İLK ÖPÜCÜK

270 6 2
                                    

Bu nasıl bir histi kendimi hiç böyle  his etmemiştim.

Ellerim heyecanla titriyor yüzümün utançtan terlediğini his ediyordum kalbim göğüs  kafesimden  çıkmak ister gibi çarpıyordu.

Bu duyguyu meriç ne zaman bana çok yaklaşsa aynı  şey his ediyordum ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.

Şuan ne yapmalıyım  özür dilemişti ama bunu bana gizli söylemişti.

Sanki vijdanini rahatlatmak ister gibi ve bunu duyduğumdan emin dildi .

Bir yandan ona sarılıp iki günü acısını çıkarmak istiyordum bir yandansa ezhar bu kadar basit dil diyordum bunu ödemek zorundaydı.

Son on beş gündür nerdeyse hayatı bana zindan etmişti.

Acı çeken tek taraf olmamalıydım onun geri çekilmesini bekleyip gözlerimi yavaşça açtım  yüzünde aniden endişeli bir ifade oluşmuştu.

Sanırım benim duyup duymadığımı merak ediyordu bunu ona his ettirmiycektim daha dil .

Habersizce meriç senmi geldin diye sordum kafasini sallayarak onayladı.

Nasılsın ezhar sana ne oldu hasta olduğunu duydum  sorun ne diye sordu.

Şimdi ben sana hayatımda senden başka sorun yok sen hem kalbime hem beynime zararsin desem ne his ederdi acaba.

Çok önemli dil biraz bitkin düştüm sanırım son sınavlara fazla kafa yordum diye cevap verdim .

Zaten okulun son bir kaç günü kendini bu kadar yorma ayrıca sen çok başarılı bir ögrencisin eminim en iyi dereceyi alacaksin diye beni kendince teselli etmeye çalışıyor du.

Umarım öyle olur teşekkürler meriç annem konuştuğumuzu duymuş olacakki kapıyı çaldı.

Oğlum uyandınmı ?

Evet annem şimdi nasılsın diye sordu off anne amma abartın altı üstü biraz bitkin düştüm bana sakat kalmişim gibi muamele yapma allah aşkına.

Annem ben ne zaman hasta olsam üstüme çok düşerdi bu durum beni bunaltırdı bunu meriçte biliyordu bana göz kırparak güldü ve kulağıma yaklaşıp annen hiç değişmiycek sanırım.

Annem siz orda ne konuşuyorsunuz öyle  fısır fısır diye sordu.

Bişe konuştuğumuz yok bize içecek birşeyler  getirimisin lütfen anne.

Tabiki oğlum sen yeterki iste zaten pek bişey yiyip içmiyorsun başka birşey daha istermisin oğlum diye sordu .

Hayır sağol annem istemiyorum .

Annem mutfaga doğru gitti şimdi yanlızdık ama ne ben nede o tek kelime konuşmamıyorduk meriç gözlerini odada gezdiriyo nerdeyse benimle göz göze gelmemek için çaba gösteriyordu .

Bense elimde olmadan sadece ona bakiyordum acaba pişmanmi olmuştu vijdan azabımı çekiyordu benden ne kadar nefret etsederse etsin herşeyden önce onun en yakın arkadaşıydım .

Bunu söylemek çok zordu çünkü  kalbimdeki yeri çok ayrıydı bir süre sonra annem elinde portakal suyuyla odaya girmişti bize onları verip tekrar dışarı çıkmıştı.

Portakal suyunu içerken zorla yutuyordum aklımdan bana o gün neden bana karşı  bu kadar ağır konuştuğunu sormak geliyordu ama bir yandan soramıyordum çünkü  hemen kalkıp gitmesini istemiyordum.

Bana dönerek hiç bir şey söylemeden  gülümsedi.
Ne kadarda özlemişim onun gülüşünü o an aramızdaki buz dağı sanki yavaş yavaş eriyordu evde kaldığımdan beridir ilk defa mutlu his etmiştim.

Meriçin  telefonunun çalmasıyla bütün dikkatim dağılmıştı cebinden telefonunu çıkarıp efendim anne diye cevapladı .

Tamam geliyorum diyip kapatmişti ezhar benim gitmem gerek annem çağırıyor dedi ben de tamam geldiğin için teşekkürler .

Meriç  bu sirada çıkmak için  ayağa kalkmıştı bende ona  kapıya  kadar  eşlik etmek için ayağa  kalkmaya çalışıyordum .

Daha iki adım atamamışken birden dengemi kalbetmiştim meriç hızlıca belimden tutmuştu o an ikimizde kendimizi üst  üste  yatağın  üzerinde bulmuştuk.

Kahretsin bu çok yakın meriçin yüzüyle benim aramda nerdeyse iki santim vardi.

Nefesini yüzümde his ediyordum birden yutkunduğunu gördüm  bir an bende yutkunmamak için nefesimi tutmuştum.

Meriçin vücudunun bütün  ağırlığı üzerimdeydi kalbinin ne kadar hızlı  attığını his edebiliyordum nefes alışları dahada hızlanıyordu gözlerim gözlerindeydi.

Yemyeşil gözlerinin dudaklarıma kaydığını görmüştüm bir kez daha yutkundum.

Gözleri gözlerimle dudağım arasında yavaşça gidip geliyordu çok tatlısın diyip dudağıma dudağını deydirip sanki ateşe dokunmuş gibi geri çekmişti.

Hayır bu devam etmeliydi onun geri çekildiğini görünce hızlıca kafamı kaldırıp dudağına yapmıştım.

Biraz öylece hareketsiz kalmıştım çünkü  bir tepki vermemişti.

Gözlerime şaşkınca bakıyordu bu böyle olmamalıydı nasıl bir tepki vereceğinden korkup gözlerimi kapatmıştım.

Dudağının  yavaşça açılıp alt dudağımı dudaklarının arasına alarak emmeye başlamıştı bir birimize sarılmıs bir şekilde ellerimi onun sırtında gezdirmeye başlamıştım.

Bu hareketim sanki onun arzularını uyandırmıştı kendimi kaybediyordum ve sertleştiğimi his ediyordum bunu fark etmesini istemiyordum.

Ama ondanda kopmak istemiyordum.

Hayır diye içimden geçirdim böyle devam ederse kendimi tutamiycaktim ve hızlıca onu kenara ittim.

Sanki devam etmesini ister gibi yüzüme bakıyordu ama ben utancımdan gözlerimi kaçırmıştım.

Özür dilerim meriç diyerek az onceki bu cesaretimden dolayı utanmıştım .

Meriç  gitmeliyim artık diyerek kendini toparladı ve ayağa kalktı kapıya kadar gitti son kez bana dönerek dudağının kenarını ısırdı .

Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi okuyan varmı bilmiyorum bu benim ilk hikayem ve sizin gözunuzde nasıl olduğunu bilmiyorum en azından  bu hikayeye devam etmelimiyim bu konuda bir yanit verirseniz sevinirim

   İyi okumalar okuyan arkadaşlar için umarım beğenirsiniz
         Teşekkürler.

ATEŞ VE KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin