okul bahçesi

747 46 15
                                    

"Ben sevimli değilim," dedi siyah saçlı olan ve yanaklarını şişirerek kollarını bağladı göğsünde. "Kıçından uydurup durma."

Ardından gözlerinde güneş ve gök ile, bütün gökyüzü ile, yüzündeki nazik ama kocaman, dalgın ama pırıl pırıl gülümseme ile siyah saçlı olan çocuğa bakan diğeri ise sevdiğini biraz daha kızdırıp onu biraz daha gıcık etmek için, siyah saçlı olanın damarına bastı. "Öylesin. Şu haline bak..." Baekhyun iç geçirdi. "Yanaklarına bak mesela."

"Ne varmış be benim yanaklarımda!" Chanyeol siyah saç tutamlarının alnında zıplamasını sağlayarak Baekhyun'a çıkıştı heyecanla.

"Top gibiler. Kocamanlar. Yumuşacıklar. Pürüzsüzler. İnsanın yanaklarını mıncırmamak için çok güçlü bir iradeye sahip olması lazım." Baekhyun Chanyeol'ün yamacına sokulmuş sevdiğinin yanaklarını parmak uçlarını arasına kıstırmış oynayıp duruyordu. "Bende öyle bir irade yok ki Yeol..."

Chanyeol dudak büken Baekhyun'un gözlerinin farkında olmadan ortaya çıkardığı hamzesine kaydığını ve sevgilisinin iç çektiğini fark etti. -Henüz ortada bir itirafın olmaması Baek'in
Chanyeol'e ait olmadığı anlamına gelmiyordu. Herkes biliyordu. Chanyeol'ün biricik Baekhyun'unu çirkef, yılan, sevgiliaini başıboş bıraktığı an tepesine çöküp beynini yıkamak için hazır o cadılara, liseli kızlara yem etmeye hiç niyeti yoktu.- Sonda hemen kendisini toplayıp beliren gamzesini yok etti.

"Sana ben sevimli değilim dedim! Hem--" Chanyeol edecek laf arayıp bulamadı. "Hem-- Eğer ben sevimliysem sen de yavru köpeksin!"

Baekhyun elleri Chanyeol tarafından hızla yanaklarından silkip uzaklaştırıldıktan sonra gülüp bankta arkasına yaslandı. Güneş tepedeydi. Bütün öğrenciler bahçeye dağılmıştı. Serbest vakitteydiler ve sıcak havanın tadını çıkarıyorlardı. Güneş'in engelinden kurtulmak için de okul bahçesindeki ağaçların gölgeleri altında doluşmuşlardı. Baekhyun Chanyeol yerde böcek var diye toprağa çimene oturmazdı, bunu bildiğinden acele edip tek tük gölgede kalan banklardan birini kapmıştı.

Rüzgar esince kımıldayan dalların hışırtısı ve oluşan minik boşluklardan sızan güneş ışığının arasında Baekhyun yüzüne vuran ışığa rağmen, -bu hareketinin Chanyeol'e neker yaptığını kalbini nasıl mahvettiğini /çoook/ iyi biliyordu zira beyefendi- kirpiklerine değen kıvırcık saçlarını hafifçe uzaklaştırdı ince uzun parmaklarıyla.

Chanyeol az daha içine çektiği nefesi veremeyip boğulacaktı.

"Ama en çok sabah ilk uyandığındaki halini seviyorum. Bçyle şapşal şapşal etrafını izliyorsun. Beynin hala uyumaya devam ettiğinden hiçbir şeyi algılayamıyorsun. O halinle bir de yemek yedin mi kawaii~~ diye ağlayıp yerlerde yuvarlanasım geliyor~"

Baekhyun aklında canlanan manzara ile bankın arkasına dirseğini yaslayıp çenesini yumruğuna dayayarak hülyalara dalmıştı.

"Ya hayır ya! Ben tatlı değilim! Yakışıklıyım!"

Baekhyun güldü. "Ehehe"

Chanyeol bu sefer yerinde tepinip sızlandığında ise Baekhyun "Tamam babacım tamam, yakışıklısın sen. Afferim~ Sakin ol~"

"YA! ORTALIKTA BÖYLE KONUŞURSAN TABİ HERKES BİZİ SAPIK SANAR! DADDY KİNKİMİZ FALAN YOK BİZİM!"
Chanyeol gaza gelip etrafa bağorsa da etraftaki sürüngenleri fark ettiği anda kıvırdı hemen.

"Biz dominant-submissive takılıyoruz daa~ Ahaha... Haha.."

***

"Yah! YAH! BYUN BAEK! BIRAK KULAĞIMI! AAA! ACIYO--AAA!!"

"Sen bana bağırdın mı?"

"Ahahaha, hayır canım, ehe, hiç öyle şey olur mu, bağırmadım ya-- Vallahi bağırmadım-- bebişim ama ya lütfen-- Acıyooo~"

candy shopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin