bölüm dört

1.2K 80 27
                                    

anlatım bozukluklarım veya yazım hatalarım olursa lütfen belirtin, iyi okumalar 🥰

habs kazandı ve jongin iki tane gol attı, iki golü de asistsiz ve güçlü bir şekilde atmıştı. kyungsoo süitte oturmuyordu ama jongin ona standlarda bir bilet almıştı.

yüzünü jumbotronda gösterdiklerinde, jongin ekrana, baekhyun'un kaskının yan tarafına vururken, "herkesi yüzünle korkutuyorsun, kaptan."  ifadesiyle kasıtsız ve aptal bir gülümsemeyle baktı.

jongin içinden her neyse dedi, do kyungsoo ile bir ilişki içinde olmadığından baekhyun anlamayacaktı.

————————

noelden önceki son maçları pittsburgh'a karşıydı. oyundan önceki öğle yemeği için jongin, sehun'u aradı. eğer programları izin veriyorsa her zaman yaptıkları gelenekti. sehun, jongin'in en iyi arkadaşıydı ve ayrıldıkları tek zaman sehun'un edmonton'a hazırlandığı zamandı (ve ELC'sinden (giriş seviye kontratı) pittsburgh'a takas edilmişti.) oyunlardan önce her zaman en iyi zamandır, çünkü daha sonra ikisi, oyun sırasında buz üzerinde işlem yaptıkları kontroller dışında hiçbir şeye konsantre olamayacak kadar gergin oluyor. sehun, jongin'i ünlü bir sandviç mekanına getirmişti ve jongin, ekstra pastırmalı ve karamelize soğanlı bir et BLT'si sipariş etti. sehun, jongin'in siparişine kaşlarını çattı ve kendisininkini sipariş verdi.

sehun ona yalvaran gözlerle baktığında jongin sandviçini çiğniyordu.

kaptan iç çekti, "hadi—sor,"

sehun'un neredeyse nefes nefese olduğunu görebiliyordu.

"olimpik altın madalyasına sahip olan biriyle yaşamak nasıl?"

jongin sırıttı. tabii ki sehun, kyungsoo hakkında soru soracaktı. o ve jongin'in erkek arkadaşı birkaç kez buluşmuştu ve jongin onların mesajlaştığını biliyordu ama kyungsoo daha yeni jongin'in yanına taşınmıştı. sehun daha evlerine gelmemişti. 

"kyungsoo yanıma taşınmadan önce de olimpik altın madalyasına sahip olan bir kişiyle yaşıyordum—yani, bir şey değişmedi," jongin şaka yaptı.

"ne demek istediğimi biliyorsun, pislik," sehun homurdandı. ikisi arasında, genç olan daha çok küfür ediyordu.

"adamım," jongin arzulu bir şekilde iç çekti. kyungsoo'yu özlediğinden iç geçirdi ama en azından üç günlük noel tatilleri vardı. "harika."

"sadece harika mı?" sehun tek kaşını kaldırdı. bu jongin'in biriyle yaşadığı ilk zaman değildi. habs'daki ikinci yılında kız arkadaşı yanına taşınmıştı. evi düzenlemeleri üç ayını almıştı ki kız jongin'e bunun kötü bir fikir olduğunu söylemişti. jongin, kızdan ayrılmadan önce iki ay daha beraber kalmışlardı. 

jongin'in hayatındaki en güzel zamanlardan değildi.

sehun bunu biliyordu. hatta, jongin'in aradığı ilk kişi sehun olmuştu. en yakın arkadaşı edmonton'dan montreal'e uçmuştu. jongin'in kapısında gerçekten pahalı bir votkayla belirmişti.

"hiç şikayetin yok mu?" sehun baskı uygulayacak gibi görünüyordu.

jongin alay etti, "bir sürü şikayetim var."

bu sefer, sehun'un güzel kaşlarının ikisi de havaya kalkmıştı (jongin, sehun'un kaşlarını aldığını biliyordu; sid gerçekten dedikoducuydu.)

yours to hold high (ht2/türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin