Herkese selamm
Umarım iyisinizdir keyifleriniz yerindedir :)Öncelikle değinmek istediğim bir konu var. Amacım büyük kitlelere ulaşmak değil. En azından okuyan kişilerin hikayeme bir oy dahi vermeden geçiyor olması beni üzen bir konu. Bu platform benim için gerçekten çok değerli. Bir şeyler yazıp, yeni insanlarla tanışmak başlı başına güzel bir deneyim benim için. Sınırlardan hiç hoşlanmasam bile sınır koydum önceleri. Sonra gerçekten severek okuyan güzel yorumlar yapan insanlara haksızlık yapma düşüncesi beni çok rahatsız ettiği için bu fikirden vazgeçtim. Verdiğim kadar ise Sadece bir kafa tatili yapmak istiyorum. Zamanı konusunda bir fikrim yok. En azından bazı arkadaşlar emeğe saygı gösterene kadar Dünya'ya yeni bölüm gelmeyecek.
İyi okumalar
Sevgilerle
Quenofloove♥️
KIRK ALTINCI BÖLÜM
Gerçekler neydi? Bu sorunun cevabını ablasına verecek olmanın sıkıntısı içerisindeydi. Uzun zamandır bu sorunlarla boğuşurken ablasının karşısına çıkma cesaretini içinde bulamamıştı. Gözünü açtığı her gün görmeyi çok istemişti. Ablasına sarılmayı dilemişti. Birçok kez uzaktan izleyip sonrasında geri dönmüştü. Hoş döndüğünden beri evde kalmıyordu. Ne annesini ne de babasını görmek istemiyordu.
Okulunu yarıda bırakıp gerisin geri dönmüştü. Ayaz'ın tek bir telefonuyla yapmıştı bunu. Ablasının, babasının pisliklerinde boğulmasını istememişti. Ancak en ağır darbeyi yine ablası alıyordu. Ayaz'a aşıktı. Bunu biliyordu.
Evlerinde ilk defa anlattığı günü hatırlıyordu. Mavi harelerinin içinde dolaşan parıltılara şahit olmuştu. Bir tarafı onun için çok mutlu olurken diğer tarafı kıskançlıkla kavrulmuştu. Ablasını, bir erkekle paylaşacak olma düşüncesi o yıllarda vücudunda ki sinir hücrelerini ayağa kaldırmıştı. Sonrasında öğrendikleri, ortaya çıkmaması için savaş verdiği gerçekler kaçıp gitmesine sebep olmuştu.
Ablası, şimdi karşısında onu izliyordu. Ağzından çıkacak her bir söze muhtaçtı. Ona, istediklerini verecekti. En azından bu kadarını borçluydu. Ayaz, bunu yaptığını öğrendiğinde tepkisi çok ağır olacaktı. Sadece bunu artık ablasına yapamazdı.
"Ayaz ağabey, o gece onlarla konuşmaya gitti. Amacı böylesi bir olay değildi. Sadece sizi korumaya çalışıyor. Ama onlar Ayaz ağabey kadar kişilikli insanlar değiller." Dünya, masasının önünde bulunan koltuklarda oturan kardeşine bakarken gözlerini bir an olsun ondan kaçırmıyordu. "Neden gittin?"
Cevapsız kalan sorusu karşısında çok özlediği kardeşine sadece başını iki yana salladı. "Çünkü biliyordun. Annemin önceden babamın kardeşiyle nişanlı olduğunu, babamın kirli işlerini her şeyi."
"Abla, tek amacım senin zarar görmemendi. Susmam karşılığında babam sizin evlenmenize izin verecekti. Zaten seni o mafya bozuntusundan kurtarmak için evliliğinize onay verecekti ama sürüncemedeydi. Son ana kadar istemedi. Bende bu şekilde tehdit ettim onu."Ares, derin bir nefes aldı. Ablasına her şeyi anlatmalıydı. "Tesadüfen duydum. Annemle babam tartışıyordu. Biz onları hiç kavga ederken görmedik. Sesleri çok yüksekti. Bende gittim. Babamın çalışma odasında aralık duran kapıdan dinledim onları. Annem, babama belkide hata yaptım Menderes'le kalmalıydım dedi. Babam delirdi. Bütün odayı yıktı. Üzgünüm güzelim ama o treni kaçırdın abim evli bir de çocuğu var diyordu. Sonra..." Ares, durup derin bir nefes aldı. Bunları düşününce bile beynine ağrılar giriyordu. O güne yeniden gidiyordu. "Annem, Dünya'yı kurtar dedi. Evlensin Ayaz'la bırak dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ I) TAMAMLANDI
Romance"Sen, Dünya'yı hak etmeyecek kadar korkak bir adamsın." Ayaz, aniden geriye dönüp Şahin'e bir kafa attı. O yere düşmüş burnunu tutup acılar içinde kıvranırken aniden Acar'ın elinde ki silahı aldı. Şahin'in bacağına bir kurşun sıktı. Adam'ın acı için...