İLK AŞKIM, İLK ACIM

0 0 0
                                    


Hayatımın mükemmel olmasını bende çok isterdim.Ama hiçbir zaman olmadı.Hayat benimle ben hayatla savaştım.Mağlup oldum defalarca.Vazgeçmek istesem de yapamadım.Hayat bizi her şeye mecbur kılıyor.Zorluyor.

İnatlaşamıyorum.Çünkü kaybedeceğimi biliyorum.Elimdeki umutlarım, inancım öyle bir alındı ki ne inatlaşmaya ne de kazanmaya gücüm kaldı.

Çocukluğum oradan oraya taşınmakla, geçim sıkıntısıyla ve yalnızlıkla geçmişken nasıl inatlaşabilirdim ki hayatla? Daha ne kadar güçlüymüş gibi davranabilirdim?

Çocukluğumu anlatamam, yaşanmayan, bilinmeyen hiçbir şey hiçbir şekilde anlatılamaz.Ha anlatacaklarım var aslında.Ama bunlar çocukluk anısı değil; Acısı.

Küçükken büyüdüm ben.Büyümek zorunda bırakıldım.Bu yersiz, anlamsız acılara katlanmam için büyümem lazımdı.Şimdi büyüdükte ne oldu.Acılarında seninle, hatta senden daha fazla büyüyor.

Aldığım her nefes bana oksijen değil zehir oldu.Aldığım her nefesimin pişmanlığını yaşadım şu hayatta.Baba dayağıyla olgunlaştım.Yalnızlığımla özgürleştim.Özgürleşmemi çok gördüler.Tutsak ettiler.

Hayallerimden,isteklerimden,heyecanımdan,inancımdan alıkoydular.

Sevgisizlik hep eksik yanım oldu.

Aşk nedir bilmezken aşk acısını ögrendim.Sevipte sevilmemin ne aciz bir duygu olduğunu öğrendim.Yeni oyunlar öğrenmem gereken yaşta sevdiğim adamı unutmak nedir onu öğrendim.Öğrendim öğrenmesine de.Hiç uygulayamadım.

Aradan on sene geçmesine rağmen hala kalbimde izi var.Hala acıyan bir yanım var.Güzel anılar biriktiremedim.Hep olmasını diledim.İnsanlar anılarını hatırlarken yüzlerinde tebessüm oluşuyor.Benimkin de ise bir yığın hüzün.Gözlerim doluyor ama ağlayamıyordum.

Anlatabileceğim güzel anılarım olmadı belki ama olmayacağı anlaman gelmez değil mi? Buna inanmak istiyorum.İnanmalı mıyım? Bilmiyorum

Daha on iki yaşımdaydım.İlk aşkımın ilk acım olacağını nereden bilebilirdim ki.Bilseydim sever miydim? Kim şu hayatta isteyerek sevmiş ki ben seveyim.Sevginin kumandası aşk, beyin olsaydı kimse acı çekmezdi.Aşkı beyin değil kalp yönlendiriyor

Onu sevdim hem de ilk gördüğüm andan itibaren.Delicesine, acımı hissettiğim halde bile bile sevdim.Kalbime söz geçiremedim.

Onu gördüğüm her an yeniden doğuyordum.Yeni umutlar yeşeriyordu içimde.Bunlar hep anlık mutluluk olarak kaldı.Yokluğunda tekrardan soluyor, tekrardan ölüyordum.

Bir bebek gibi saf duygularla seviyordum.Görmedi.Sevgimi, nasıl sevdiğimi görmedi; gösteremedim.Görmekte istemedi.

O başkasına aitti başkasını seviyordu.Ve biz hiçbir zaman "BİZ" olamayacaktık.Öğrendiğim şeylere bunu da ekledim.Acı gerçekler.

Acı gerçeklerle yüzleşmek zorundadır bazen insan.Acı olsa da o gerçeği ister, onu arzular.Çünkü acıda olsa o kendi gerçeğidir.Ben hep onda kendimi, doğrularımı, yalnızlığımı buluyordum.Onunla bir olup; hayata karşı gelmek istiyordum.Olamadım,gelemedim.

Karşılıksızdı duygularım.Platoniktim ben ona,ben ise onda bir hiç.Onu görebilmek için kaç kere dayak yedim babamdan, kaç kere aileme karşı geldim, kaç kere rezil oldum. Dalga konusu oldum.O bunu bilmiyordu hiçbir zamanda bilmeyecekti.Ona olan aşkımı öğrenmişti ama fedakarlığımı asla görmek istemedi.

