Multi=Ali&Eylül 👆🏼👆🏼👆🏼👆🏼👆🏼👆🏼Uyandığımda alarmın çalmasına 50 dakika olduğunu farkettim. Çalmasın diye alarmımı kapattıktan sonra banyoya girip günlük işlerimi hallettim. Üzerime siyah atletimi giyindim. Altıma dizkapağımın bir karış üzerinde olan eteğimi giydim. Üzerine de beyaz gömleğimi giydim. Saçlarımı düzleştirdikten sonra belli belirsiz ince bir eyelineer çekip rimel sürdüm. dudağıma da parlatıcı sürdükten sonra hazırdım. Okulun ilk günü olduğu için çantama küçük bir not defteri atıp telefonumu alıp aşağıya indim. Aşağıda beni kahvaltıya bekleyen bir ailem olmadığı için ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Ha bu arada ben kendimi tanıtmadım size. Ben Eylül Acar Son sınıf öğrencisiyim. kahverengi saçlarım, yeşil gözlerim var. Aşırı güzel olmasam da belli bir güzelliğim var. 1.74 boyudayım. Coğu erkeğin dikkatini çekecek bir tipteyim fakat şu ana kadar benim dikkatimi çeken pek kimse olmadı. Neyse, zaten erken kalktığım için yürüyerek gitmeye karar verdim. Yürürken birden telefonumun titremesiyle sıçradım. Ekrana baktığımda en yakın arkadaşım Meral'in aradığını gördüm. Telefonu kulağıma götürdüm;
Eylül:Alo?
Meral:Alo. Eylül ne yapıyorsun?
Eylül:Okula gidiyorum sen ne yapıyorsun?
Meral:Ben okuldayım. Seni bekliyorum. Kaç dakikaya gelirsin?
Eylül:5 dakikaya ordayım.
Meral:Bizim moruk edebiyatçı emekli olmuş, yerine yeni öğretmen geliyormuş.
Eylül:Ohh be! kurtulduk o mal adamdan. İnşallah yerine insan gibi biri gelir. Nefret ediyorum bu edebiyattan.
Meral:Vallaha yaa. Beni de nefret ettirdi o moruk. Dediğin gibi insan gibi biri gelir inşallah.
Eylül:Ben okulun bahçesinden girdim sen neredesin?
Meral:Ben sınıftayım. 3. Kat soldan 2. Kapı. Kapıda bekliyor olacağım seni.
Eylül:Tamam.
Dedim gülerek. Yukarı çıkıp sola doğru gittim. Kapının önünde bekleyen Meral'i görünce koşarak ona sarıldım. Özlemiştim. Birlikte sınıfa girip çantamı sınıfa bıraktık sınıftakilerle de biraz sohbet ettikten sonra dışarı çıktık. 5 dakika sonra sıraya girmeye başladık. Müdür yine bir sürü konuştu artık dinleyemiyorum. Uykum geliyor bu adam konuştukça. Neden müdürler bu kadar çok konuşmak zorunda? Sınıflarımıza geçtiğimizde ilk dersimiz fizikti. Fizikçimiz iyi biriydi. Biraz azarlardı falan ama çoğu zaman severdik. İki dersinde de bizi boş bıraktı. Biz de arkadaşlarla konuştuk. 3. Saat ve 4. Saat edebiyattı. Nefret ediyorum. Çok saçma değil mi? Saçma sapan, işimize yaramayacak bir sürü şey öğreniyoruz... Hoca içeri girdiğinde büyük bir sessizlik oldu. Sınıfa en sert hoca girse bile bu kadar sessiz olmazdı. Kapıdan tarafa baktığımda acaip derece de sert bakan birini gördüm. Takım elbise giymişti. Demek ki yeni edebiyat hocamızdı. Çok zekiyim biliyorum. Sarışın biriydi, yakışıklıydı bayağı ama pek ilgi çekici de değildi. Sonuçta edebiyatçı. Ne kadar ilgimi çekebilir ki? Diğer kızlar ona öyle bakıyordu ki... Yiyecek gibi. Ne var ki yani çok ta yakışıklı değil. Bir de ukala ulaka tavırlar. Sabahtan beri ayakta dikiliyoruz biz, adam hâlâ oturun demeye tenezzül etmedi. Çantasını masanın üzerine bıraktıktan sonra bütün sınıfı süzdü, 'Oturun.' demesiyle hepimiz oturduk. Nihayet. Ayaklarım koptu. Ben üşengeç bir insanım. Ne yapayım? Hoca ismini tahtaya yazdı. ALİ GÖKTÜRK. Sonra bize dönüp
Ali:Ben Ali Göktürk. Bu öğretmenlikte 2. Yılım. 23 yaşındayım. Şimdi siz tanıtın kendinizi.
Dedi. Sesi de güzeldi, diğer her şeyi gibi ama dikkatimi çekmiyordu. Çünkü o edebiyatçı. Sırayla herkes kendini tanıttı. Sıra bana geldiğinde ben de kendimi tanıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ✨
ChickLitÖğrencisine aşık bir öğretmen Öğretmenine önce sinir olan sonra öğretmeninin hislerine karşılık veren güzel, saf, masum kız... Birbirlerine aşık olurlarsa ve öğretmeni öğrencisini kaçırırsa ne olur?