"Silahlı Dedektiflik Bürosu üyesi Dazai Osomu ve Liman Mafyası yöneticisi Nakahara Chuuya evlerinde ölü bulundu."
Odasaku daktilosuna yazdığı başlığı on ikinci kez okurken derin bir nefes aldı. Biliyordu,bu son kaçınılmazdı ama yine de kendine yediremiyordu.
En yakın arkadaşı,içki dostu,mafyada kalmasının sebebi bu dünyadan gitmişti. Odasaku dilinin ucuna gelen gerçeklerle birlikte yutkundu.
Aşık olduğu adam ölmüştü
Yıllar boyunca kabul etmese de ona deliler gibi aşıktı,daha fazla inkar etmeye lüzum yoktu.
Sol gözünden düşen yaş ile hafifçe gülümsedi,gözlerinden yaşlar boşalırken ise hala gülümsüyordu.
Yere çöktü,kalbi çok ağrıyordu. Sanki birisi kalbine yumruk atmış gibiydi duygusal bir yumruk değil fiziksel bir yumruk kalbini delip geçmiş gibi hissediyordu. Aklına okuduğu kitaptan bir cümle geldi.
"Sanırım bu iş böyle oluyormuş. Birini seversin,sonra onun başına kötü bir şey gelir ve kalbine bir yumruk yersin. Yumruğa benzer bir şey değil kastettiğim;gerçek bir yumruk diyorum."
Odasaku da aynen böyle hissetmişti. Gazetedeki köşe yazısı için uğraşırken kalbine giren sancı ile nefes alamadığını hissettiğinde üstüne hiçbir şey almadan kendini dışarıya attı.
"Hayır" diye sayıklıyordu. "Hayır lütfen düşündüğüm şey olmasın"
Osomu'nun evine girdiğinde yüzüne çarpan yoğun kan kokusu ile içini bir korku kapladı ama buna inanmak istemedi.
Banyoya girmeden önce son bir umutla kendi kendine "Kuruntu yapıyorsun Oda,banyoya girdiğinde sana sırıtıp çok endişelendiğini söyleyecek." dedi,fakat bunun doğru olmadığını kendisi de biliyordu.
Banyo fayanslarına sıçramış kanları ve küvetten sarkan kolu gördüğünde daha fazla dayanamadı ve dizlerinin üstüne çöküp midesinde ne varsa çıkarttı.
Ağzını silmeden emekleyerek küvetin yanına gitti,göreceklerinden korkuyordu.
Nefesini tuttu Odasaku,işte oradaydı.
Dazai Osomu kıpkırmızı bir suyun içinde cansız yatıyordu,Odasaku nabzına bakmaya bile gerek duymadı,ona her zaman parlayarak bakan gözlerin matlığından çoktan öldüğünden emindi.
Odasaku'nun görüşünü daraltan yaşlar gözlerini kırptığında teker teker yanaklarından döküldü ve bu onun ilk başta görmediği bir ayrıntıyı fark etmesini sağladı.
"Turuncu saçlar?" Odasaku kendi kendine mırıldandı,sırtında kırmızı lekeler olan bedene anlam veremedi.
Birkaç saniye sonrasında tüm taşlar yerine oturdu. Osomu'nun kucağındaki Liman Mafyası yöneticisi Nakahara'dan başkası değildi.
Odasaku'nun içini büyük bir kıskançlık kapladı. "O ben de olabilirdim" dedi,kalbi patlayacakmış gibi hissediyordu.
Boş gözlerle onları yaklaşık 2 saat daha izledi, damarlarını terk eden kan yüzünden bedenlerinin soğumasına ve dudaklarının morarmasına yakından şahit oldu.
Kendine yeni yeni gelen Odasaku ayağa kalktı ve gerekli birimleri aradı. Sonrasında ise kollarını sıvayarak ellerini Nakahara'nın bedenine uzattı.
Yüzünü buruşturdu,ona dokunmaktan bile tiksiniyordu. Çabuk hareketlerle onu kenara itti ve Dazai'nin sargılarla kaplı bedenini küvetten çıkarttı.
Ona gülümseyerek baktı ve elleriyle okşayarak gözlerini kapattı. Bacaklarındaki gücün tükendiğini hissedene kadar onu minik bir bebekmiş gibi gülümseyerek salladı,sonunda ise sırtını duvara vererek yere oturdu.
"Mutlu musun Osomu?" Odasaku Dazai'nin dudaklarına bir öpücük kondurmadan önce mırıldandı."Sen gideli bir gün bile olmadı ama ben seni çok özledim."
Dazai'nin başını göğsüne yasladı,hala "Seni çok özledim" diye sayıklıyordu. Ona daha sıkı sarıldı,şimdi vücudunun tüm ayrıntılarını hissedebiliyordu. "Peki" dedi kendi kendine, "Buna rağmen bu kadar üşümem normal mi?"
Polis banyonun kapısını kırdığında yerde oturan kişinin üstündeki çıplak bedenle birlikte etraflarındaki kan golünü görmeyi beklemiyordu.
--
"Nefes al Chuuya,korktun mu yoksa?
Dazai alaylı bir sesle kucağındaki minik bedene baktı,tir tir titriyordu.
"Hayır orospu çocuğu,o jileti nerene saplasam diye düşünüyordum."
Chuuya kucağında biraz daha hareket etti,tam olarak kasıklarının üstüne oturmak istiyordu.
Dazai "yardım edeyim" diyerek Chuuya'yı belinden tutarak penisinin üstüne oturttu.
İkisinin de kulaklarını kutsayan inleme sesleri birbirine karışırken Chuuya hareket etmeye devam etti.
"Senle 5.turu yapmak benim de çok hoşuma gider bebeğim fakat biliyorsun,yapmamız gereken bir çifte intihar var."
Chuuya Dazai'nin kucağında zıplarken aldığı zevkten dolayı titrek ve kısık çıkan sesiyle mırıldandı.
"Sikeyim seni Osomu, cehennemin dibini boylayınca bunların hiçbirini yapamayacaksın."
Dazai sırıttı,belini geriye atıp Chuuya'nın bacak arasına gömülürken kafasını salladı.
"Kesinlikle. O yüzden benim için inle,Chuuya."
--
Dazai kucağındaki minik bedene baktı. Bacaklarını kendine çekerek küçücük kalmıştı,turuncu saçları ise Dazai'nin göğsüne dökülüyordu.
"Hazırım."
Dazai kafasını eğip gülümseyerek Chuuya'ya baktı,elindeki jileti çevirirken dudaklarına uzandı.
Chuuya Osomu'nun dudakları arasında eriyordu. Onun sıcak ve yumuşak dudakları aklını kaybetmesine sebep oluyordu,delirmek üzereydi. Chuuya bu düşünceler arasında kaybolmuşken bileğindeki hissettiği acı ile Dazai'nin dudağını ısırdı.
"Çok mu acıtıyor Chuuya?"
Dazai Chuuya'nın kanayan bileğine dudaklarını bastırmadan hemen önce fısıldadı.
Derin bir nefes aldı Chuuya,elindeki jileti Dazai'nin bileğinde kaydırmadan önce ona geri fısıldadı.
"Evet,fakat sen yanımdaysan bunun bir önemi yok."
--
Chuuya Dazai'nin nefeslerinin ağırlaştığını hissedebiliyordu. Kendisinin de ondan bir farkı yoktu,kan kaybından dolayı bilinci biraz bulanıktı.
"Hey Dazai" Chuuya elini güçlükle kaldırıp Dazai'nin yanağına koydu. "Bunu çok fazla söylemediğimi biliyorum fakat,seni seviyorum tamam mı? Seni çok seviyorum."
Dazai hafifçe gülümsedi. "Biliyorum güzelim. Dile getirmiyor olabilirsin fakat gözlerinden anlaşılıyor."
Belki de son kez birbirlerinin dudaklarını kavrarken ikisinin de gözlerinden birer damla yaş süzüldü. Fakat daha fazla ağlamadılar,çünkü gözyaşları ayrılıklar içindi.
Ve bu bir ayrılık değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ascension||soukoku
Fanfictionnakahara chuuya ve dazai osomu küvette ölü bulunur. oneshot