Kendini mükemmel sanan bir insan, kendisi gibi mükemmel birisini ister ama asla bilemezler ki ikisi de birbirinde sahte, birbirinden yalancı.


Yeri geldi güldü, yeri geldi dalga geçti.Duygularım saçma sapan, değersiz, sıradan, bir şeymiş gibi söylemediği kimse kalmadı.Ağladım, çünkü elimden başka bir şey gelmezdi.

Çaresiz bir insanın tek dayanağı,sığınabileceği tek barınağı gözyaşalarıydı.Benim elimden de gözyaşlarıma sığınmaktan başka bir sey gelmezdi.

İşte aşkın aptallık olduğunu bu devrede anlıyorsun.Seni umursamayan, acı çekmenden zevk alan adamı hala seviyorsun.Bu senin mi yoksa aşkın mı aptallığı belli değil.Ama işin içinde aptallık olduğu kesin.

Ben onun çiğnediği sakız kabuğuna kadar her şeyini saklardım.Kokusunu, yüzünü, her detayına kadar aklıma kazırdım.Burak'tı ismi.Dünyada ki en güzel en anlamlı isimdi benim için.Burak ismini duyduğum, gırdüğum her an bana onu hatırlatırdı.

Bu ismi asla unutmam, unutamam.Hayatta unutturmaz bana.

Güzel anıları ilerleyen zamanlarda hatırlayamazsınız belki.Ama acılarınızı asla unutamazsınız.İçinize öyle bir işler ki her fırsatta hatırlarsınız.

Burak'ta benim için öyle birisiydi hayatımın her anında hatırlayabileceğim acı bir andı.Her şeye rağmen kendime bir söz vermiştim.Eğer ilerde Allah kısmet ederde oğlum olursa adını Burak koyacaktım.Çocuğuma her baktığımda o değil onu nasıl sevdiğim gelicekti aklıma.Onun bana bakarken ki sevgi dolu yüzü bana bunu hatırlatacaktı.En azından o bana sevgiyle bakacak ve sevecekti.

Güzel anılarım yoktu belki ama çok acı anılarım vardı.Biliyorum bir gün acı anılarım güzel anılarla yer değiştirecekti.Peki ne kadar yakındı o bir gün?


Sabrettim hep.Umut ettim.Belki sever umuduyla yedim bitirdim kendimi.Yoruldum tükendim, yıkıldım ve tekrar ayağa kalktım.Ayağa kalktım ama hayatın beni aynı acıyla vuracağını bilmeden kalktım.Bunu bilsem kalkar mıydım?

Bu da benim sınavım benim kaderimdi.


Ben zalim bir adam sevdim.Acımasız, sevgiye kör olan bir adam.Çok istedim onun kalbinden sevilmeyi.Ne kadar çok istediysem olmadı.

Anladım artık olmayacağını, sevilmeyeceğimi.Umut etmekten de yorulur mu insan? Yordular.

Aptaldım.Hiçbir zaman hatayı onda arayamadım.Gözümde en kusursuz en mükemmel insandı.Kendimi ona layık göremiyordum.Hep kendimde buluyordum hatayı.Buldukça buldum.Ezdikçe ezdim kendimi yok ettim.Kendim yok olurken Aşk'ım yok olmadı daha çok sarıp sarmaladı beni.

İçime sığmaz oldum.

Yapmam gereken tek şey onu unutmaktı.Bunu biliyordum.Onu o kadar çok severken buna mecbur kaldığımı hissetmem canımı öyle yakıyordu ki.

Hani Sertap Erener'in "unutursun için yana yana " şarkısı var ya, ha işte o tam benim için yazılmış bir şarkıydı.İçim yana yana unutmaya çalışıyordum.

O başkasını seviyordu.Bunu da her fırsatta gözüme sokuyordu.Ya buna katlanmam lazımdı ya da unutmam.Beni sevmediğini bile bile, içimin yandığını bile bile unutmayı tercih ettim.

Gözümde canımın kıymeti bile kalmamışken, acı kanıma karışmışken, unutmak sevmeye devam etmekten daha zorken, ben unutmayı seçmiştim.


İmkansızı mümkün kılamazdım.Beni sevmeyeceğini biliyordum. Bekleyemezdim.

Unutmalıydım tek çarem buydu.Sevgime,sevdiğime,çocukluğuma , ilk aşkım ve ilk acıma veda etmeliydim.

Belki canım çok yanacaktı belki çoğu gecem uykusuz geçecekti,geceleri geceye gündüzleri gündüze sığdıramayacaktım ama bununla yaşamayı öğrenmeliydim.

Zaten hayat bana her şeyi öğretmedi m? Bunu da öğretir elbet.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin