İlk Sabah

4 0 0
                                    

Uyandığımda edebiyat dersinin son dakikalarındaydık. 
''Fe-i-la-tün fe-i-la-tün fe-i-la-tün fe-i-lün''

Hababam sınıfı taklidiymiş, baya komikmiş ya. Salyalarımın aktığı tüm derslerin karışık olduğu 3 senelik defteri zilin çalmasıyla beraber kapattım. Guruldayan midemin ritimlerine adımlarımla eşlik ederek kantinin yolunu tuttum. Klasik yemeğimi aldım ve kantindeki boş masalardan birine oturdum. Sandalyeyi işaret ederek ''boş mu?'' dedi. ''Tabii, alabilirsiniz'' dedim. 

''Almak için değil de, bu güzel teneffüsümde yemek yememe eşlik etmez misin?''
''Ya sana eşlik edersem ve benim teneffüsüm güzel kalmazsa?''

Bakışlarından egomu parçalamak istediğini anladım. Elini uzattı, ''Çağan'' dedi. ''Memnun oldum'' dedim ve sınıfa yönelmek için ayaklandım. ''Ben de memnun oldum Kumsal'' diye seslendi arkamdan. Adımlarımı yavaşlata yavaşlata durdurdum kendimi. Arkamı döndüm, ''sen, adımı nereden biliyorsun?'' diye bir sonu yönelttim. ''12/D'nin kızlarını tanımayan yok, özellikle de seni'' diyip gülümsedi. Dalga geçtiğini düşünüp sınıfa çıktım. Lise son sınıfımın 2. okul gününde uğraştığım tipler.. Aldırmadan saçlarımı topladım ve uyumaya çalıştım. 

''Herkes uyansın, uyanmayan arkadaşlarınızı uyandırın, sayfa 15te olan tüm kelimeleri İngilizce-Türkçe olarak 15er defa yazıp bana gösteriyorsunuz, yapmayanın performansından 40 puan düşüyorum.''

Okulumuzun en yobaz ve en sert İngilizce hocası tepemizde viyaklıyordu. 3-5 kelime yazdıktan sonra kalan boşluklara değişik figürler çizdim. İnsan yüzünü parçaladım ve sayfanın değişik yerlerine resmedip gölgelendirdim. 

''Sınıf listesinden bakıp çağırıyorum. Pelin Öztürk?''
''Burdayım hocam.''
''Ödevi yaptın mı diye soruyorum kızım, görüyorum burada olduğunu.''
''Yapmadım hocam.''
''...''

''Kumsal Pamuk?''
Yaptığımı söylediğim ama üzerinde saçma sapan şeyler zırvaladığım kağıdı elden ele hocaya uzattım.

''Kumsal sence bu olmuş mu kızım?!''
Terslenmeyi sevmediğimi çok iyi bilen hocalardan biri, çünkü her terslemesine karşılık verdiğim için 3 senedir dersinden bırakan bir hoca. 

''Hocam siz de 1 blok derste Viyanayı kuşatmamızı bekliyorsunuz, almıyor beynimiz sürekli çalışınca nesini anlamıyorsunuz?''
''Dudak, kaş, göz çizeceğine 3-5 kelime daha yazsaydın da Viyanayı kuşatmana gerek kalmasaydı.''

O sıkıcı bir konuşmaya başladıktan sonra ben uyumaya çalışma aşamalarına devam ettim.

--

2. teneffüs zili çalar çalmaz uyandım ve tuvalete koşup çişimi yaptım. Ayılmak için çay almaya kantine indim. ''Aylin Abla bir çay alabilir miyim?'' 

''Hazır kuzum çayın, daha yeni gönderdim şuradaki masaya.''

İşaret ettiği yöne doğru baktım, masada duran çayın haricinde bir de o çocuk oturuyordu.

''Afiyet olsun.''
''Senden böyle bir şey isteyen oldu mu? Nezaketen teşekkür etmek isterdim ama öyle bir yapım yok özür dilerim.''
''Nasıl bir yapıya sahip olduğunu bilmiyorum mu sanıyorsun? Düşünceli, asabi, masum ama kötü aile kızı ve zor birisin. Yeterli bilgiye sahip olmadan bir adım atmam karşında merak etme.''

Sorgulamayı asla sevmem, bu zamana kadar bilmem gereken her şey bir bir kendiliğinden, ben uğraşmadan önüme döküldü zaten. 

''Ee, çayı tek mi içeceğim?''
''Ben senden bir yudum alırım merak etme.''
''Olmaz.'' diyerek çayımı yudumlamaya başladım. Önümüzdeki ders boştu. Derse girmeyi düşünmüyordum. Zil çalmasına rağmen kalkmadığımı gören birileri benimle kalmaya karar verdi, ne gerekse. 

''Neden bu kadar asabisin?'' diye sordu.
''Belki de olmam gereken budur.''
''Aslını bilmiyorum mu sanıyorsun, içindeki küçük Kumsal'ı öldürmene sebep olan ne?''
''Şu an ne yeri, ne de zamanı. Hoş, istediği kadar yeri zamanı olsa da söylemeyeceğimi bilmen lazım; beni o kadar iyi tanıyorsan.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin