bölüm üç

1.2K 78 24
                                    

anlatım bozukluklarım veya yazım hatalarım olursa lütfen belirtin, iyi okumalar 🥰

kyungsoo kolayca iş bulmuştu. banliyö evlerinin önünde bir okul vardı ve kyungsoo'nun özgeçmişinde "2018 Kış Olimpiyatları Erkekler Artistik Patinaj - Altın"ı gördükten sonra iş görüşmesi yapmasına bile gerek kalmamıştı.

kyungsoo altı ve sekiz yaş aralığındaki çocuklara artistik patinaj öğretecekti ve biraz nitelikli olabilirdi.

"wayne gretzky'nin rec liginde koçluk yapması gibi," jongin kahvaltı yaparlarken şaka yaptı. dokuz gibi buz pistinde olması gerekiyordu bu yüzden ikisi de sabah altı gibi erkenden kalkmışlardı, yani iki buçuk saat beraber geçirebilirlerdi.

"kapa çeneni." kyungsoo kıkırdadı. işinde ilk günü iki gün önceydi. "iyi çocuklar—çok tatlılardı. bir çocuk 2030 veya '34 olimpiyatlarında kanada'yı temsil edebilir. aynı anda hem hokey oyuncusu hem de artistik patinajcı olmak istiyor."

"canes'den (hokey takımı) jeff skinner (hokey oyuncusu) bir artistik patinajcıydı ve o alanda şampiyon olmuştu. jongin gülümsedi ve kyungsoo'nun ayağını ayağıyla dürttü. "peki ikisini aynı anda yapmak mı? işte ondan emin değilim."

"ama hayal edebiliyor musun?" kyungsoo öğrencisini korudu ve güldü. "buzda çift ayak döngüsü yaptığını düşünebiliyor musun?"

"defanstaki adamın kafasının çok karışacağını düşünüyorum." jongin şakasına karşılık verdi.

jongin, erkek arkadaşının çalıştığı işi destekliyordu hatta boş olduğu bir gün gidip çocuklarla buzda kaymak bile istemişti. okul bu fikre iyi bakıyordu ama muhtemelen jongin'in üç altın kulubü kaptanı ve yerel kahraman olduğu için.

kyungsoo, jongin'in oraya gidip birkaç çocuğu buz hokeyi oyuncusuna dönüştürmeye çalışacağından şüpheleniyordu.

"bir hokey oyuncusu olduğumu hayal et," kyungsoo devam etti. "o zaman alex ovechkin ve henrik ludqvist'le yüz yüze gelebilirdim."

"ovechkin ve ludqvist'e gösterdiği ilgi beni cidden endişelendiriyor," jongin düz bir yüzle konuştu.

"seninle ilişkimiz olmadan önce hokey oyuncusu olarak seni beğenmediğim için sadece kıskançsın." kyungsoo çatalını salladı ve omzunu silkti, jongin ona sert bir bakış attı.

"senin erkek arkadaşınım." jongin üstüne bastırarak konuştu.

"beğendiğim hokey oyuncuları listemde değildin," kyungsoo ritimle söyledi.

"çünkü kötü bir zevkin var," jongin cevabı anında yapıştırdı.

"aynen ben de öyle derdim," minik olan homurdandı, gözlerinde neşe ile direkt jongin'e bakıyordu.

kaptan, kyungsoo'ya bir kıkırdamadan başka cevap verememişti, konuyu değiştirmeye çalıştı. "hokey oyuncusu olmadığımı hayal etsene."

kyungsoo hımladı. "modellik yapabilirdin." tabağından biraz meyve aldı ve ağzına tıktı. "emekli olmayı düşünüyor musun?"

"hayır. belki gelecekte—şu an doruk noktamdayım." jongin parmak eklemlerini ahşap masa üzerinde tıklattı. "35-40 yaşına kadar bu işi yapmak istiyorum."

"jagr'ın rekorunu kırmayı denemeyecek misin?"

"hayır, jagr bir ölümsüz. onun yanında—" kaşlarını kaldırdı ve yavaşça devam etti, "—yeni bir şeyler yapmak için genç kalmalıyım."

"ne gibi?" kyungsoo homurdandı.

"kafes dövüşü?" jongin ciddi bir yüzle cevap verdi.

ikisi birden durdu ve kahvaltı yaparlarken kahkahalara boğulmadan önce birbirlerine baktı. ikisi de jongin'in öyle bir oyuncu olmadığını biliyorlardı. dövüşmesi gerektiği zamanlarda bunu yapıyordu ama çoğu zaman kendini kanıtlamak için diski ağa gönderiyordu.

yours to hold high (ht2/türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin