Merhaba sevgili ve saygıdeğer okuyucularım. Öncelikle merhaba şimdi 16. bölümü sizlerle paylaşacağım biliyorum biraz ani oluyor ama üniversite sınavına hazırlandığım için fırsat buldukça yazıyorum. Umarım bu bölümü de sıkılmadan, beğenerek ve heyecanla okumaya devam edersiniz. İyi okumalar (:
Lisa= Gel mona hadi bana gel. Bak seviyorum seni artık. Eminim. Biliyor musun gerçekten dün seni düşündüm ve sensiz olamayacağımı anladım.
Mona= Beni kandırıyorsun Lisa. Sen beni sevemezsin ki biliyorum ben. Hem ben yürüyemiyorum. Biliyorum utanç verici bir durum ama öyle. Ve bana acıdığın için sırf iyi hissetmem için böyle konuşuyorsun ama canım çok yanıyor böyle.
Lisa= Asla sevdiğim asla. Benim için çok kıymetli ve önemli birisin.
Mona= Benim için ölür müsün peki?
Lisa= Evet hiç düşünmeden hemde. Ya sen benim için ölür müsün?
4 Gün Önce
Sabah uyandım. Kalktım. Ellerimi yıkayıp yüzümü yıkayıp kahvaltıya oturdum. Demek çok isterdim ama maelesef bu sandalyeye mahkum zavallı bir insan bu söylediklerimi nasıl yapabilir ki. Bir umut olsun istiyorum bir tedavi olsunda bu sandalyeden kalkmak yürümek istiyorum artık. Çok canım yanıyor belli ettirmiyorum üzgün olduğumu ama içimde inanılmaz ve hiç sönmeyecek öyle bir ateş var ki. Hani elinizi sıcacık sobaya dokunduğunzda yada istemeden eliniz çarptığında bir saniyede olsa eliniz yanar ya öyle bir acıdan bahsetmiyorum. İçimdeki alevi söndürecek çareyi de bulamıyorum. Umarım bir gün bende insanlar gibi yürür Lisa'nın ellerinden tutup bir yürüyüş yaparım. Küçükken yürümek ne anlamsız gelirdi bana. Ne saçma bir şekilde karşılardım yürümeyi. Araba dururken insanların yürümesine anlam veremezdim ve salak olduklarını düşünürdüm. Şimdi ise iki tekerlikli bir sandaleyeden kurtulmanın hayalini kurup yürümeyi hayal ediyorum oysa oturduğum şey bir arabadan ibaret değil yalnızca bu düğmeyle araba ise anahtar ile komik. Acaba haytın bana oynadığı bir oyun mu yoksa başka bişey mi bilemiyorum.
Doktor= Hanım efendi monayı iyi edecek tedavi bulundu.
Monanın annesi= Şaka yapmıyorsunuz değil mi doktor bey. Oğlum iyileşecek mi?
Doktor= Kesinlikle bu işin şakası olmaz.
Monanın annesi= Peki nasıl doktor bey?
Doktor= Belçika'da bir operasyona girecek tabi sizin izniniz doğrultusunda.
Monanın annesi= Kesinlikle doktor bey ne demek benim için sorun olmaz ki mühim olan oğlum. Onun kabul etmesi önemli.
Doktor= Kabul etmesi gerek yani onun için başka çare yok değilmi ama.
Monanın annesi= Kesinlikle.
EV ORTAMI
Monanın annesi= Beyim Oğlumuzun Belçika da ameliyat olması gerek. Lakin ben Monanın bunu kabul edeceğini zannetmiyorum.
Babası= Ne demek kabul etmez. Babasının hayrına mı gidecek kendi için.
Annesi= Peki biz yarın doktorla ona bunu söyleyeceğiz.. Ama vereceği tepki karşısında saygı duymak zorundayız.
HASTANE
Doktor= Mona kendini nasıl hissediyorsun koçum.
Mona= Nasıl hissedeyim ki bir sakat kendini nasıl hissediyorsa öyle hissediyorum.
Annesi= Oğlum iyileşmek ister misin?
Mona= Anne sen benle dalga mı geçiyorsun. Bu nasıl bir soru böyle. Bu benim en büyük hayalim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN BATIŞI (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİntikam ateşi içinde boğulmuştu genç adam. Dostuna duyduğu sonsuz nefret içinde bitirdi kendini. Diğer tarafta ise Mona Del Roreza Kardeşine duydugu sonsuz güveni yıkmıştı hayatını birer birer. Kaybetme korkusu olmayan karşıt dost yakmaya hazırdı dü...