BÖLÜM 2

10 0 0
                                    

             Kapıyı açar açmaz, yeni evimin mis gibi havası karşılıyor bizi. Epeyce geniş, güzel bir apartman dairesi. Açık mavi duvarlar, neredeyse duvarı kaplayan geniş pencereler ve her köşede büyük saksılarda çiçekler... Bizim mütevazı öğrenci evimize nazaran, beyaz mobilyalar ve az eşyalarla döşenmiş, ferah bir ev...

              Burcu, mutluluğunu gizleyemiyor. Evin her köşesini gezdikçe, gözlerindeki parıltıyı görmek, beni daha da mutlu ediyor. Cam balkon ile kapatılmış, adeta bir oda büyüklüğündeki balkona gidiyoruz. Burcu köşeli koltuğa atıyor kendini "vay bee" diyerek uzanıyor koltuğa.

               Kahveleri hazırlamak üzere mutfağa gittiğimde, açılan kapının sesini duyuyorum. Artık yeni bir evimiz, kendimize ait anahtarlarımız var. Bunu hatırlayarak gülümsüyorum. Koşarak Kaan'a sarılıyorum, parfümünün mis gibi okyanus kokusunu içime çekiyorum. Yanağıma minik bir öpücük konduruyor ve Burcu'nun yanına gidiyor.

               Ben kahveleri hazırlarken, Kaan ve Burcu'nun sesini duyuyorum. Kaan evi nasıl bulduğunu soruyor, Burcu da espriler yaparak hayranlığını anlatmaya çalışıyordu.

               Bir anlığına, bir his sarıyor içimi. İşimi seviyorum, evleneceğim adamı seviyorum, en yakın arkadaşımı seviyorum, hayatımı seviyorum... Sanırım ben yeterince zenginim. Sanki olması gereken her şey, yerli yerine oturmuş, yap bozumun parçaları tamamlanmış gibi.

              Burcu ve Kaan, düğün mekanından, gelinlik seçimimden, ailelerimizin ne zaman geleceğinden konuşuyorlardı. Elimde kahvelerle aralarına katıldım ve Burcu bombayı ortaya attı.
-Aslı, diyorum ki güzel bir kutlama yapsak. Parti havasında değil de, daha çok mutluluğunuzu paylaşmak gibi. İkramlıklar hazırlasak, bir kaç dostumuzu çağırsak, Kaan da gelse.

             Kaan'dan destek bekleyen bakışlar atarak "bilmiyorum ki" diyorum. Kaan ise beklemediğim bir tepki veriyor ve bir elini omzuma atıp gülümsüyor.

-Vallaha harika fikir. Zaten, bekarlığa veda partisi yapacak insanlar değiliz. Kendi hâlimizde, güzel bir kutlama olur. Ne dersin bitanem?
-Aslında pek gerek yok ya. Zaten kına gecesi için İzmir'de, düğün için Ankara'da olacağız. Üçüncü bir yorgunluğa gerek yok bence.
-Hadi Aslı ya. Sen hiç yorulmayacaksın. Her şey bende. Kaan bile yorulmayacak. Sen sadece giyin, saçını, makyajını yap, yeter.

              Burcu'nun çocuksu, onay bekleyen, yeşil gözlerine bakıyorum. En güzel zamanlarımı yanında geçirdiğim, benim mutluluğum için bu kadar hevesli olan bu güzel insanı kırmak gelmiyor içimden. Kaan'ın göğsüne sokularak "hadi yapalım" diyorum ve aniden yarın için sözleşmiş oluyoruz.

            Dönüş yolunda, neredeyse gördüğümüz her mağazaya girip çıkıyoruz. Gümüş rengi balonlar, cup kekler, içecekler, kuruyemiş, meyve derken elimiz paketlerle dolarak, evimize dönüyoruz.

             Parti günüm gelip çatıyor. Burcu, söz verdiği gibi beni hiç yormadan, tüm hazırlıkları kendisi hallediyor. Bunu fırsat bilerek, yatağımın tadını biraz daha çıkarmak istiyorum. O sırada telefonum çalıyor (sanki birisi beni duymuş gibi).
-Alo?
-Aslı Hanım?
-Efendim?
-Merhaba efendim, ben Melek. Klinikten arıyorum sizi. Acil bir durum var, hemen gelmeniz gerek.
-Hemen geliyorum.

             Ani bir hamleyle yataktan fırlıyorum ve yatağın ucunda yerde yatan kotumu giyip, üzerime de beyaz şifon bir bluz geçiriyorum. Makyaj yapmaya zamanım olmayacak sanırım. (tabi bu asansörde rimel ve parlatıcı süremeyeceğim anlamına gelmez.)

              Otomatik bir şekilde, ezberlediğim kelimelerle, Burcu'ya durumu açıklayarak evden çıkıyorum. "merak etme, geç kalmam, acilmiş, bilmiyorum canım, seni ararım, hayır kutlama iptal değil..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEN KİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin