dokuz

2.3K 191 136
                                    

italic- Adrien'ın düşünceleri

Marinette sabırsız bir şekilde kalemini çözmeye çalıştığı matematik sorularının üstüne vuruyordu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu çünkü bu konu işlenirken şehrin öbür ucunda akuma öldürmekle meşguldü.

Sızlanarak ayağa kalktı, balkona çıktı. Gözlerini kapatıp serin havayı içine çekti ve esen rüzgarın saçlarını bozmasına izin verdi. 

Çoktan gece yarısını geçmişti ancak hala matematik ödevini bitirememişti. Hiçbir şey anlamasa da bunu bitirmesi gerekiyordu.

''Prenses?'' gelen ses onu şok etmişti. ''Chat Noir?'' dedi şaşkınca. 

''Neden hala ayaktasın? Uyuman gerekiyor.'' dedi onu içeri sokmaya çalışırken ancak Mari dışarda kalmayı tercih etti.

''Hayır. Matematik ödevini yapmam lazım.'' dedi ve esnedi, ''Bugün son gün.''

''Yani çoktan bitti?'' dedi Chat butonundaki saate bakarken.

Nedensizce Mari kızardı. ''Y-Yani, aynen.'' Bu kekeleme de nereden gelmişti? Bir dakika öncesine kadar harika gidiyordu!

''Belki de bir pati atabilirim?'' dedi ve elini uzattı Chat.

''Bu biraz k-karışık bir matematik, ayrıca geceni matematik yaparak geçirmeni de istemem.'' daha da kızardığını hissetti.

Yardım etmesini istememe sebebi içerde Chat'e ait olan posterlerdi.

ÇOK, ÇOK FAZLA POSTERLER.

''Israr ediyorum prenses.'' dedi ve gülümsedi. Mari kafasını salladı.

''Bir saniye,'' Parmağını Chat'in burnuna doğru götürdü ve onu durdurdu.

Balkonun kapısını hızla kapatır kapatmaz panik yapmaya başladı. ''Tikki, yardım et!''

Hızlıca ellerine gelen bütün posterleri kaldırdılar ve bilgisayarın duvar kağıdını değiştirdiler.

''Hadi git ve kara şövalyeni içeri al.'' dedi ve güldü Tikki saklanmadan önce. 

Marinette, Chat'in gitmemiş olmasını umdu. Kapıyı açınca Chat'in hala olduğu yerde durduğunu gördü, ''Açıklayacak mısın?''

''Ş-Şimdi gelebilirsin.'' dedi ve sorduğu soruyu görmezden geldi.

''Hala bir cevap bekliyorum.'' dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi Chat.

''B-Ben şey-''

''Oh Marinette, lütfen bana odanda bir sürü posterimi sakladığını söyleme.'' diye dalga geçti Chat.

Marinette afalladı ve kahkaha atmak için kendini zorladı, ''N-Neden böyle bir şey yapayım, şapşal kedi?''

''Dalga geçiyorum.'' dedi Chat ve ikisi de Mari'nin pembe odasına girdi. Chat etrafına bakındı, daha önce buraya gelmemişti.

''Pekala, söyle bakalım hangi problem sana sorun çıkarıyor benim tatlı prensesim?'' Marinette kızardı ve soruyu gösterdi. Chat soruyu okudu ve kahkaha attı, ''Tamamdır, hadi çözmeyi deneyelim.''

Marinette'in kekelemeleri ve Chat'in soru anlatımlarıyla geçen bir saatten sonra sonunda bir şeyleri kavrayabilmeye başlamıştı.

Bu sürede Marinette, Chat'e az da olsa alışmıştı ve artık eskisinden daha az kekeliyordu.

''Teşekkürler Chat, cidden bunu ödeyemem.'' dedi ve soru kitabını göğsüne bastırdı, yere doğru baktı, gülümsedi.

''Hey prenses,'' dedi ve eliyle Mari'nin çenesini yukarı doğru kaldırdı, ''Yardımcı olabildiğime çok sevindim.''

Sonrasında el salladı ve ortadan kayboldu.

--------------------------------------------------------

Alya ve Marinette Eyfel Kulesinde buluşmak için sözleşmişlerdi. Neden mi? Marinette nedenini bilmiyordu, sadece Alya bir sebepten dolayı burada buluşmak istemişti.

Bekledi ve bekledi ancak kimse gelmedi. Tam gidecekken asansörün kapısı açıldı ve birisi geldi. 

Marinette'in gördüğüne sevindiği birisi değildi.

Marinette Adrien'a gürlediğinde Adrien bir adım geri gitti. ''Burada ne sikim yapıyorsun?'' 

''N-Ninoyla buluşacaktım ama sanırım burada değil, b-ben gideyim.'' Arkasını döner dönmez asansör kapısı hızlıca kapandı. Sızlandı ve asansör tuşuna yeniden bastı. 

Bu sırada Alya ve Ninonun bir alt katta onların geri dönmelerini önlemek için aynı butona basarak kahkaha attığını kim bilebilirdi?

''Çalışmıyor işte geri zekalı, kırmadan önce vazgeç şundan.'' dedi ve göz devirdi Marinette. Sonra Eyfel'in kenarına oturdu ve manzaraya baktı. Daha önce hiç Marinette olarak bu manzarayı izlememişti.

''Ç-Çok hoş, değil mi?'' diye sordu Adrien ve Mari'nin yanına oturdu.

Marinette bu dediğine sinir olsa bile tartışma çıkmaması için ağzını açmadı. Kafasını salladı ve gözlerini kapayıp korkuluğa yaslandı. Adrien ise iç çekti ve sessiz bir şekilde eliyle oynamaya başladı.

Ama sonra.

''BEN CRACKER! BENDEN KORKACAKSIN!'' diye bağırdı birisi ve bununla beraber ikisi de dönüşmek için uygun bir yer bakınmaya başladılar ancak bulamadılar. Bu sırada Cracker tepeye çıkmıştı ve her şeyi yakıp yıkmaya başlamıştı bile.

Tamam, şu an dönüşmem lazım. Ama şimdi dönüşürsem Chat olduğumu öğrenecek, ya o zaman Chat'ten de nefret etmeye başlarsa? O zaman onu iki yönden de kaybetmiş olurum. Ve ne yazık ki üçüncü bir şansım yok! 

Hangisi daha iyi? Sevdiğin kızla beraber ölmek mi yoksa hayatın boyunca onun senden nefret etmesini sağlayıp Plagg ve iğrenç peynirleriyle beraber yalnız bir yaşantı sürdürmek mi? Büyük ihtimalle 12 kedi daha alırım ve bir de köpek- hayır köpeklerden nefret ederim.

Biliyor musun? Ölmek o kadar da kötü gözükmüyor aslında. 

Ama eğer onun ölmesine izin verirsem kendimi bir daha asla affetme- ''Benekler!''


swapped = reverse crush (miraculous) türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin