"Yavaş olsana,acı çekiyorum!"
Sızlanarak elini kaçırdığında göz devirdim. Harry kahvaltı için küçük pankekler yapmaya çalışırken elini yakmıştı,daha kötüsü pankekleri de yakmıştı.
"Kremi sürmeye çalışıyorum,Harold. Daha ne kadar yavaş olabilirim?"
Uzun süre ardından kremi sürmeyi bitirdiğimde ayaklandık. Saat çoktan 8'i geçmişti ve 9'da dersimiz başlıyordu.
Bu sabahta aç kalmıştım,mükemmel.
"Tamam,üstümü giyinip hemen geliyorum. Dışarıdan bir şeyler alıp okulda yeriz,sakıncası yok değil mi?"
Oh,hadi ama.
"Hızlı ol."
Koşarak üst kata çıkarken bende mutfağa geçtim. Harry'nin mutfakta pekâlâ iyi olduğunu söyleyebilirdim ve basit bir pankeki becerememesi bu sabahki kötü şansımı açıklıyordu.
Yaklaşık 5 dakika sonra çalan kapı ziliyle elimdekileri bırakıp,koridora ilerledim.
"Oh,Brandon."
Ne hoş bir sürpriz ama!
Etrafıma bakındım, Harry inene kadar onu göndermeyi umuyordum.
Elindeki paketi kaldırıp gülümsedi.
"Un kurabiyeleri ve vişne suyu getirdim, umarım açsındır!"
Bu kesinlikle şu an en çok ihtiyacım olan şeydi.
"Nasıl reddedebilirim ki!"
Güldü.
Harry'nin arkamdaki nefesini hissettim,harika başlıyoruz.
"Sanırım dün güzel kovamadım,Wesley."
Brandon gülümsedi. Dili alt dudağında gezinirken,avuçlarımın arasındaki kapı kolunu gergince sıkıyordum.
"Kız arkadaşımın abisiyle kavga etmeye gelmedim, Styles. Hoş, her ne kadar Olivia seni abisi olarak görmesede."
Güldü. Harry'nin suratını inceledim. Çenesini sıkıyordu ve kaşları çatıktı. Bir süre sonra suratı normale döndü ve dilini dudağının üstünde gezdirdi.
"İşin bittiyse gidebilirsin. Biliyorsun,Olivia'yı okula ben bırakıyorum."
Brandon yaklaşıp yanağıma bir öpücük bıraktı.
"Hoşçakal,Olivia. Okulda görüşürüz."
Gitmeden önce son kez Harry'de göz gezdirdi. Daha sonra evimizin önündeki motoruna bindi ve hızla ilerledi.
"Ne getirmiş?"
"Yiyecek bir şeyler," dedim elimdeki paketi açmaya çalışırken. "Gel hadi!"
Güldü.
"Aç kalmayı tercih ederim."
...
Bir şeyler atıştırdıktan sonra nihayet okula girmiştim.
İlk dersimin boş olduğunu öğrendim. Gidip Harry'e bir şeyler almaya karar vermiştim.
"Hey,Olivia."
Ve evet,gerçekten burdan gitmem gerekiyordu.
"Ben de gidiyordum,Lexi."
Dolabımın kapağını kapadım ve arkama bakmadan okuldan çıktım. Sadece arkamdan bakınmakla yetinmişti.
Harry'le sürekli uğradığımız fırına girdim. Yazın genelde burda çalışıp John ve karısı Melissa'ya yardım ederdim.
Gülümseyerek içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stepbrother//H.S
Fanfic"Olivia...Gitmemi istiyor musun?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Hayır, istemiyordum, ama kalması beni öldürüyordu. Bir şey söylemedim. Bir süre sonra onu arkamda hissettim, kollarını sıkıca belime sardı ve omzuma küçük bir öpücük bıraktı. "Ben gi...