Sevgili okuyucularım lütfen vote ve sevgi dolu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...
🖤🖤🖤*
Hızla ilerlediğimiz yolda sokak lambaları ipe dizilmiş birer inci gibi parlıyorlardı.
Dışarıda ki kasvetli havaya ise hafif yağmur çiseleri eşlik etmiş, gökyüzünden narince süzülüyordu. Biraz ilerde oluşan kalabalığa yaklaşmamızla geleceğimiz yerin burası olduğunu anladım bu durum gözümü korkutmuştu açıkcası. Böylesine kalabalık olacağını düşünmemiştim. Çünkü bu zamana kadar gittiğim hiçbir barda bu kadar yoğunluk yoktu.
Tınay arabayı durdurduğunda; etraftan birine çarpmamak için dikkatle açtığım arabanın kapısından çıkmaya çalıştım. Elbisemin kısalığı ile biraz zorlansamda hızlı hareket ederek arabadan indim ve elbisemi kenarlarından çekiştirerek düzelttim. İlgiyle kafamı kaldırıp etrafa baktım. İnsanlarla o kadar iç içeydik ki görebildiğim tek şey sadece bedenleriydi.
Tınay normalde zorunlu olmadığı sürece böyle kalabalık ortamlara girmez benimde girmemi istemezdi. Her neresi olursa olsun bu tutumundan hiç vazgeçmezdi. Bugün neden böyle kasvetli ve bu kadar kalabalık bir ortama girdiğimizi merak etmiştim; bu durumu ona sormayı aklıma not ettim. Benim tarafıma gelip elini belime yerleştirdi ve beni kendine doğru çekti. Onun yardımıyla topluluğu yararak ilerlerken içimi tanımlayamadığım tuhaf bir his kapladı. Etrafıma kısaca göz attığımda herkes kendi halindeydi ki bu kalabalıkta kimse kimseyi takacak durumda da değildi.
Girişte hepimizin kolunun iç kısmına girişimizin belli olması adına damga bastılar. Siyah alev şeklinde ki damga tamamen kusursuzdu. Barın içine doğru ilerledikçe müziğin sesi şiddetlenmişti. Birkaç adım daha attımızda görkemli bara sonunda girmiştik.
Burası kelimenin tam anlamıyla inanılmaz bir yerdi...
Tavandan asılı kocaman avize lambalar, rengarenk ışıklandırmalar, farklı büyüklüklerde yuvarlak ve kare masalar, duvarlarda farklı desenlerden oluşan çizimler lüks olduğunu her yerinden bağırıyordu sanki. Dışarısı farklı, içerisi farklı bir dünya gibiydi. Kasvetin ve lüksün vücut bulduğu ilginç ama mükemmel bir yerdi.
Biraz daha ilerleyince üç katlı olduğunu anladım. Görüş açıma göre ikinci kat daha lükse benziyordu ve her şey siyahtı. Üçüncü katı merak etmeye başladım. İçimde büyüyen bir merak duygusu vardı ve ben buna engel olamıyordum.
Kısık bir nefes aldım, o sırada Volkan'ların görüş açımıza girmesiyle gözlerimi katlardan zorlukla çektim ve yanlarına doğru ilerledik. Masada daha önce görmediğim çiftler de vardı. Herkesle kısaca selamlaşıp, Büşra'nın yanına ilerleyip ona sarıldım. Volkan ve Büşra iki yıldır birliktelerdi. Ve benim en yakın arkadaşlarımdı.
Büşra'nın hemen yanına oturdum, sohbet etmeye başladık. Bir süre sonra bizim içeceklerimizde geldi. İki haftadır yoğunluğumuzdan dolayı buluşamamıştık. Büşra'nın sorduğu soruya gülümsedim. Cevap vermek için ağzımı açacağım sırada elimdeki bardağı daha masaya bırakamadan içeceğimin üzerime dökülmesi bir oldu. Çıplak olan bacaklarıma kokteylin dökülmesiyle hızla ayağa kalkarak karşıma baktım. Suratı piercing ile kaplı pembe saçlı tuhaf bir kadını görünce yüzümü buruşturdum.
Özür dileyerek peçete uzattı. Peçeteyi almak için uzandığım sırada gözüm, baş parmak ile işaret parmağı arasında ki boşlukta olan mini bir kızıl ejderha dövmesine kaydı. Oldukça güzel çizilmişti. Gözlerim kadın ve eli arasında gidip gelirken kadının suratında garip bir ifade oluştu. Ardından tekrar özür diledi ve peçeteyi masaya bırakıp uzaklaştı. Bu neydi şimdi diye geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDER
Genç KurguYüzünde bu zamana kadar hiç görmediğim tuhaf bir ifade belirdi. Yana doğru bir adım atıp kulağına doğru eğildiğimde sessizce fısıldadım: ''Sana bir sır vereyim mi? Kalbini kırdığın bir kadına asla güvenme. Bu vereceğin en büyük yanlış karar olur. Y...