aşk nasıl da fedakarlik ister

367 263 108
                                    

deniz beyin söyledikleri beni mahvetmişti. çünkü ablam beni seviyor  diyordum ama yalanmış. abla mında tek derdi paraymış. anlamıyorum daha küçük yaşlarda nasılda insanın gözünü para hırsı bürer ki.

-- peki diğer kıza ne oldu adını ne koymuşlar dı? hem belki benim adımdan utanırlar, sonuçta zenginler ya.

bu arada benim adım derya, ablamın adı da su. ben ablamın ismini herzaman kendi ismim den daha güzel bulmuşumdur

--öncelikle o kızın adı Serpil' di.

--o da benim ismim den daha güzelmiş .

-- neyse sözüm e geri dönmek istiyorum.

--tabi buyrun kusura bakmayın.

-- diğeri kıza ne olduğuna gelecek olursam bir aralar oturdukları ev yıkıldı. serpil hanım da enkazın altında kaldı. enkazın altından çıkarıldığında omuriliğine zarar geldiği için felç kaldı. 1 yıl boyunca felçti.
adam bunları anlatırken ağlamamak için kendini çok zor tutuyordu. bende her söylediğim kelime hatta harf titrek ve zar zor ağzımdan çıkıyordu. kendimi zorlayarak

--  Serpil hanımın  önceden bir sevdiği vardı. evleneceklerdi yakın zamanda ama adam Serpil hanımın durumunu öğrenince sevgisi de bitti. Serpil hanımı iyileştirmek için birçok yola başvurdular yurtdışına gidip geldiler. ama nafile bir gün hayata gözlerini yumdu.

--nasıl yani.

-- herşey iyiye giderken ani beyin kanamasıyla hayata 1.35' gözlerini sonsuza dek yumdu.

--peki Serpil hanım dan biraz bahsedermisiniz?

dediğim anda adamın gözlerinden yaş akmaya başladı sanki çok uzun bir süredir ağlamayı bekliyormuş gibi ağlıyordu. ve gözünden yaş aka aka anlatmaya başladı.

-- tabi mesela sarışın, mavi gözlü, kısa boylu, beyaz tenli, çok kibar bir hanım efendiydi hanım efendi. kelimesini tam anlamıyla taşıyordu.

ben kendimden bahsetmek istiyorum.
ben ise; esmer, saçım da üç renk olan bu renkler ise; çok koyu kahverengi, açık kahverengi, ve kırmızı renkli saça sahibim. çok koyu kahve renkli gözlere sahip, uzun boylu, herkez tarafından dışlanan biriyim.

anlattıkları bittikten sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı hani erkekler ağlamaz derler ya işte onun yalan olduğunuz kanıtlamış oldu.
ben o an çok şaşırdım. birşey yapasım vardı ama bir yandan da yapasım yoktu. en sonunda adamın yanına gidip neden ağladığını sordum.

---Serpil hanıma deliler gibi aşıktım. ben bir aralar Serpil hanımın psikoloğuydum zaten o zamanlar aşık olmuştum. bu aşkı bir türlü kendime yediremiyordum. ama aşk bu kafananız da bitirmek istesenizde gönülden silemezsiniz ama gerçekten gönülden seviyorsanız tabi. onu unutmak için bir sürü yol denedim ama olamadı. aşk beni değiştirmişti artık ben eski ben değildim. dediğim gibi onu unutmak için kendimi işime verdim ama işim de de biraz geriliyordum. her gün buraya gelir bağıra bağıra ağlarım hatta yurtdışına gitmeye de karar vermiştim ve hazırlık yapıyordum. 03.01.2000 salı günü saat gecenin 2' di Serpil beni aradı sesi çok kötü geliyordu erkek arkadaşından dayak yemişti. ben hemen yanına gittim. ağzı yüzü kan Revan içinde, kolunda, göğüs kafesinde ve bir kaç yerinde daha kırık vardı. ben gittiğimde yerde uzanıyordu. onu o halde görünce dünyam hatta bütün uzay başıma yıkılmıştı. sonuçta ben ona nazar değmesin diye  bakamazken başkaları ona kıyıyordu. hemde ne kıymak. hemen ambulans'ı aradım çünkü kemikleri kırıkken hareket ettirmek çok tehlikelidir. ambulans gelene kadar serpil' i uyanık tutmaya çalıştım. çünkü beyin kanaması geçirme riski vardı. ambulans geldi. ve serpil' i hastaneye götürdüler. bende hemen onların peşinden gittim. Serpil' i hemen yoğun bakıma aldılar ben konuşacak halde olmadığım için danışma görevlisi Serpil' in telefonuyla ailesini aradı bende bir yere saklanarak onları bekledim. geldiklerini görünce o adamın yanına gittim.

-- o adam dediğiniz Serpil hanımın sevgilisi değilmi? adı neydi peki?

-- evet adı gibi kendisi de garip' ti
neyse ben hemen garip' in yanına gittim gittiğimde evinde zıkkım içip deliler gibi içiyordu. beni hiç beklemiyordu kapıyı açar açmaz kafamı suratına geçirdim o gine deliler gibi gülmeye devam ediyordu. ben onu komalık edecek kadar dövdüm ve ölecek halde bırakıp serpil' imin yanına koşarak gittim ben hastaneye varır varmaz polisler beni tutukladı. çünkü o ölmüştü ve onu öldüren de bendim hiç pişman değildim. gine de pişman değilim çünkü onun gibiler yüzünden dünya yok oluyor onun gibiler yüzünden kadınlarımız acı çeke çeke ölmekten beter oluyorlar bu kadınlara yapılacak birşey mi? bir de erkek diye orada buralarda dolaşıyorlar asıl erkek duygularını gösterebilen ve özellikle de kadınlara el kaldırmayan onları el üstünde tutan adamlara delikanlı denir. neyse 4 yıl boyunca hapiste yattım hapiste olduğum zaman serpil' den hiç haber alamıyordum bu da beni deliye çeviriyordu. bir gün sırf Serpil' i görmek için hapisten kaçtım serpil gayet iyidi hatta daha iyidi ben yanına gidip selam verdiğim zaman selamımı almadı hatta beni aşağıladı ama meğersem tehtid edildiği için bana öyle davranıyormuş ve hatta o yüzden beni ziyarete gelmiyormuş. bana birşey olmasın diye yani beni korumak için ama ben onu görmediğim için zaten ölseydim daha iyi olurdu ama ölmekten daha kötü oluyordum örnek olarak uykularım haram oluyordu, hiç bir şey yiyemiyordum hatta ben bir ara zayıflıktan ölecektim. o derece bu arada ben hapisten kaçtığım için bana ceza olarak 1 yıl uztılmasına karar verildi ama olsun Serpil' imi görmek için ginede kaçardım. hapiste kaldığım sürece kimse benim ziyaretime gelmedi her görüş gününde acaba belki bugün birileri gelmiştir diye dua ediyordum. ama hiç kimse gelmiyordu aramıyorlardı da herkes benim başarım için benimle birlikteymiş en yakın can dostum  dediğim insanlar bile

arkadaşlar devami gelecek lutfen vote ve yorum yapmayi unutmayin ozellikle yorum cunku yorumlariniz la hikaye sekillenecektir☺☺

sıra bendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin