(Normalde kimse notuma yorum bile yapmadığı için bu bölümü koymayacaktım ama ben bile heyecanlandım. Ve bu arada bu bölüm cinsellik içeriyor, hani ben yine de uyarımı yapayım da. Neyse öpüldünüz.)
Cambridge'e kadar süren iki saatlik araba yolculuğunda her şeyi düşündüm. Kendimi oraya gittiğimde karşılaşabileceğim en kötü görüntüye hazırladım.
Büyük ihtimalle Gwen ile birlikteydi.
Ya da daha kötüsü. Kate?
Kafayı yemek üzereydim ve öfkeden köpürüyordum.
"O sik kafalıyı geberteceğim!" diye bağırdı Jessie diğer taraftan.
"Önce ben yapmazsam." dedi Hayley.
"Sıraya girin kızlar." dedim dişlerimin arasından.
Telefonu arabaya bağlamış kızlarla konferans görüşmesi yapıyordum.
"Ne kadar kaldı?" dedi Jess.
"Gelmek üzereyim." dedim.
"Lou aradı değil mi seni? Ne dedin?" dedi Hayley.
"Yola çıktıktan bir iki dakika sonra aradı, nereye kaybolduğumu sordu ben de Aaron'a günü geçirmek için söz verdiğimi ve unuttuğumu söyledim."
"Emma bir şeyi hesaba katmıyoruz." dedi Jess.
"Ne, tanrı aşkına neyi hesaba katmıyoruz?" dedim sinirle.
"Sen ondan çok kısa bir süre sonra çıktın. Yani şu an birkaç araba ötende bile olabilir. İş üstünde yakalamak için biraz bekle bir yere oturup. Daha evi falan düzenleyecekmiş ya." dedi.
"Aaa, evet Jess haklı. Birkaç saat oyalan." dedi Hayley.
"Pekala. Bunu yapabilirim. Birkaç saat oyalanabilirim."
****
"Birkaç saat oyalanamayacağım." dedim kendi kendime.
Kızların tavsiyesine uyup Cambridge'e vardığımda kampın oraya gitmeden kendimi Starbucks'a fırlatmıştım.
Elimde tuttuğum Latte'ye ve önümdeki sandviçe neredeyse hiç dokunmamıştım.
Henüz geleli bir saat olmuştu ama ben şimdiden kafayı yemiştim.
Saat 4 olmuştu.
Pekala, 4:30'ta kalkardım ben de.
Ya da şimdi de kalkabilirdim.
Evet şimdi kalkmak daha iyiydi.
****
Kamp alanına geldiğimde yavaşça arabadan indim.
Etrafa göz gezdirdikten sonra göl evinin yerini hatırlamaya çalıştım.
Aldatmak için kadar yer varken burayı seçmesi daha da çok sinirimi bozmuştu.
Sonunda evi gördüğümde gölün karşısında olduğu gerçeğini hatırladım.
Tam küfür edecektim ki küçük bir köprü yapılmış olduğunu gördüm.
"Bunu benim zamanımda neden yapmadınız ki?" diye mırıldandım kendi kendime.
Hava gerçekten çok soğuktu ve dişlerim yine tıkırdamaya başlamışlardı.
Köprünün yanına geldiğimde bir not gördüm.
Sevgilin seni bekliyor.
Yazıyordu ve evi gösteren bir ok vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories From The Past
FanfictionDans tutkusu, normal bir hayatı olan bir kız ve onu daha çocukken, tanıştıkları andan itibaren, herkes ve her şeyden korumaya, her zaman yanında olmaya yemin etmiş bir çocuk. Çocuk aklıyla edilmiş bu yemin ve olmak istediği 'Superman' yıllar içinde...