Gidiyor muydu? Bu, bu kadar kolay mıydı? Bitti demek bu kadar kolay mıydı?
Beni öldürmek kolay mıydı?..
Yağmur yağıyordu, yanımda kimse yoktu. O bile..
Gök yüzüne kaldırdım başımı ağzımdan dökülen acı bir cümle;
" Bir zamanlar sevgilimdin, şimdi sadece acı bir bira." {tear}
Canım yanıyordu, bu kadar acı olmak zorunda mıydı ki, bu aşk..
Gözlerimin kenarından akan yaşlar, yere düşüp yağmurla dans ediyordu.
Onun adımları, önceden çiçekleri kıskandırırken, şimdi sadece dikenli güllere yer açıyordu.
Başım önümde eğilmiş, dizlerimin üstüne çökmüştüm. Üstüme yağan yağmur, tenimi delerken konuştum.
"sen benim göz yaşımsın.
Daha ne diyebilirim?" {tear }Elime yere fırlattığı, ona hediye olarak aldığım kolyeyi aldım. İnceledim.. Uzunca baktım sadece..
Bozulan sinirimle gülmeye başladım. Elimdeki kolyeyi elimi kesinceye kadar sıktım, bu acı kolyeyi parcalamama sebep oldu. Kanayan ellerimle cebimdeki yüzüğü çıkartıp yere fırlattım.
" Ahmak kadın! *sinirle kahkaha atarak* sende o adamın sürtügü ol!"
Ellerimi yüzüme sürdüm, kırmızıya boyadı kanım. Sinirden ağlamaya devam ediyordum.
" *bir elimı havaya kaldırıp, işaret parmağım ile çöpün yanındaki aynadaki yansımama parmak salladım.* Yağmurdan ve senden nefret ediyorum, temiz Kim Namjoon!"
Aynayı yumruğum ile kırdım. Öfkeyle kırık parcalara bakıp, " Bir daha sevmek gibi bir hata yapmaman dileğiyle, kim Namjoon."
**********
Evden topladığım, bana aldığı eşyaları balkona taşıdım. Bir miktar benzin, bir kutu kibrit ile bende balkona çıktım.
Eve gelir gelmez üstümü değiştirip, soğuk duş ile kendime gelmiştim.
Eşyalara bakıp "elveda, en büyük hatam."
Resimler, kıyafetler, çiçekler, küçük notlar ve daha fazlası. Hepsi kül olmuştu artık.
Küller, yağmur ile akıp giderken balkonu terk ederek eve girdim. Yatağa bırakıp bedenimi, derin bir uykuya daldım.