Ağzımdan küçük bir çığlık kaçmaması için elimi ağzıma götürdüm. Birkaç adım atıp yere çömeldim ve elim ile duvardaki oyuğa dokundum. Bunu ne ile yapmış olucağını düşünürken klozetin arkasında duran sivri şey dikkatimi çekti. Kolumu uzattım ve elime ne olduğunu anlayamadığım sivri uçlu şeyi aldım. Elimde tuttuğum beyaz kesici aletin klozetin bir parçası olduğunu fark etmek zor olmamıştı. Ayağa kalkıp klozetin neresini kırdığı anlamaya çalıştığımda bu çok uzun sürmemişti çünkü kırdığı şey klozetin kapağından başka bir şey değildi.
Buraya girdiğimde gözüme ilk anda duvardaki oyuk çarptığı için klozetin kapağını kırdığını yeni görüyordum. Gerçekten güçlü bir adamdı Ulaş. Ama kafama takılan bir soru daha vardı. Ben tuvaletten hiçbir ses geldiğini duymamıştım. Duvarda ses yalıtımı olabileceği aklıma geldi. Bu işimize oldukça yarayan bir durum olduğu için gülümsedim. Duvar kazılırken oldukça ses çıkabilirdi.
Ama biz aynı anda buradan nasıl kaçacaktık? En önemli soru bu olmalıydı. İkimizin aynı an içinde tuvalete girmesi olanaksızdı. Kaşlarımı çattım. İçimde daha yeni yeşeren ümit silinmeye başlamıştı bile. Ve ayağımın bağlı olduğu zincir.. Tuvalete rahatlıkla gelebileceğim kadar uzuyordu ama bundan fazlası yoktu. Ben bu zincir ayağımdayken hiçbir yere kaçamazdım.
Umarım Ulaş bunları da düşünüp planını ona göre hazırlamıştır diye geçirdim içimden.
Tuvaletten çıktığımda Ulaş ile göz göze geldik.
Hiçbir şey demeden yerime oturdum. Aklından neler geçiyordu çok merak ediyordum ve onun ile konuşmam oldukça tehlikeliydi.
Yere yatıp Ulaş'a sırtımı döndüm.Ayaklarım cama doğruydu ve camdan bakıldığında yüzümün gözükmesi imkansızdı.
"Senin ile konuşacaklarımız var Ulaş." dedim sesimin kısık çıkmasına çalışarak.
Ağzımdan çıkan kelimeleri Ulaş zor duyuyor olmalıydı. Adamın bu kadar sessiz kurulan bir cümleyi camın arkasından duyması biraz zordu.Ulaştan duyduğum hışıltı sesi ile onun da benim gibi yatmış olduğunu tahmin ettim.
"Duvarı oymaya başlamışsın."
"Evet buradan kurtulman için tek seçenek bu."
İkimizin de sesi çok kısık çıkıyordu.
"Duvarda ses yalıtımı olduğunu nasıl anladın? Klozetin kapağını kırdığında çok ses çıkmış olmalı ama ben bir şey duymamıştım."
"Tuvalette bağırmıştım ve sen duymamıştın."
Ne diye bağırdığını ona sormayacaktım.
"Peki ya ikimiz nasıl kaçacağız? Aynı anda girmiyoruz oraya."
"Ben değil sen kaçacaksın." dediğinde yutkundum. Kalbimin üzerine bir yük binmişti.
"Bunu kabul etmiyorum. Seni arkamda bırakıp gitmeyeceğim."
"Başka şansımız yok Asya. Kabul etmeme gibi bir seçeneğin de yok. Çok düşündüm, her şeyi hesaba kattım ve çıkan sonuç bu. Kaç tane adam var bu binada bilmiyoruz. Binanın konumunu bile bilmiyoruz. En alt katta mıyız yoksa en üst katta mı? Bildiğimiz hiçbir bok yok. "
"Ya kazdığın yer adamların odasına çıkarsa o zaman ne olucak?"
"Tuvaletten bahsediyoruz. Tuvaletler binaların en arka kısımlarında olur genellikle ve yanlarında oda bulunmaz."
"Ya varsa."
"Risk almaktan başka çaremiz yok."
"Ne olursa olsun sen olmadan buradan gitmeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİ
RomanceBir aşk en fazla ne kadar imkansız olabilirdi? Bütün çıkmaz yollara rağmen birbirleri ile buluşan kalplerin hikayesi. ☆ Tek bir hata! Bir yanlış aynı anda iki düşmanı zindana sürüklerken hayatlarının dönüm noktasını...