İyi okumalar!🌿
-Never felt like this before, are we friends or are we more?
●○●Çantama güneş kremimi koyduğumdan emin oldum ve hızla arkamı döndüm. Tanrım! Sanırım pek de başarılı olmadığım şeylerden biriydi bu. Yani, valiz hazırlamak... üstelik daha ne koyacağıma karar bile verememiştim. Bu yüzden elime geçen rahat ve giyeceğimi düşündüğüm her şeyi sıkıştırıyordum.
Tamam, sanırım, neler olduğundan bahsetmeliyim...
Dün Eleanor ile konuşmuştuk ve ufak çaplı bir tatile karar vermiştik. Aslında olaylar şöyle gelişmişti, Eleanor tatile gideceğini ve eğleneceğini söylemişti. Bende ona 'keşke beni de götürebilseydin' diye bir cümle kurmuştum. O da neden gelmediğimi sormuştu. Ve işte şimdi bende gidiyordum. Üstelik, buna ne ara karar verdiğimi bile bilmiyordum. Dün, iş yerinden izin bile almadan Eleanor'a onay vermiştim. Sanırım bu gerçekten bir tatile ihtiyacım olduğu anlamına geliyordu?
Ah, ayrıca Harry ve çocuklar da sonradan geleceklerdi. Yani, ilk gün biz Eleanor ile kız kıza takılacaktık. Sonraki gün de, Harry ve arkadaşları bize katılacaktı. Tamam, şimdiden bu tatilin eğlenceli olacağını biliyordum. Ayrıca, bu kadar kalabalık bir şekilde tatil yapıp, eğlenmeyeli uzun zaman olmuştu. Genelde Perrie ile tek başımıza tatile çıkardık. Ve çok da büyük bir arkadaş grubum olmadığını göz önünde bulundurursak bu normaldi.
İç çektim ve düşünmeyi bırakıp dolabımın kapağını tekrar açtım. Tanrım, bir türlü yanıma alacağım kıyafetler içime sinmemişti. Eleanor'la konuşmuştum ve o da, birkaç parça kıyafet alacağını söylemişti. Eh, ben biraz takıntılı olduğum için 'birkaç' parça kıyafetten daha fazla şey getireceğimden emindim.
Harry'ye günaydın mesajı atmıştım ve o da bana karşılık vermişti. Sonrasında ise, aramıştı ve ne yaptığımdan bahsetmiştim. Yani şu ufak ama benim için büyük olan valiz hazırlama olayından... tabii, sonra Harry espiri yaparak onun valizini de benim hazırlamamı önermişti. Normalde olsa, buna hayır derdim ama o anda Harry'nin dolabını görebileceğimi düşündüğüm için, dalga geçerek 'olur' demiştim. Eh, sonrasında da Harry bunu gerçekten söylediğimi sanıp beni evden almayı önermişti. Yani, kendi evine getirip, valizini hazırlamam için. Aslına bakarsak, ilk başta ona saçmalamaması gerektiğini söylemiştim. Tabii sonra bana ciddi olduğunu ve gerçekten beni almaya geleceğini söylemişti. Bende en sonunda kabul etmiştim.
Birazdan Harry'nin evine gidip valiz hazırlamasına yardım edecektim. Ya da sadece oturup, onun hazırlamasını izleyecektim. Bu konuda bir karara varamamıştım...
Ayrıca, bu gece yola çıkacaktık. Yani, yola çıkana kadar da Harry'de olacaktım.
Bu yüzden valizimi de yanıma alacaktım, kısacası şu anda kesinlikle hızlanmalıydım...
●○●
Ağzımdan bir kahkaha kaçarken Harry elimdeki gömleğini hızla çekti. Onu umursamadım ve bende uzanarak elindeki gömleği kendime çektim. Tanrım... bu kadar renkli ve desenli gömlekleri ilk defa görüyordum sanırım. Tamam, belki birkaç defa daha görmüş olabilirdim. Tyler'da genellikle renkli gömlekler giyerdi ama bu kadar renklilerini görmemiştim.
"Of, seni buraya getirmek büyük bir hataydı Angel..." Harry, sızlanır gibi konuştuğunda gülmeme engel olamadım. Kafamı iki yana salladım ve sırıtmaya devam ederek konuştum. "Hayır bence hata falan değildi. Aksine flamingolarla çok eğleniyorum." Bunu söylerken, elimdeki gömlekte olan flamingo desenlerini işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Angel // h.s
FanfictionGözlerim senin gözlerine kenetlendiği an bir şey olduğunu biliyordum. Bir şey vardı biz, 'biz' olacaktık. 🧚♀️1-Harry