"Elin," dedi.
Parmaklarımdan aşağıya akan sıvı, biraz önceki tavırlarımdan dolayı şaşkın olan sesine korku ve endişe eklemişti.
"Temizlememiz gerek,kanıyor."
Göz yaşlarımı hâlâ akmaya devam ederken yardım etmek için uzattığı elini ittim.
"Dokunma bana! Umrundaymış gibi davranma! Ayrıca çık odamdan,görmek istediğim son kişi sensin."
Yalan söylüyordum. Görmek istediğim tek kişi oydu. Şu an bile. Yaptığı şeyden sonra bile.
"Olivia..."
Sesindeki kırgınlık daha çok ağlamama yol açmıştı. Duymak istiyordum...Bana en yakın arkadaşımla yatmadığını söylemesini istiyordum...Asla inkar etmemişti!
"Lütfen...Bırak elini temizleyeyim. Yemin ediyorum sonra her şeyi düzgünce anlatacağım."
Güldüm. Aptal aptal suratıma bakıyordu.
"Lexi'yle nasıl seviştiğini dinlemek istemiyorum."
Göz devirdi.
"Lexi'yle falan sevişmedim,Olivia. Partide çok sarhoştu ve üstüme atladı. Sikeyim,ne yapmamı bekliyordun? Kafam güzeldi. Sonra sen geldin ve bitti zaten. Yemin ediyorum en fazla 5 dakika aynı odada kaldık."
Kendi kendime sakin kalmam gerektiğini söylüyordum, ama pek başarılı sayılmazdım.
"Umrumda değil. Onu öptün! Bunun bana nasıl hissettireceğini düşünmedin bile!"
Kaşlarını çattı. Kelimelerini seçemiyormuş gibi yüzüme bakıyordu.
"Olivia,birini öpmemin neresi yanlış? 10 yaşında falan değilim. Ve arkadaşın ilk öptüğüm kız değil. Bu neden sana bir şeyler hissettiriyor?"
Yaptığı ya da söylediği şeyin canımı acıttığını göremediği için ona kızmak istiyordum, ama suçsuzdu.
"Git," sesimi çıkarabildiğim kadar konuşmaya çalıştım. Muhtemelen fısıldıyormuşum gibi geliyordu ona.
"Lütfen Harry,çık dışarı."
Derin bir nefes aldı ve odadan çıktı.
...
Gözlerimi açtım. Hâlâ sızlayan elime baktığımda sargılı olduğunu gördüm. Ayağa kalktım ve odamdaki terasın açık kapısından içeri girdim. Harry oturmuş, kitap okuyordu. Bir süre orda dikilip onu seyrettim.
Tanrım...Onu sevmemek imkansız gibiydi. O çok güzeldi,özel olarak yaratılmış gibiydi. Ona özgü her şey fazla mükemmeldi.
"Elin acıyor mu?"
Bir adım ileri gittim.
"Sanane?"
Geri dönüp, mutfağa ilerlemeye başlamadan önce bıkkınlıkla nefes alıp verişini duymuştum. Bir süre sonra evden çıktı. Nereye gittiğini söylemedi, ben de sormamıştım.
Bir şeyler atıştırıyordum, çalan zil bunu bölene kadar.
Koşarak kapıyı açtım fakat gelen Harry değildi.
"Olivia...Girebilir miyim?"
Brandon Wesley tam kapımın önünde duruyordu.
Harry hayatıma girmeden önce son sevgilim Brandon'dı. Birlikte çok mutlu olduğumuzu söyleyebilirdim. O,okulun şu popüler çapkın çocuğuydu. Yani,benimle tanışana kadar. Yaklaşık bir sene çıkmıştık fakat Harry gelince ondan ayrılmıştım. Hiçbir şey söylemeden.
"Tabi,gir."
Gülümseyerek içeri girdi. Ezbere bildiği evde salona doğru ilerlerken onu takip ettim.
"Seni merak ettim," dedi. "Dün gece partiden ağlayarak çıktığını gördüm, yazacaktım, ama gelip iyi olduğundan emin olmak istedim."
Söyleyecek bir yalan ararken elim enseme gitti.
"Hatırlamıyorum... aslında fazla sarhoştum ve sanırım Harry ile tartışmıştık."
Kaşlarını kaldırdı.
"Oh,anladım. Peki şimdi iyi misiniz? Yani...abinle."
Tanrım. İnsanların şu kelimeyi kullanmasına sinir oluyordum. Harry herkesin abisi olabilirdi. Ben hariç.
"O benim abim değil," dedim. Ses tonum onu ürkütmüş olmalıydı. "Annemle babası evli,ama biz aynı evde yaşayan iki kişiyiz sadece. Abim değil."
Suratını gergin bir gülüş kapladı.
"Oh,pekala...Özür dilerim."
Gülümsemeye çalıştım. Biraz abartı tepkiler verdiğimin farkındaydım.
"Önemli değil."
Elini boşta duran elime uzattı.
"Sana söylemem gerektiğini düşündüm," merakla suratına bakarken iç çekti. "Olivia,seni çok özlüyorum...Bitirdiğin günden beri neden olduğunu sorguluyorum ve hiçbir şey bulamıyorum...o kadar iyiydik ki!"
Gülümsedim.
"Kötü olduğumuzu söylememiştim ki,sadece...benden yana bir kaç sorun vardı."
Diğer eli yavaşça yanağımı okşadı.
"Yemin ederim bütün sorunlarını çözeceğiz. Sadece yanımda olmanı istiyorum. Seninle uyanmayı özlüyorum."
Başımı eğdim. Tanrım...Bu çok zordu. Başka biri varken onun ellerini yüzümde hissetmek...kendimi o kadar suçlu hissettiriyordu ki!
"Ben...bilmiyorum,Brandon."
Aramızdaki mesafeyi biraz daha kapattı. Alnı alnıma değiyordu.
"Beraber yaptığımız şeyleri özledim...ve bilirsin elini tutmayı,beni sürekli kıskanmanı,"
O konuşurken geçmişi hatırlayıp istemsizce güldüm.
"Mutlu olduğunuz zamanları,Olivia. Ve sanırım en çok öpücüğünü özledim. Dudaklarını hissetmeyeli çok uzun zaman oluyor."
Gelen öpücüğünü görebiliyordum, durdurmaya çalışmadım. Belki de sadece Harry'e sinirli olduğum için onu öpüyordum.
Tanrım...bu öylesine yanlış hissettiriyordu ki!
Ama devam ettim. Harry istediğini öpebiliyordu,öyle değil mi?
Çok geçmeden Harry'nin sesini işittim.
"Olivia?"
VE İLK BÖLÜM BİTTİ OOH
AÇIKÇASI CİDDEN YAZMASI EĞLENCELİ Bİ HİKAYEYDİ. BİLMİYORUM BEĞENİR MİSİNİZ...ÖPTÜM.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stepbrother//H.S
Fanfiction"Olivia...Gitmemi istiyor musun?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Hayır, istemiyordum, ama kalması beni öldürüyordu. Bir şey söylemedim. Bir süre sonra onu arkamda hissettim, kollarını sıkıca belime sardı ve omzuma küçük bir öpücük bıraktı. "Ben gi...