"Kore'nin en iyi gay striptiz barına seni soktuğum için bana sövmen değil teşekkür etmen gerkiyor Min Yoongi." Hoseok'un boş beleş laflarına bilmem kaçıncı göz devirişimi gerçekleştirirken çoktan kapıdan içeri girmiştik. Etrafa göz attığımda en ortada üç direk ve etrafında 10 masadan oluşan bir mekan olduğunu görmüştüm. Boş olan tek masaya yerleştiğimizde 1-2 saat sadece içmiş ve striptizcilerin danslarını izlemiştim. Sıkıldığım anlarda gitmek için ayaklanıcakken direğe ilerleyen üç kişiyle yerime çakılmıştım. Hoseok kucağındaki çocuğu fırlatıp gelenlere ağzının sularını akıtarak bakmaya başladığında göz devirmeden edememiştim. "Analar neler doğuruyor." demesiyle kusar gibi yapıp ondan biraz uzaklaşmıştım. En ortadaki direğe yerleşen bedeni süzmeye başladığımda güneylerimde bi hareketlenme hissetmiştim. Göz göze geldiğimiz anlarda bana gözü kısılacak kadar gülümsemiş ve direğin etrafında bir tur dönmüştü. Gözüm ondan başkasına görmezken kalçasını her salladığında daha da zor bir duruma düştüğümü farkettiğimde artık çok geçti. 5 dakikalık gösterinin ardından yanıma gelmiş ve tam da istediğim yere oturmuştu. Bacaklarını aşağı sarkıtıp kollarını omzuma doladıktan sonra bana adını bahşetmişti. "Park Jimin." Ellerim anında bel oyuntusunu bulurken yapboz parçalarıymışçasına uyumlu olmamız beni daha da heyecanlandırmıştı. "Min Yoongi." dememle gözleri dudaklarıma kaymış bulunduğu yere sürtünmeye başlamıştı. İnlememi tutamazken elim sıkı kalçalarını kavramıştı ve ayağı kalkmıştım. "Odama çıkmak ister misin?" sorusuyla yarım ağız sırıtmış, üyeme sürtünerek yere inmesine izin vermiştim. Beni elimden tutup yönlendirdiğinde tebessüm ettim. Elleri o kadar minikti ki yalnızca serçe parmağımı kavrayabilecek büyüklükteydi. Odasına geldiğimizde çeşitli fantezi oyuncaklarına bakıp kaşlarımı çatmıştım. "Şey.. aslında daha bugün başladım ve fazla bilgili değilim.. umarım sorun ol-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden dolgun dudaklarına saldırdığımda karşılık veremeyeceği kadar hızlıydım. Üzerindeki sıkı kıyafetlerden kurtulduğumda gömleğimin düğmelerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı. Onu yatağa yatırıp üzerine çıkmış ve hakimiyeti elime almıştım. Dolgun dudakları öpüşmenin etkisiyle kızarmış ve daha da şişmişti. Biraz aşağı inip boynuna bana ait olduğuna dair izler bırakırken güzel inlemeleri kulaklarımı dolduruyordu. Isırıp emiyor sonraysa acısını azaltmak için yalıyordum. Altımdaki bedeni kasılırken çıplak tenine üyemi sürtüyor daha da kıvranmasını sağlıyordum. Göğüs uçlarına geldiğimde hassas noktası olduğunu anlamam uzun sürmemişti çünkü en yüksek sesli inlemesini bana sunmuştu. Bir elimle kalçasını okşuyor diğer elimle ise emmediğim göğüs ucuna işkence ediyordum. Biraz fazla oyalandıktan sonra karın kaslarına ısırıklar bırakarak aşağılara indim. Kasıklarına geldiğimde üyesinin küçüklüğüne gülmek istesemde ortamı bozmamak adına bunu yapmadım. Kızarmış penisine üflememle seğirdiğini görmüş ve keyiflenmiştim. Dudaklarımı aralayıp ucunu ağzıma aldığımda küçük bir küfür savurmuştu. "Siktir." Hepsini ağzıma alıp git gel yaptığımda altımda kıvranıyor daha fazlası için yalvarıyordu. Birkaç küçük ısırık ve dil darbesi sonunda ağzıma geldiğinde bütün menilerini zevkle yutmuştum. Tadı beklediğimden güzeldi. Biraz soluklanmasına izin verdiğimde ayaklanmış ve beni altına almıştı. Kasıklarıma oturup biraz sürtünmüş ve inlemelerine kaldığı yerden devam etmişti. Dolgun dudakları boynumu sömürmeye başladığında inlememek için kendimi zor tutmuştum. İz çıkıcağına emin olduğum bir süre ardından diliyle kasıklarıma kadar bir yol çizmiş ardından yavaşça kemerimi çözüp yere fırlatmıştı. Pantolonumun düğmesini de titreyen minik parmaklarıyla açtıktan sonra fermuarı dişiyle indirmişti. Tamamen çıplak kaldığımda gözlerini büyütmüş ve yutkunmuştu. "Boylarımız neredeyse aynı nasıl penisin benimkinin 3 katı olabilir?" diye masumca sorduğunda yan ağız sırıtmıştım. Güzel dudaklarını penisimin ucunda hissettiğimde inlememi daha fazla tutamamıştım. Önce minik bir öpücük kondurmuş