Çok karanlıktı. Hiçbiryeri göremiyordum ve çok korkuyordum. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim birinin beni kaçırıp buraya getirdiğiydi. Hiçbir şey yoktu. Biraz göz gezdirmeye çalıştım fakat burası çok karanlıktı. Sonunda bir ses duydum. Bu ses sanırım kapının açılma sesiydi. Kapı kapandı ve bir iki saniye sonra lambanın açılma sesi geldi kulağıma. Bu kişi kimdi bilmiyordum."Benden ne istiyorsun"diye haykırdım aniden. Aslında böyle birşey demeye niyetim yoktu. Hiçbirşey demeden ellerimdeki ipi çözüp"git"dedi. Ellerimi çözdüğünde ilk yaptığım şey acıyan ellerimi sıvazlamak oldu. Niye kaçırıyor niye bırakıyor hiç birşey öğrenemeden eşyalarımı alıp dışarı çıktım.Dışarı çıktığımda hiç beklemediğim birşeyle karşılaştım. Dışarıda iki polis arabası ve bir nakil aracı duruyordu. Bunlar ne içindi hiçbir fikrim yoktu. "Su hanım sizmisiniz¿"dedi sarı saçlı,mavi gözlü ve yakışıklı olan çocuk. Başımı aşağı yukarı sallayıp"evet"dedim. "Ne oldu¿". Biraz düşündü sanırım kötü birşey olmuştu. "Su hanım anneniz" devamını getiremiyordu. Ne,anneme ne olmuştu. Hayır bu olmuş olamaz annem ölmüş olamazdı. O an gözümden bir damla yaş geldi ve diğerleri. Hayır annem ölmüş olamazdı "lütfen devam edin"dedim ağlayarak. "Maalesef annenizi trafik kazasında kaybettik "dediğinde aklımı yitirecektim. Ne diyordu bu adam annem ölmüş olamazdı. "Karıştırdınız herhalde benim annem ölmedi ve ölemez beni burada bırakıp gidemez¡"diye haykırdım. Adam "hanımefendi lütfen sakin olun"dedi. Yerin kalkınca anladım yerde olduğumu. Kalktığım gibi sahile gittim. Saat 12:00'dı . Herkes gelip gidiyordu. Annem nasıl ölürdü. Beni bu lanet dünyada bırakıp nereye giderdi,aklım almıyor. Baya durdum sahilde,birazda uyumuşum daha doğrusu içim geçmiş. Gece yarısı olmuş. Sahilde Benin başka kimse yok. Yarım saat sonra bir çocuk geldi sahile. Allahım bir çocuk bu kadarmı yakışıklı olur. Uzun siyah saçlı,siyah kaşlı , kısa siyah sakallı ve bal rengi gözlere sahip yakışıklı bir çocuk. Oda sahile kumların üstüne oturdu. Aramızda 120-125cm var. Oda ağlıyo, acaba o niye ağlıyoki diye düşündüm birden. Şimdi ona sormak isterdim"neyin var¿"diye. Ama bende o cesaret nerde. Benden bahsetmişken size kendimi tanıtayım. Adım SU KARAMAN kahverengi(koyu) uzun düz saçlı,koyu kahverengi gözlü(siyahta gibi),siyah kaşlı,uzun kiprikli,mal mal hareketler yapan,sıfır güven,dil dolu,kitap okumaya bayılan, ınstagramsız yaşayamayan ama ara sıra giren(oda gizli gizli)bir kızdım. Kızdım diyorum çünkü artık gizli gizli girmeme gerek yok. Ah be annem neden beni bırakıp gittin derken gözüm yanda bana doğru yaklaşan çocuğa kaydı. Ne¡ çocuk benim yanıma geliyor. Yanıma oturdu. 10-15 dakika sessiz kaldık,tabi bu benim için ölüm sessizliği gibiydi. "Selam"dedi "selam"dedim. "Bu saatte burda ne işin var¿"dedi. İnanamıyorum bana hesaplı soruyordu."boşver"dedim. "Annenler kızmıyormu¿ bu kadar güzel bir kız bu saatte dışarı çıkmamalı bence"deşiğinde alevlendiğimi hissettim. Kesin şuna kıpkırmızı olmuştum kıpkırmızı olduğumu farkedilecek dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını gördüm. "Annemler kızmıyordu,şuna zaten kıssada kızamaz". Ne dedim ben işte yine mallıklarım tuttu. Bana öyle bir baktı ki deşiğimden bişe anlamadığını 3km öteden beri anlayabilirdim. "Annem"dedim "o öldü daha doğrusu ölmüş". Ağzıma tatlı-tuzlu sıvı bir şey geldiğinde anladım ağladığımı. Ağladığımı görmüş olacakki"ağlama güzellik bende kay ettim annemi ve babamı"dedi ağlamaklı bir şekilde. Elini uzatıp "Denize girelimmi¿"dedi. Başımı aşağı yukarı sallayıp elimi eline uzatıp elini tuttum. Pantolonumu giyseydim çemirlmek zorunda kalırdım iyiki şortumu giymişim. El ele tutuşup denize girdik. Deniz ne soğuk ne sıcaktı. Onun eli terlemişti fakat Gine'de elimi bırakmıyordu. "Adın ne¿"dedi birden "su"dedim "senin""Ateş"dedi. "Kendin gibi isminde güzel"deşiğinde yine kızardığımı hissettim. Ve ateşin yine güldüğünü.