Genç kadın, Jeon Jungkook'un da içinde bulunduğu asansörün kendi bulunduğu kata yaklaştığını fark ettiğinde; dizlerinden yukarı olan eteğini aşağıya doğru çekiştirdi ve gömleğine çekidüzen vererek kollarının arasındaki dosyaları sıkıca sarmaladı. Bugün onun ilk haftasıydı. Belki de binlerce asistan Jungkook'un tutarsız ve umursamaz davranışlarına karşılık istifasını istemişti. Fakat bu yeni asistan Jungkook'a katlanabileceğinden kuşkusuz emindi ya da öyle inanıyordu.
Asansör bulunduğu katta durdu ve asistan kollarının arasındaki dosyayı sıkararak nefesini tuttu. Kapılar yavaşça açıldığında Jeon Jungkook'un yakışıklı yüzü ortamın aurasını değiştirdi.
Asistan ufak adımlarla Jeon Jungkook'un yanına gelmesini beklemeden hemen yolunu kesti ve saygıyla eğildi.
"Merhaba efendim, ben yeni asistanınız Kang Heechul. Bay Kim, size burada beklememi istemişti. Hoşgeldiniz."
Sözünü bitirdiğinde Jungkook'tan ses gelmediğini fark etti ve büktüğü belini düzleştirerek Jungkook'un yüzüne baktı.
"Ve Bay Kim sizi odasında bekliyor."
Jungkook, ağzını açma gayretinde bulunmadan adımlarını Kim'in odasına çevirdi. Fakat arkasından adını duymasıyla Bay Kim'in odasına birkaç adım kala adımlarını durdurdu.
"Bay Jeon! Efendim!"
Heechul adımlarını hızlandırarak tekrar Jungkook'un yanında bitti.
"Bunu söylemek bana düşmüyor fakat Bay Kim çok sinirli gözüküyordu. Ne olur, ne olmaz kapıda güvenliği bulundurmamı ister misiniz?"
Heechul'un bu acemi tutumuna karşılık yarımağız sırıttı ve omzunu patpatlayarak kapıyı tıkladı fakat cevap beklemeden odaya daldı.
"Beni çağırmışsın koç-"
Sözlerini kesen farklı bir ses değil, bir görüntü olmuştu. Bay Kim'in odası kesinlikle öfkesinin dışarı yansımış haliydi. Masasının üzerini yere indirmiş, çiçek saksılarından birini kırmıştı. Sinirli olduğunu her halindan belliydi ve öfke dolu olduğu aşikârdı. Fakat Jungkook'u görünce biraz olsun öfkesi yatışmış görünüyordu.
Jungkook'un gözleri, bir balon misali ritmik şekilde büyürken kapıyı arkasından kapattı ve birkaç adımla koçun yanına ilişti.
"Sorun ne koç? Neden bu kadar öfkeli görünüyorsun? Seni sinirlendiren kim? Yoksa, yoksa şu şirketin ceo'su yine mi bize oynuyor? Ah, onu bir elime geçirsem!"
Koç, gözlerini Jungkook'a çevirerek acı bir tebessümde bulundu, "Sorun sensin Jungkook."
Jungkook beklemediği cümleyle koçun yüzüne baktı. Takım koçu elini masanın önündeki sandalyeye doğrultarak oturmasını işaret etti. Jungkook şaşkınlıkla oturduğunda ise konuşmasını sürdürdü.
"Bana geldiğin zamanı hatırlıyor musun Jungkook? Tıraş olmasını daha yeni öğrendiğin yaşlardı. Sendeki ışığı gördüm, seni eğittim, koçluğunu yaptım. Seni oğlum olarak gördüm."
Bay Kim'in yüzündeki acı tebessüm tekrar yeşerdiğinde bu sefer gülümsemesi yumuşadı. "Ah, seni serseri! Asla değişmeyeceksin değil mi?"
Jungkook, hâlâ şaşkınken koç yılmışlıkla ellerinin altında olan fotoğraflar ve gazeteyi Jungkook'a doğru sürdü.
"Paparaziler, seni duvarın arasında yakalamış."
Jungkook, kaşlarını çatmış gazetenin marşetini okurken bunun bir rüya olup olmadığını düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
football ✦ kookmin
FanficPark Jimin, hayranı olduğu futbolcuyla tanışma fırsatı yakalar. ©lilkookmin