Bir bilinmezliğin içinde kaybolup gittiğinizi hiç hissettiniz mi, ben bazı zamanlar geldi bir bilinmezliğin içinde kaybolup gittiğimi hissettim. Peki ya karanlıktan korkar mısınız, ben korkarım. Reyhan hayatımdaki korkuların baş kahramanı.
Hapsedildiğim karanlıktan kurtulmayı bekliyorum. Tam mutlu haberi kocama vermeyi planlarken, kendimi karanlığın içinde buldum. Şu an kendimden çok doğmamış bebeğim için endişeleniyorum.2 Saat Önce
İzleniyor hissi ile hızla arkamı döndüğümde herkes kendi halinde gibiydi. Son zamanlarda birileri tarafından izleniyormuş gibi hissediyorum. Danışmaya doğru ilerledim. Uzun boylu, bal rengi saçlarını iki yandan ören, kahverengi gözlü sekreterin yanına gittim.
"Merhaba, Selda Öztekin, Sanem Çelik ile randevum vardı," dedim. Sekreter bilgisayardan bir şeyler yaptı. Daha sonra bana döndü. Ayağa kalkıp önüme geçti. Eli ile ileriyi gösterdi.
"Buyrun efendim," dedi. Beyaz kapının önüne gelince kadın kapıyı çaldı. Kendimi iş görüşmesine gelen kadınlar gibi hissetmem normal mi? İçerden dinç ve dinamik bir ses geldi.
"Gir." Kadın aldığı emir ile içeriye girdi. İçerden çıkan kadın eli ile girmemi işaret etti. Cidden muayeneye değil de, iş görüşmesine gelmişim gibi hissediyorum. Başımı iki yana sallayıp içeriye girdim. Karşımda bir kadın bekliyordum ama yirmi beşli yaşlarında, siyah kıvırcık saçları ensesine kadar gelen, koyu mavi gözleri gülümseyerek bakan adama tedirginlikle gülümsedim.
Odaya baktığımda dikdörtgen şeklinde masa, masanın üzerinde bilgisayar, birkaç dosya vardı. Masanın yanı başında duvara montelenmiş kare şeklinde kitaplık vardı. Yakın zamanda okuduğum Jane Casey'in Parafili ve Acımasız adlı kitapları vardı. Duvarlar krem rengine boyanmıştı.
"Lütfen, sedyeye uzanın Selda Hanım," diyen adam ile sedyeye uzandım. Adam karnımı açmamı söyledi. Biraz utansam da karnımı açtım. Doktor karnıma jeli sürdü. Ultrasona bakan adam gülümsedi.
"Selda Hanım emin olmak için kan tahlili yaptırın," dedi. Doktor masasına ilerledi. Masanın üzerindeki telefonu alan Doktor tahminimce sekreterini aradı.
Odaya gelen sekreter ile kan alma odasına gittik. Orta boylu, kırklı yaşlarında, patlıcan moru saçları ensesine gelen Hemşire iki tüp kan aldı. Sonuçların bir saate kadar çıkacağını söyledi.
Beklemeye başladım.Geçen saatin ardından sonuçları alıp Doktora verdim. Doktor sonuçlara bakıp gülümsedi.
"Tebrik ederim Selda Hanım on üç haftalık hamilesiniz," dedi. Gülümsedim. Elimi karnıma götürdüm. Bebeğim çok uysaldı. Barış'ta mide bulantıları ile güne başlarken, bebeğim, beni hiç zorlamamıştı. Oğluma, kardeş geliyordu. Hastaneden çıktıktan sonra elime telefonu aldım. Ece'yi aradım.
"Naber bebeğim," diyen Ece'nin sesini duyunca gülümsedim. Ece deli dolu kızdı.
"Ece yardımına ihtiyacım var," dedim. Bir anda panikleyen Ece ne olduğunu, nerede olduğumu sordu.
"Ece, ben hamileyim," dedim. Önce dediğimi anlamayan kız 'ha iyiymiş' dedi daha sonra 'ne' diye bağırdı. Kulaklarımın zarını patlatmıştı.
"Allah aşkına kulaklarımın zarını patlattın," dedim. Ufuk'tan önce, Ece'ye müjdeli haberi vermemin sebebi Ece'den yardım almak istememdi. Bir anda ağzıma kapanan el ile çırpınmaya başladım. Ece bir terslik olduğunu anlayıp 'ne oldu' dedi. Tepinip durdum daha sonra aldığım koku ile karanlığa çekildim.
Şimdi
Kendime geldiğimde karanlık karşıladı beni. Çıkan gürültünün ardından gözümü alan ışık ile gözlerimi kıstım. Gözlerim ışığa alışınca etrafıma baktığımda depo gibi bir yerde olduğumu gördüm. Kutular sıra sıra dizilmişlerdi. Karşıma geçen maskeli adamın hemen ardından içeriye giren biyolojik amcam ve hemen ardından giren maskeli adamlar tetikte bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Детектив / Триллерİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...