unutulmuş bir aşığın yoğun bakışları

1.4K 170 74
                                    

✧*。

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧*。

kim taehyung, yakın dostu yoongi'nin doğum günü partisine davet edildiğinde kim seokjin'in de orada olacağını biraz da olsun tahmin edebiliyordu. çünkü yoongi ve diğer çocuklar aynı zamanda seokjin'in de arkadaşlarıydı ve sırf taehyung rahatsız olmasın diye onu çağırmamazlık yapmaları söz konusu bile olamazdı. 

tüm bunları bilerek yoongi için sade fakat şık bir saat aldı. ne olursa olsun dostunu doğum gününde yalnız bırakmayacaktı. hediyesini güzelce paketleyip üzerine bir şeyler aldı. uzun siyah bir hırka, siyah salaş bir pantolonun içine sokulmuş çizgili ince bir gömlek, siyah botlar ve seokjinle ayrıldıklarından beri kullandığı siyah saçları. 

'tanrım, tae. cenazaye gidiyor gibisin.' kendi düşünceleriyle başa çıkmaya çalışırken aynadaki üzgün suratına umutsuzca baktı. gülümsemeyi denedi ve yanaklarındaki o çirkin ağrı ortaya çıkınca bunun pek de iyi bir fikir olmadığını anladı. şimdilik sadece boşvermeye karar verip sürekli kullandığı ve bitmek üzere olan parfümünü boynuna yaklaştırdı. 

seokjin ve o, uzun süre boyunca birbirlerini tamamlamış, birbirlerine değer vermiş ve içinde bulundukları ilişkinin kimseyi incitmemesine özen göstermişlerdi fakat işler ikisinin de beklemediği bir şekilde gelişmiş, taehyung seokjin'den ayrılmak istemişti. çünkü taehyung baş etmekte oldukça zorlandığı depresyonundan ötürü sürekli seokjin'i sorunlarıyla boğmaya ve şüpheleriyle sıkmaya başlamıştı. seokjin bunun aksini iddia etmiş olsa da hiçbir güç taehyung'u gitmekten alıkoyamamıştı. 

şimdi tüm bunların üzerinden koca iki yıl geçmişti ve partide seokjin'in de olacağı düşüncesi midesinin heyecanla kasılmasına yol açıyordu. iki yıl, dile kolay gelebilirdi fakat taehyung tüm bu zaman boyunca seokjin'i arayıp sızlanmamak için kendini zor tutmuştu ve zamanının büyük bir kısmını hastanede tedavi görmekle harcamıştı. taehyung, yol boyunca aklında silik silik yer alan seokjin'in yüzünü, sesini ve dokunuşunun nasıl da seviliyormuş gibi hissettirdiğini hatırlamaya çalıştı. 

yoongi'nin içinden müzik sesleri ve renkli ışıklar yükselen evine adım attığında üzerindeki gerginliği biraz da olsun atabilmişti. çünkü ortam kalabalıktı ve kimse kimsenin umrunda gibi durmuyordu.

hediyesinin içinde olduğu pakete insanlardan zarar gelmesin diye kendisine yakın tutmuş, belli bir ritimle dans eden kalabalığın arasından geçip salonun mutfakta birleştiği kısma gelmişti. çünkü tanıdık yeşil saçlarıyla yoongi, pembe saçlı namjoon tarafından tezgaha sıkıştırılmıştı ve ikili yarın yokmuş gibi öpüşüyordu. taehyung, yanlarına geldiğinde gördüğü görüntü yanaklarının kızarmasına yol açmıştı. 

"hey, çocuklar. bölmek istemezdim ama gelip bir merhaba demek istedim." taehyung, gözlerini kaçırıp elini ensesine attığında müziğin gürültüsüne karşılık biraz sesini yükseltmek zorunda kalmıştı. kulakları oldukça hassas olan yoongi onu duymuş, aceleyle namjoon'u üzerinden ittirmişti. ikili nefes nefese taehyung'a döndüğünde esmer olan ne yapacağını bilemeden gülümsemeyi denemişti ve bu evde denediğinden daha da acıtmıştı. 

intense glances of a forgotten lover | taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin