Arrogant~Jenlisa

1.BÖLÜM

Selam gençler yeni bir hikaye ile karşınızdayım bu sefer tamamen hayal gücüm ile baş başayız :)

Okurken hayal gücünü sikeyim diyebilirsiniz ksdkmdkddmmd

~

Kim krallığı

Jennie

Kapı hafifçe çalınınca"Gel"diye seslendim.

İçeriye daha önce görmediğim biri girmişti.

Hafifçe eğilip selam verdi.

-Efendim istediğiniz köleler geldi seçmek isterseniz diye haber vermek istedim.

-Kuzenim jisoo haber verecekti ona söylemediniz mi ?

Sinirlendiğim için sesim biraz yüksek çıkmıştı.

Kız sessiz bir şekilde"Haber göndertmiştim efendim"

-Kes, bir işide düzgün yapsanız şaşırıcam.

-Özür dilerim efendim.

-Çık odamdan !

Kız yine önümde eğilip yavaş bir şekilde odadan çıktı.

Neydi bunlardan çektiğim son zamanlar da iyicene aptallaştılar.

Aynanın önüne geçip saçımı ve elbisemi düzelttim.

Jisoo'nun odasının kapısına geldiğimde çalmadan içeriye girdim.

Yine Rose isimli köle ile konuşuyordu.

Bu kızı anlamıyorum kraliyet ailesinden biri olarak bir köle ile nasıl bu kadar yakın olabiliyor.

Rose beni görür görmez kenara çekilip eğilip selam verdi.

Jisoo"Hoşgeldin jennie"

-Bahsettiğimiz köleler gelmiş hani beraber bakacaktık haber gelmedi mi.

Jisoo kafası karışmış bir şekilde bana baktı"Evet beraber bakacağız ama kimse bana söylemedi "

O sırada Rose kısık bir sesle"Efendim ben size haber verecektim ama unuttum"

Ne demek unuttum?

Sinirle"Görevin bu senin ne demek unuttum"bağırdığımda titrediğini hissetmiştim.

Jisoo"Jennie kıza bağırma unutmuş olabilir o da insan"

-Köle için bana mı karşı çıkıyorsun Jisoo.

Kendisi kuzenim ama prenses olan bendim.

-Köle de olsa her şeyden önce insan olduğunu unutma lütfen onun da bir kalbi var.

-Her neyse gidelim artık.

Bahçeye doğru yürümeye başladık.

Jisoo"Kalbi kırıldı jennie"dedi ağlamaklı bir ifade ile.

-O bir köle bu kadar düşünme.

Duygusuzca kurduğum cümle karşısında"Daha önce yanına birini almak istemediğini söylüyordun şimdi ne değişti"

-Canım sıkılıyor eğlenceli olabilir.

-Pekala.

Bahçeye çıkarken yanından geçtiğimiz hizmetliler eğilip bize selam verdi.

İki tane asker vardı.

Askerlerden biri"Efendim istediğiniz köleleri getirttik seçim sizin"diyip eğildi.

Jisoo"İyi seç jennie iyi huylu olması senin için iyi olur"

-Kötü huylu çıkarsa ölür, emirlerime uymak zorunda.

Aklıma medcezir deki kötü huylu tümör geldi...

Ellerimi arkamda bağlayıp kızları incelemeye başladım.

Yaklaşık 15 tane kız var.

Ortalara geldiğimde siyah saçlı bir kız dikkatimi çekti.

Lisa kahkülsüz.

Benden biraz uzun soluk yüzlü çelimsiz bir kız.

-Adın ne

Cevap gelmeyince "Sana adını sordum konuş"

Göz teması kurarak"Lalisa"dedi kısık bir sesle.

Göz teması kurmasına şaşırmıştım.

Bu cesareti nereden geliyor ?

-Pekala lalisa nerelisin.

Cevap vermeyince kolunu tutup sıktım"Sakın bir daha sorularımı ikiletme yoksa bir daha dilini kullanamayıp gerçekten konuşamazsın duydun mu beni"sinirlenmiştim.

Kolumu çektiğimde sıktığım yerin morardığını gördüm.

Beni dinleseydi böyle olmazdı.

-Tayland.

-Peki beni tanıyor musun taylandlı lalisa.

Yine göz teması kurdu.

-Kim krallığının küçük şımarık prensesi kim Jennie.

Göz temasını bozmadan konuştu.

Bu kadar cesaretli olması hoşuma gitmişti.

Hala lalisa ile göz göze iken bağırdım"Bu kızı istiyorum temizleyip odama getirin fazla uzun sürmesin"

-Artık benim kölemsin lalisa ona göre davransan iyi olur.

Odama doğru hareketlendim.

Jisoo peşimden gelirken"Eminim ikinci gün kapının önüne koyarsın keşke hiç uğraşmasaydık"dedi.

-Öyle olsa onu seçmezdim.

Jisoo nun odasına geldiğimizde"Sana rose ile iyi eğlenceler fazla yüz verme sakın"

-Peki prenses diyip eğildi.

Bende selam verip odama doğru yürümeye başladım.

Odama girdiğimde derin bir nefes aldım.

Aynanın karşısına geçip bir süre yüzümü inceledim.

Mutsuzum.

Kim hapis hayatı yaşarken mutlu olabilir ki ?

Annem ve babam olmasına rağmen yok gibi büyümüştüm.

Abim de benimle aynı şartlar da büyüdü.

Kendisi şuan uzak bir yerde eğitiliyor.

Her ne kadar yakın olmasak bile kardeşimdi.

Jisoo dan başka kimsem yok.

Belki de bu yüzden yanımda birini istiyorum.

Yalnızlıktan sıkıldım.