ardından minik ellerini penisime sarmıştı. Boydan boya yalayıp parmaklarını etrafımdaki damarlarda gezdiriyor lolipop emer gibi beni ağzına alıyordu. Saçlarından tutup onu daha fazlası için zorlarken git gel yapıyor bir nevi ağzını beceriyordum. Ağzının ulaşamadığı yerleri elleriyle sıvazlıyor her seferinde daha da derinlere iniyordu. Tamamını ağzına alıp- ki bu beni oldukça şaşırtmıştı çünkü gerçekten büyük bir penise sahiptim- işine devam ederken geliceğimi anladığımda saçlarına asılıp onu kendime bastırmıştım. Ağzından taşan menilerimle bana bakarken o kadar becerilesi duruyordu ki iki parmağımı yalaması için ağzına soktuğumda görüntüsüyle bile tekrar boşalabileceğimi hissetmiştim. Yeterince ıslandığını düşündüğümde elimi çekip onu yatakta yüz üstü uzandırdım. Bacağının birini omzuma alıp tek parmağımı deliğine yolladım. Hemen ardından ikinciyide yollayıp makas hareketiyle biraz olsun deliğini genişletmeye çalışmıştım. "Siktir.. fazla darsın." dememle kızarıp acı inlemeleri arasında kafasını yastığa gömmüştü. Elimi çekip kendimi konumlandırdıktan sonra önce ucunu sokmuş ardından "Yüz ifadeni görmek istiyorum." diyerek onu bana bakmaya zorlamıştım. Göz göze geldiğimiz an tamamıyla içine girmiş ve alışmasını beklemeye başlamıştım. Öyle bir çığlık atmıştı ki sesinin kısılacağına adım kadar emindim. Acı inlemeleri arasında birkaç göz yaşı döktüğünde eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. "Kendini kasma, geçicek." dememle daha çok ağlamış boğuk inlemelerine devam etmişti. "H-haraket et." komutuyla önce yavaş yavaş içinde gelip gitmiştim. Zevk almaya başladığında hızlanmış tamamen çıkıp girmeye başlamıştım. Bacaklarını belime sarıp benimle haraket ettiğinde çok geçmeden içine boşalmış ve onu da çekmeye başlamıştım. Elime bulaşan menilerini gözünün içine bakarak yaladıktan sonra onu ters çevirip kalçasını yukarı kaldırdım. Dolgun et parçasına şaplak geçirip dilimle deliğine baskı uygulamaya başladım. İnlemeleri arasında kendine dokunmasıyla ellerini kafasının üzerinde birleştirmiş sertçe içine girmiştim. Bir iki vuruş ardından tatlı noktasını bulmamla çığlık atarak inlemiş ve yalvarmaya başlamıştı. "O-orası.. ığm.. lütfen." Aynı noktaya en sert vuruşlarımı gerçekleştirirken kendinden geçmişti. Daha ben dokunmadan boşalmış ve daha fazlası için yalvarmaya devam etmişti. Sıkı deliğinin beni çevrelemesi o kadar güzel hissettiriyordu ki gözüm kayıp duruyordu. Bir hışımla ben hala içindeyken hakimiyeti eline almış ve beni sürmeye başlamıştı. Üzerimde deli gibi zıplıyor, en yüksek tonlarda inliyordu. Elleri omuzlarımdan destek alıyordu ve kıvrak hareketleriyle çok geçmeden boşalmamı sağlamıştı. Bir süre göğsümde dinlendikten sonra dudaklarıma saldırmıştı. Öpüyor, emiyor, bazense ısırıyordu. Elimi penisine atıp çekiştirdiğimde kafasını geriye atmıştı. Göğüs ucunu dişlerim arasına alıp çekiştirdiğimde inleyip kafamı kendine daha da bastırmıştı. Minik parmaklarıyla saçlarımı okşuyor arsız inlemelerini sürdürüyordu. Çok geçmeden elime boşaldığında hala içinde olduğumdan kasılan deliği çok iyi hissettirmişti. "Seni sabaha kadar düzebilirim." dememle gözlerime bakmış "Beni sabaha kadar düz Yoongi-ah." demişti.
O gün içerisinde sayamadığım kadar kadar çok kez birlikte olmuştuk ve hiç inlemediğim kadar inlemiştim. Esnek vücuduyla beni tahrik etmiş dolgun dudakları ve güzelliğiyle beni baştan çıkarmıştı. O gün Park Jimin'e bana ait olduğunu fısıldarken dalga geçmediğimi anlaması uzun sürmemişti. Onu satın alıp günlerce dinlenmeden düzeceğimi hayal ederken ona aşık olucağımı anlamam da uzun sürmemişti. Porselen bebek gibiydi ve ben ona dokunmaya kıyamıyordum.
Park Jimin, Min Yoongi'nin tek gecelik ilişkisi değil ömürlüğü olmuştu. 1 yılın ardından evlenmiş hayatlarının en güzel anlarını birbirleriyle süslemişlerdi.
---------------------------------
Bu ilk smut yazışım beni mazur görün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoonmin // Oneshot
Fanfiction"Seni sabaha kadar düzebilirim." dememle gözlerime bakmış "Beni sabaha kadar düz Yoongi-ah." demişti. 04.07.19 YOONMİN