Merdivenleri hızlı hızlı çıktı.
Nefes nefese kalışının nedeninden kendisi de emin değildi. Biraz önce komşusuyla yaşadığı hararetli tartışma mı, yoksa merdiveni ikişer basamakla çıktığından mıdır, karar veremedi.Burnundan alıp, bir çırpıda verdiği nefes alış verişini dinledi,kendisine bir fırtınanın uğultusu gibi geliyordu âdeta.
Dinledi, dinledi, dinledi...
Dinledikçe dinlendi, yavaş yavaş kendine geliyor, kendine geldikçe etrafında olan şeylerin farkına varıyordu.
Dünyalar güzeli hanımı, kendisine acıyarak bakıyor, bir şeyler söylemek için kendisinden bir hamlenin gelmesini bekliyordu.
Baktı.
Bakıştılar...
- Ne var ne bakıyorsun?
Hanımı derin bir nefes aldı.
- Yine Ekrem Bey'le tartıştın, değil mi?
-Sana ne?
-Bak bu parti meselesini fazla abartıyorsun. Onlar bizim komşumuz. Değer mi?
Lütfen kimsenin kalbini kırmayalım.-Git işine hanım. Ne dedim ki Ekrem'e?
Biraz beni dinlese anlayacak ama, adam tam bir odun.-Sen de biraz beni dinlesen diyorum, diye ekledi kadın.
Ve cevabını almadan usulca yanından kalktı.
Vicdan azabının yanından kalkmasından memnun olmuş gibi bir derin nefes daha aldı.
Lojmanın balkonu kendisi için bir huzur, adeta kendini dinleme yeri olmuştu.
Adam, yaptığı tartışmanın neticesini düşündü. Kafasında komşusuna sorular soruyor. Aldığı cevaplar karşısında farkında olmadan kendi kendine gülüyor; cahil adam, demekten kendini alamıyordu .
-Çay istermisin Halit? Poğaça da var.
Hayal dünyasından sıyrılıp başını sesin geldiği yöne çevirdi. Biraz da mahçup bir ses tonuyla
-Olur tamam şeey, gelip alayım mı?
-Yok yok getiriyorum.
Kısa zaman sonra Esma Hanım elinde dolu bir tepsiyle geldi. Çayı ve poğaçayı eşine ikram edip karşısındaki sandalyeye oturdu.
Hanımı konuşmak için çayından bir yudum almasını beklerken, kendisinin bir çift göz tarafından takip edildiğinin farkındaydı.
Çayından bir yudum aldığında, eşi Esma hanım Halit'in iyice rahatladığının farkına vardı ve söze girdi.
-Halit!
-Seni seven bir eşin ve dünyalar güzeli bir kızın var. Bak devlet memurusun işin var. Arabamız ve mutlu bir yaşantımız var. Bırak bu siyaset işlerini, o işin sahibi var zaten.
Kırmayalım kimseyi, tatlı tatlı geçinmek varken nedir alıp veremediğin?
-Esma kimsenin kalbini kırmıyorum Ayrıca meydanı bunlara bırakırsak bunlar bize nefes aldırmaz.