6 # Küçük bir oyuna ne dersiniz?

109 23 14
                                    

Yeni bölüm geldi!!! Oy ile beni ve Kelebeğin kanadına'yı destekleyin, yorumlar ile hikayeye yön verin!!

Şunu da söyleyeyim karakterler hazır lakin fotoğraf bir türlü yüklenmiyor, sonra dene diye diye ayh dedim.

Neyse beni boşverin  bölümü okuyun. Keyifli seyirler.

İçi boş bir kalp armağan edildi size. İçini aşk ile doldurmanız umulurarak. Tabii boş kalsın derseniz o da olur. Bu armağan size. Koca bir kalp!
-P.Y-

Karşımda onları görmek dünkü sinirime kaldığım yerden devam etmeme sağladı. Poyraz beni görünce soğuk bir bakış atıp grubu ile bizim masanın çaprazında bir masaya yerleşti. Onların ardından da ben Barış'ın yanına geçtim. Ve pipeti masaya koydum. Ardından sinirimi unutmak için dışarıyı seyretmeye başladım. Pis bisiklet katili çıktı yine karşıma. Hadi bakalım bugün neler olacak? Bugün de iki kız birisi esmer diğeri sarışın bir de yanlarında tanımadığım bir oğlan vardı.

"OMG kanka mavi pipeti almadın. Pipet dağılımını yapmadın. İçeceğini bitirmeye başlamadın. Neler oluyor?" Ve ardından çenemi tutup kendisine çevirdi. "Ve şimdi de soruma cevap vermiyorsun. Ne oldu?" Dedi Barış  Derin bir nefes alıp merakla bana bakan arkadaşlarıma baktım. "Şimdi size bir masaya bakmanızı söyleyeceğim ama çaktırmadan bakın." Sonra onların masasına baktım ve ardından bizimkilere döndüm. "Çapraz masa beş kişilik." dediğimde hepsi aynı anda kafasını çevirdi. İyi ki çaktırmadan dedim ha.  Sonra bana döndüler. En azından fark etmediler.

"Hiç çaktırmadınız ha. Hatta dürbün ile baksaydınız keşke."

"Dürbün uzağı görmek için değil mi ya? Beynimle alay mı ediyorsun? Oyun mu oynuyoruz burada? Ha!" Yumruğunu masaya koyunca Barış Poyraz buraya baktı. Senin o gözlerine bizim mahallenin köpekleri işesin emi.

Salak ya hala ona sinirliyim. Geçmez de!  Ay iğrenç. Güzel gülüşlü Çağrı'm nasıl bununla arkadaşlık edersin ha? Nasıl?

"Ne bağrıyorsun be! Neyse. Oradakilerden siyah t-shirt giyen kişi çakma polis Poyraz. Hah lacivert ceketli de Çağrı." Hepsi yine aynı anda baktılar. Bunların alıcılar aynı çalışıyor galiba. Ve bu sefer Poyraz ve yanındaki esmer kız bize baktı. Yani bizimkiler de gelin adayı seçer gibi bakıyorlardı. O sırada bizim yemekler geldi. Garson kıza teşekkür edip gönderdik. Karşımdaki Buse hemen bana döndü. "Çağrı'dan da yakışıklı bu. Yarabbim bana da böyle insanlar çıkar. Ben senin yerinde olsam bisikleti bırakıp bu çocuğu alırdım. Heyt be." deyince yanındaki Kerem kafasına vurdu.

"Başladın yine. Ağzını kapat suyu aktı. Yavaşla bakalım. Ayrıca bunlara hemen - 

"Dalıyoruz!" Daha Kerem sözünü bitirmeden Barış araya girdi. Şaşkınlıkla ona baktım. Bir yandan yemek yiyor bir yandan da millete dalma peşinde. "Ben şimdi bir ıslık çalayım. Hep birlikte dalalım. Mavişin pası yerde kalmamalı." deyince bir kahkaha attık.

"Haklısın kardeşim. Aaa Zeliha mı o ne? Senin kokunu mu aldı ne?" dediğimde bir anda ayağa kalkıp mekanı taramaya başladı ben de gülmeye sonra sinirle bana baktı.

"Komik tabii gül sen gül. Ben burada namusumu korumaya çalışayım. Sen benle dalga geç." deyip sandalyesine sertçe oturdu. Ooo trip kokusu alıyorum. Ve gönül alma zamanı!

"Sütlü çikolata küser mi hiç fındıklı kardeşine?"

Dudağımı büzüp, Kedi süt ister gibi baktım.

İşe yaradı galiba. Çatık kaşı indi.

"Tamam be. Ye yemeğini." ona gülümseyip yemeğime devam ettim.

Kelebeğin KanadındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin