey bu bölüm normalde daha geç gelecekti ama Zorla Güzellik'te '#2 olmuşuz dedim erken atayım bölümü, ulan seviyorum sizi beee yorumlarda bölüm ile ilgili düşüncelerinizi beklerim bu yıl wattys2019 da bbiz de varız ona göre. xxx

Zorla Güzellik (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin