lise sonun ortasındaydık . üniversiteye geçmeye yarım yılımız kalmıştı.derslerimizin çoğu boş geçiyordu. herkes sınava hazırlanıyordu.(ben hariç)aslında tembel bir öğrenci değilim ama çalışmaktan hoşlanmıyorum.biraz da kendimden bahsedeyim .ismim elizabeth honaker 19 yaşındayım. ben doğmadan önce babam ölmüş. annemde ben doğarken ölmüş. bir ağabeyim varmış. ama hayatımda hiç görmedim.sanırım ismi andrey honaker . o da 25 yaşında olması lazım . annemle babam ortaokuldan üniversiteye kadar hep birliktelermiş. annem daha 20 yaşındayken ağabeyime hamile kalmış . bunları nereden mi biliyorum.alice teyze söyledi. alice teyze annemin en yakın arkadaşıymış.annemin ismi Emma babamın ismi de Paul. annemi ve babamı kanlı canlı görmeyi o kadar çok isterdim ki. neyse ki bana kalacak bir ev bırakmışlar. gerçekten bazen kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki. başta da dediğim gibi çalışmaktan hoşlanmıyorum ama okumaya bayılırım. ve okuduğum birçok şeye de inanırım mesela vampir . vampirlere her zaman inanırım. belki de onların olduğu farklı bir evren var ve biz o evreni göremiyoruz. yanı kısaca bence vampirler gerçekten var.yakında dediğim gibi üniversiteye geçicem onun için para kazanmam gerekiyor bende kitapları çok sevdiğim için bir kitapçıda çalışıyorum. okuldan çıkınca işe gidiyorum ve akşamleyin eve geliyorum.kimsesiz büyüyünce hayat benim için çok zor oluyor bazen ama artık alıştım.
yine her zamanki rutinimi yerine getirmek için hazırlandım . bugün hava acayip bir şekilde kapalıydı sanki içimi yansıtıyordu. her gün güneşli olan hava bugün yağmur yağacak gibiydi.herkeste benim gibi şaşkındı. pek kalabalık olan ortamlarda olmayı sevmediğim için okula giden ormanlık yoldan gitmeyi tercih ettim. telefonum olsa müzik dinleyebilirdim ama telefon sevmediğim için kullanmıyorum . insanların telefona harcadığı zamanı ben kitaplara harcıyordum. okula az kalmıştı .arkamdan
"elizabeth" diye birinin seslendiğini duydum . ben ve avcılardan başka kimse bu yolu bilmezdi.avcılar da bana beth diye seslenirdi. aslında herkes bana beth derdi.arkamı döndüm .ama kimse yoktu . sağıma baktım, soluma baktım .yine kimse yoktu. herhalde bana öyle geldi deyip okula doğru yürümeye devam ettim .sınıfa girdiğimde herkes ruhsuz gibiydi.en yakın arkadaşım olan luna normalde sıcakkanlı ,pozitif, sevecen , konuşkandır ama bugün gerçekten ölü gibi . Luna ile birlikte oturuyoruz . oturmak için sırama doğru gittim .Luna bana
"beth evine git , kaç " dedi ciddi bir şekilde. bunu dedikten sonra çok korktum ve dediğini yapmak için hızlıca ve çaktırmadan sınıftan çıktım. hızlı hızlı giderken önüme biri çıktı . biraz açık tenliydi ama çok yakışıklıydı. yüz hatları çok belirgindi. gözleri elaydı.biraz sarı gibi elaydı gözleri. bana
"benimle gelmelisin" diyerek yavaşça kolumu tuttu ve götürmeye başladı.
"nereye gidiyoruz . ve sen kimsin " dedim . hiçbir tepki vermedi . bu durum beni sinirlendirmiş olsa da ortada ciddi bir durum vardı o yüzden pek önem vermedim bana cevap vermemesine ama deli gibi ne olduğunu merak etmeye başladım. yarım saat yürüdük ve sonra bana dönüp
"güvenli bir yere gidiyoruz . ve Adım Joseph Olsen ." dedi hemen
"ne oluyor " dedim .
"her şeyi anlatıcam . biraz sabret lütfen" dedi . bunu dedikten sonra ben istemesem de ağzım kendi kendini mühürledi sanki. hiçbir şey söyleyemedim. beş dakika sonra bir araba gözüktü.muhtemelen joseph'in di .ve tahmin ettiğim gibi oldu arabaya bindik ve bir yere doğru gitmeye başladık. ve o anda bişey oldu sanki dilim çözüldü
"nereye gidiyoruz .hiçbir eşyam yok yanımda " dedim .
"gidince görürsün . eşyalarını getiricem ben " dedi .ama nasıl getirecek eşyalarımı . evimi nereden biliyor. off herkese ne oluyor.bunları düşünürken öyle bir uykum geldi ki. bayılacak gibiydim ve uyuyakaldım.rüyam bu sefer garipti.rüyamda hiçbir zaman vampir görmedim .ama bu rüyam da o kadar gerçekçi bir vampir gördüm ki sanki gerçek gibiydi.bir vampir benden beslenmek için üzerime doğru geldi tam ısırıcakken uyandım .sırılsıklamdım .birkaç dakika sonra ormanın içindeki evin önünde durdu araba.
"geldik" dedi . ama bu sefer ses tonu daha sevecendi .bir anda başım döndü, midem bulandı ,bayılacak gibi oldum.
"sanırım bayılacağım " dedim . ve hemen yanıma gelip beni kucağına aldı.
"elizabeth sakin ol , yanındayım ben , ben yanındayken sana hiçbir şey olmaz ,olmasına asla izin vermem" dediklerini kesik kesik duyuyordum.adımı nereden biliyordu.o sırada eve geldik bana bişey içirdi ve kendime geldim hemen.
"elizabeth ben gerçekten özür dilerim . çok üzerine geldim sanırım " ne üzerime gelmesi bana hiçbir şey demedi ki
"adımı nereden biliyorsun?" diye sordum.
"Luna söyledi . bugün başka sorunu cevaplamayacağım çok yoruldun yatman gerek ." dedi ve beni yine kucağına aldı.ve çok yumuşak bir yatağa yatırdı .sanırım kendi yatağıydı.
"sen nerede yatacaksın ?" diye sordum.
"bugün başka soru cevaplamayacağım demiştim " dedi ve beni alnımdan öptü.
"iyi geceler tatlı elizabeth'im" gibi birşey dediğini duydum. ve çok derin bir uykuya daldım. yine vampirli bir rüya gördüm .ama bu sefer ben vampirdim. yine çok ama çok gerçekçiydi. sabah erken kalktım . mutfağı bulmaya çalıştım çünkü çok susamıştım.
"günaydın " dedi arkamdan çok korkmuştum.
"özür dilerim , korkutmak istememiştim."
önemli değil . günaydın" dedim ve gülümsedim . ben gülümseyince o da gülümsedi.
"nereyi arıyordun ? " diye sordu.
" susadım da mutfağı arıyordum . " dedim
" sen şuraya otur ben sana getiririm." dedi ve oturma odasındaki koltuğu gösterdi. dediğini yaptım . hemen suyu getirdi .
"acıktın mı ? birşeyler hazırlayım mı? " diye sordu .
"ben kendim bişeyler yerim .teşekkürler" dedim.
"sanırım dolapta hiçbir şey yok .hemen almaya gidiyorum .hiçbir yere gitme sakın " dedi .kafamı salladım ve kapıya doğru gitti. bende onu takip ettim. kapıya geldiğimizde.
"istediğin bişey var mı ? " diye sordu .
"hayır herşeyi yerim .tekrardan teşekkürler."
"görüşürüz "
"görüşürüz"
gittiği zaman evi gezmek istedim. yukarı kata çıktım ve bir oda gördüm. kapısı diğer kapılardan farklı renkteydi .kahverengiydi. içeriye girdim . içerisi 1800 lerden kalma gibiydi. herşey çok eskiydi.bir fotoğraf gördüm. joseph'ti fotoğrafta ki hemen elime aldım . arkasını çevirdim ve bir tarih yazıyordu. 15 şubat 1815 . ne ,nasıl ama . yoksa ,yoksa joseph vampir mi tam o sırada kapı çalındı .hızla fotoğrafı yerine koydum odadan çıktım kapıyı kapattım ve aşağı inip kapıyı açtım.
"hoşgeldin"
"hoşbuldum . yukarıda mıydın ?" diye sordu .neyse ki yattığım oda yukarıdaydı .
"biraz daha yatmak istedim. " dedim .
"tamam . hadi gel bişeyler yiyelim " dedi ve mutfağa doğru yürümeye başladı. gerçekten vampirler varmış .biliyordum. ne tuhaf bir duygu bir vampirle aynı evde durmak . bunu dediğim anda boynumu kontrol etmek istedim. benden beslenmesini asla istemem . boynuma elimi attım . benden beslenmemişti. ohh çok rahatladım. acaba bana ne zaman vampir olduğunu söyleyecek.
"elizabeth " diye seslendi içeriden.
"efendim" dedim
"hadi gel" dedi . içeriye girdiğimde çok güzel bir kahvaltı hazırlamış beni bekliyordu.acaba o da yiyecek mi. bütün gördüğüm vampir film ve kitaplarında vampirler insan yemekleri yemezdi .
"çok güzel gözüküyor" dedim ve oturdum.
"elizabeth benim sana bişey söylemem gerekiyor " dedi . evet vampir olduğunu söyleyecekti.
" evet , seni dinliyorum " dedim . ağzımdaki lokmayı yutup.
"benimle dışarıya gel " dedi . dışarıya çıktık ve
"elizabeth , korkmanı asla istemem ama .." o sırada bir böcek ayağımı ısırdı ve kan çıktı.