İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)

5-Gerçekler

GEÇEN BÖLÜM İÇİN AKLIMDAKİ YORUM SAYISI YÜZ VE OY SAYISI DA BİNDİ ANCAK HAZIR İLHAM GELMİŞKEN YENİ BÖLÜMÜ YAZMAK İSTEDİM. YİNE ANA KURGUYA BELLİ BİR ORANDA BAĞLI KALMIŞ OLSAM DA BAŞTAN YAZDIĞIM, ESKİ HALİNİ BİRKAÇ KELİME DIŞINDA SİLDİĞİM BİR BÖLÜMDÜ. 

UMARIM BEĞENİRSİNİZ, DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUM. KEYİFLİ OKUMALAR :)

Jamie sertçe çaldığı ahşap kapının dışında beklerken sakinliğini koruyamayacak kadar sinirliydi. Yaşananların onda bıraktığı etki inanılmazdı. Onun kadar kontrollü bir adamın asla yapmayacağı şekilde davranmıştı ve o İngiliz... Mecbur olduğu için teslim olduğunu ima ederek onu iyice kızdırmıştı.

Şimdiyse henüz gece olmadan çaldığı kapı Janet'ın kapısıydı. Bu kadar kontrolünü kaybetmesinin nedeninin uzun zamandır kimseyle birlikte olmaması olduğunu umuyordu. İçeriden gelen tanıdık ayak seslerini huzursuz bir şekilde dinleyerek içindeki sıkıntıyı Janet'in geçirmesini bekledi.

Janet üstünde sade bir elbise, beline gelen kızıl saçları, tutkulu mavi gözleriyle kapıyı açıp tereddütsüz Jamie'ye sarıldı ve onu içeriye aldı. Adam da ince beline sarılarak onu doğruca kendisine çekti. Kadın dokunuşuna karşılık vermek için zaten hazırdı. Onun bu tavrını, o konuşmak istemedikçe sessizliğini koruyarak hizmetini görmesini ve her seferinde hevesle kendini sunmasını seviyordu. Janet kolay bir kadındı. Sürekli bir şeylerle mücadele eden adam için dinlendiriciydi. Jamie çoğu zaman olduğu gibi bugün de tek kelime etmeden kadını tutku ve ihtiyaçla öpüp hızla yatağa taşıdı.

Ancak bu defa bir şeyler değişmişti, farklı hissediyordu. Öpüp okşadığı kadını, ezbere bildiği bedeni değil başka birini düşünüyordu. Umutsuzca Elizabeth'in yaktığı ateşi dindirmesi için Janet'a tutunuyordu. Kalbinde hissettiği bu ağırlık niyeydi? Neden onunla sevişirken rahatlamak yerine huzursuzluğu artmıştı?

iki Gün Sonra

Çalışma odasında sıkıntılı bir şekilde önündeki hesaplara bakarken Jamie'nin aklı planlarında daha doğrusu o planların merkezindeki kadındaydı

" Bir sorun mu var?"

Odada sessizce onu izleyen kardeşinin varlığını, sesini duyunca hatırladı. Ne söylemesi gerektiğine karar veremeyerek bir an yüzüne baktı ve sonrasında gerçeği dile getirdi. "Sorunu kendi ellerimle buraya getirdim ve onunla ne yapacağımı bilmiyorum."

Anlayışla başını sallayarak onun canını bu kadar sıkanın tam olarak ne olduğunu bilmese de kızın sorun yaratabileceği konusunda hak verdi Arthur. Elizabeth gözü kara davranarak kaçmaya çalışmıştı, üstelik bunu yaparken Kara MacDougal'a yakalanmıştı. Jamie ise kızı cezalandırmak yerine sadece kilit altında tutmuştu. Açıkçası böyle bir itaatsizlik karşısında Arthur onun kadar sakin kalabileceğinden emin değildi.

"Yeniden deneyeceğinden endişe ediyorsun değil mi?"

"Bunu denerken kendini öldürmesinden endişe ediyorum demek daha doğru olur."

Kızın adadan çıkıp bir şekilde nehri geçse bile ormanda öleceği su götürmez bir gerçekti ve Jamie onu burada kalmanın en güvenlisi olacağını anlamasını nasıl sağlayacağını bilmiyordu.

"Belki de ona gerçekleri anlatmalısın. Corning'in nasıl bir adam olduğunu, bize neler yaptığını... Ayrıca ailesini öldürdüğünü düşünüyorken bize karşı dostça duygular beslemesini bekleyemeyiz. Zorla evinden ayırıp buraya getirdik. Bir evlilik yapma şansını kaybetti ve yaşayabileceği bir hayatı kalmadı."