çatı katına çıktığımda yoongi sırtını demir korkuluklara dayamış bir halde beni bekliyordu. derin bir nefes alarak adımlarımı ona doğru çevirdiğimde, gözlerimiz kenetlenmişti bile.
elimi alnıma yaslayarak iç çektim. "konuşmaları okudun, değil mi?"
"evet," dedi küçük bir sırıtışla. "bak, düşündüğün gibi değil. onu sevdiğim falan..."
"bana açıklama yapma, minah." dedi ve ellerini omuzlarıma yerleştirdi. hızlı bir hareketle beni demir korkuluklarla kendisi arasına alırken, "sen de jungkook'tan benim gibi nefret ediyorsun. onu okula rezil etmek istediğin için sahte hesaptan konuşup kozlarını öğrenmek istiyorsun. tanrım, sen..." dedi kelimeleri kahkahaya dönüşürken. "sen harikasın."
yoongi'nin cümleleriyle yüzüm giderek daha da katılaşmaya başlamış, kurtulmak için çırpınırken yoongi son kez beni demirliklere yasladı ve kulağıma doğru fısıldadı, "utanmana gerek yok. kendime arkadaş bulduğuma sevindim. bundan sonra bu işte beraberiz."
ve daha kabul edip etmememe kalmadan yoongi tarafından sürüklenmiştim bile.
***
"yaz," dedi yoongi sıkılmış suratıma bakmadan. bundan kaçışın olmayacağını anladığımda, yazmaya başlamıştım bile.
nevery: hey
geç yazdım kusura bakma
neden sevip sevmediğinden emin değilsin?
jeonjk: ugh, sadece
fazla saçma davranıyor ve aşırı çocuksu.
nevery: oh, o zaman gözüne takılan başka birisi var demek?
jeonjk: tabiki de yok,
pekala sevmiyor olabilirim ama yine de hala sevgilim ve ona saygı duymam gerek değil mi ;)
yoongi ile ikimiz de bu cevaba karşı donakalmıştık. ikimizin de beklediği bu cevap değildi. chaeyeon hakkında kötü konuşmasını, dikkatini çeken tüm öğrencileri -büyük ya da küçük fark etmez- anlatmasını ve saygı duymak gibi kavramlardan bihaber olmasını bekliyorduk.
jungkook'un bu cevabı ile içimde bir sıcaklık oluşmuş, yüzüme küçük bir gülümseme yayılmıştı. biliyordum... aslında kötü birisi olmadığını ve içinde yumuşak bir erkek çocuğu yatırdığını görebiliyordum. partide göz göze geldiğimizde de anlamıştım. gözbebekleri ve irislerinden dışarıya vuran parıltısı, tüm iyiliğini gösteriyordu.
ancak, ben her ne kadar mutlulukla dolsam da yoongi pekte öyle görünmüyordu.
nevery: vay canına,
böyle mükemmel bir insan olduğunu bilmiyordum.
peki kişisel olmazsa bir şey soracağım
jeonjk: kişisel mi?
güldürme,
sor gitsin.
nevery: sevgilinin adı ne acaba?
jeonjk: sormaya çekindiğin bu muydu? haha
min yoojin.
ve bu mesajın üstüne,
yoongi ile aynı anda konuşmuştuk.
"min yoojin?!"
en yakın arkadaşım olan min yoojin, jeon jungkook ile çıkıyordu.
ellerim daha fazla dayanamarak titremeye başladığında konuştum. "sikeyim, yoojin benim en yakın arkadaşım ve benim bundan haberim yoktu."
ancak yoongi'nin canı başka bir şeye sinirliydi. "chaeyeon," diye soludu burnundan. "bu piç chaeyeon'u aldatıyor."
ani bir hareketle oturduğumuz yerden kalktı.
"ve sevdiğim kızın canını en ufak bir şekilde acıtmasına bile izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake profile, jungkook
Fanfic« kim minah, jungkook'a aşıktı; ta ki, sahte bir hesaptan onunla konuşmaya başlayıncaya kadar... sanırım artık bu sahte hesabın başka bir amacı vardı? jungkook'u mahvetmek... » [j. jungkook ff]