Percabeth

1.6K 83 9
                                    

Biraz araya kaynadı ama ben yazdım ve paylaşmak istedim.

İlk bölüm ❣

Annabeth, göz pınarları kurumaya yüz tutsa da, ağlamayı bırakamamıştı.Percy önünde bilinçsiz bir şekilde yatarken,bunu yapabilmesi imkansız gibiydi.

"Lütfen..."diye sayıkladı yine.Onu duymayacak,ona cevap veremeyecek birine yalvaracak kadar çaresiz kalmıştı."Lütfen,aç gözlerini yosun kafa..."

Yine tepki yoktu."Söz vermiştik."diye devam etti.

Artık kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı.

"Asla ayrılmayacaktık-"sözleri tekrar hıçkırıkla bölünürken ne yapacağını şaşırmıştı.Elleri titriyordu ama yine de sevgilisinin siyah saçlarını avuçlarının içine aldı.

"Cehennemden kaçtık biz."ve yine bir hıçkırık."Beraber."

Kafasını gök yüzüne kaldırdığında yeni yaşlar hızla yanaklarına doğru süzülmüştü. Ağlamaktan şişmiş gözlerini kapatırken etrafında dönen bütün olayların gerçek olmadığını ,ve bu yaşadıklarının sadece şuana kadar gördüğü en kötü kâbusu olduğunu umdu.

"LANET OLSUN!DEFALARCA KIÇINIZI KURTARAN BİRİNİN ÖLÜMÜNÜ SADECE İZLEYEBİLİYORSUNUZ!"

Resmen nefret kokan cümlelerini haykırırken, sırf bunları söylediği için bile ölebileceğini biliyordu.Ama umrunda değildi.O zaten yaşadığını hissetmiyordu.

Gökten bir şimşeğin veya bir yıldırımın onu yakıp kül etmesini bekledi.Hiçbir şey olmayınca derin bir iç çekti.

Kafasını yeniden aşağı indirip,Percy'nin yaralar içindeki yüzüne baktığında kalbi onun gibi tükenmişti.

"O yaşıyor olabilir Annabeth."

Omzuna koyulan elle irkilen Annabeth burnunu çekmişti.Büyü kullanan arkadaşına dönmeden cevap vermişti.

"Öyle mi?"sesi acı çeker gibi çıkıyordu.Öyleydi de.

Piper kızın yanına çökerken,yeniden yerde uzanan ve muhtemelen artık yaşamayan çocuğa baktı.Onun yaptığı boş yere umutlandırmaktı belki ama arkadaşını böyle bir durumda görmeye dayanamıyordu.

Annabeth ellerini sevgilisinin siyah saçlarından yanaklarına kaydırmıştı. Yüzünün her santimi yara içindeydi.Eline bulaşan kurumuş kan pıhtılarını umursamadan son kez dokundu Percy'e.

Arkadan başka bir hıçkırık duyulunca Annabeth yorgun gözlerini oraya çevirdi.Hazel ağzını elleriyle kapatmıştı.Gözleri yaşlarla parlıyordu.Frank durumu ondan farklı olmasa da elleriyle kızın sırıtını sıvazlıyordu.

"Bana sürekli Jüpiter Kampındaki melezlerden bahsediyordu.Onların da çocukları olduğunu,evlenebildiklerini ve yaşlandıklarını söylüyordu."

Kalan beş melez onu pür dikkat dinlerken Annabeth yeniden ve yeniden iç çekmişti.Burnunun direği sızlıyordu.Bir daha Percy'i göremeyeceği gerçeği yüzüne tokat gibi çarparken ne yapacağını şaşırıyor,titremesi artıyordu.

"Geleceğimiz olacağını düşünüyordu..."Duraksadı."Ben de öyle..."

"Annabeth-" Piper gittikçe fenalaşan arkadaşına yardım etmek istiyordu.

"İyiyim."

Kollarını Percy'e sararken bir fısıltı duymuştu.

"Seni seviyorum ."diyordu biri.Annabeth bu kişinin Percy olduğunu anladığında gülümseyerek ve huzurla cevap verdi.

"Seni seviyorum Yosun Kafa..."

Gözlerini kapattıgında, kulakları bir anda gürültüyle boğulmuştu.

"UYANDI!"diye bağırmıştı biri.Tandık bir ses.
Percy'nin sesi.

"Beni bırakmayacağını biliyordum Bilmiş Kız!"

Annabeth gözlerini tekrar açtığında son bulunduğu yerde değildi.Deniz mavisi bir çift göz yaşlarla parlarken ona bakıyordu.

"Sözünü hatırlayacağını biliyordum..."

Percy yaşıyordu.Yara almamıştı. Ölümle burun buruna gelen o değildi.Annabeth'ti.Onu bırakmayan, elini sım sıkı tutan sevgilisi hala canlıydı.Kendisi gibi.

"Biliyordum..."derken gerçek göz yaşları yanaklarına süzüldü.

Percabeth favorim değil ama gerçek bir aşk hikayesi olduğu için nefret etmiyorum ve okurken rahatsız olmuyorum.

Percy ve Annabeth gerçekten güzel bir çift.

Percy Jackson Comics •ÇevirilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin