"Emre, iyi ki doğdun!"
Bu bölüm biraz sıradan olacak, doğum günü ne kadar heyecanlı olabilir bilmiyorum. Neyse işte... zaman aktı geçti. Hediyemi almıştım, aslında hediyemi alacaktım ama vazgeçtim. Ona sıradan bir hediye almak istemedim.
Doğum günü sabahı Emre ve diğerlerine sahile girmemeleri için uyardım... Sahilde işim vardı kum ile, iyi ki o gün rüzgar yoktu. Emre biraz yalnız kaldı evde. Akşam herkes sahile geldi ve şok yaşadılar, ne yaptığımı bölümün sonunda söyleyeceğim.
Emre gözyaşlarına boğuldu. Ceren, Emre için küçük bir akrostiş yazmıştı. Mete ağ alıp üstüne Emre için çiçeklerle "Emre" yazmıştı, İrem ona küçük bir tulum almıştı akşamları üşüdüğünü görüyordu. Emir biraz daha sıradan bir şey aldı zannettik en başta. Küçük bir kutu verdi Emre'ye, kutunun içinde kelimeler yazıyordu. "Biz" "Seviyoruz" "Bazen" "Oluyorsun" "Aptal" "Seni" "De" "Yine" yazıyordu. Emre bunlarla bir cümle oluşturdu... "Bazen aptal oluyorsun yine de biz seni seviyoruz!" yazdı kelimelerle.
Dostluğumuz iyice güçlendi o gün. Sıkıntı olmamıştı... Mutluyduk. Hep öyle olmak ister gönül, öyle olacağız... Akşama doğru ailemi özledim, seslerini, kavgalarını... Hepsi çok iyi insanlardı.
Daha bölüm sonu değil ama Hediyem sahilde kocaman "Emre" yazısıydı.
Mete akşam yanıma geldi, Emir de öyle, Mete sanki hissetmiş gibi "Ailen mi?" demez mi! Ben o anda şok geçirdim. "Çok çelimsizsin... Kötü bir hayatın mı var? Bak hala kaslanamadın.." ben şoktan çıkamadan "Evet ailemi düşünüyorum ama hayır iyi bir hayatım vardı." dedim. Emir, Mete'den kendi hayatını anlatmasını rica etti, Mete anlatmaya başladı...
Çok kötü bir hayatı vardı ama o da artık mutlu.