Evet son bölüm 😭
Bazı yerlerde Taemin fazla ileriye gitmiş olabilir, o kısımları isterseniz geçebilirsiniz (aslında çok bir şey olmuyor adafd)
YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
"Merak ettiğin şey nedir?" Ailemiz geleli beri birlikte geçirdiğimiz zamanlar azalmıştı. Üstüne ailesi Taemin'i büyükanne ve büyükbabasını ziyaret etmesi için yolladığında neredeyse tüm iletişimimizi kesmiş gibilerdi. Bizim için o kadar plan yapmalarına rağmen neden Taemin'i yolladıklarını ya da tam görüşeceğimiz zamanlarda ortaya bir bahane çıkarmalarını anlayamasam da sonunda Taemin karşımdaydı ve öyle kolayca kimsenin onu benden almaması için havanın soğuk olmasına aldırış etmeden parkta oturuyorduk.
Taemin'in olmadığı zamanlarda eski günleri yad ederken aklıma takılan birkaç şeyi ona sormak istiyordum. Sorularımı merak edercesine beni bekliyordu. "Öncelikle şunu gerçekten çok bilmek istiyorum. Kekiğe alerjim olduğunu biliyor muydun?" Hastanede bilmediğini söylemiş olmasına rağmen yine de tam emin olmak istiyordum.
Taemin soruma güldükten sonra konuşmasına başladı. "Bilmiyordum. Cidden, senin hakkında onca şeyi bilip kekiğe alerjin olduğunu nasıl fark edemediğime ben de şaşırmıştım. Biliyorsun, annende hiçbir şey gizli kalmaz."
"Bilmez miyim?" Birlikte güldük. "Sormak istediğim başka şeyler de var."
"Seni dinliyorum."
Aslında soracağım bu soru ilk sorudan daha fazla aklıma takılmış olsa da olayların oluş sırasına riayet etmek istediğimden bu soruyu ikinci sıraya atmıştım. "Kopya olayıyla bir alakan var mıydı?"
Taemin bir an duraksasa da cevap vermekte gecikmedi. "Belki birazcık." Baş parmağıyla, işaret parmağını birleştirmeden biraz aralık bırakarak olaydaki oynadığı rolün büyüklüğünü, daha doğrusu küçüklüğünü göstermişti.
"Birazcık? Ne yaptın mesela o birazcıkla?"
"Seyong'u hatırlıyorsundur."
"Tabii ki. Hatır- Onun olduğunu tahmin etmiştim. Ben anlamayayım diye bir de beni engellemeye çalıştın, değil mi? İsimlerin de aynı kişinin el yazısıyla olduğunu söylediğinde bir şeyler bildiğini düşünmüştüm. Bu kadar iyi yalan söyleyebildiğini bilmiyordum, Taemin! Nasıl oldu peki? Nasıl yaptınız? Hala anlayamıyorum, sıralarımız bile çok uzaktı. Seyong, cidden bu işte uzmanlaşmış."
"Ben bile nasıl olduğunu anlayamadım." Gülerek cevap verdi.
"Neden yaptın peki? Yani neden kağıtlarımızı değiştirmesini istedin?" Asıl merak ettiğim konu buydu işte.
"Biliyorsun, hastanede birkaç gün kalıp okulda dersleri kaçırdığında bunların hepsinin benim suçum olduğu düşüncesi beni çok rahatsız etmişti."
"Öyleydi de zaten." Öyle olmadığını düşünsem de onu biraz kızdırmak istemiştim. Sonuçta yaptığı şey mantıklı değildi, yakalansaydı disiplin cezası alabilirdi.
"İşte bu yüzden yaptım!" Söylediğimi duyunca sesini biraz daha yükseltti. Kızgınken gerçekten şirin oluyordu.
Soğuktan kızarmış olan yanaklarını avuçlarıma aldım. "Neden sinirlendin şimdi?" Nedenini bilsem de yine de sormuştum.
"Sinirli değilim." Öyle demesine rağmen kaşlarının hala çatık duruyor olması onu ele veriyordu. Gülümseyerek yüzünü bıraktım ve koluna girerek başımı omzuna yasladım.
"Az önce ciddi değildim. Somurtma, çirkin oluyorsun."
"Çirkin mi?" Yüz ifademin bu sefer ciddi olup olmadığına bakmak için eğilince başımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When Love Calls You
Fiksi PenggemarBir gün uyandığınızda gözlerinizi farklı bir evde açmış olsaydınız, ne hissederdiniz? Peki bu farklı evde, içinde yaşamak istediğiniz en son kişi bulunsaydı? Sadece iki ay içerisinde duygularınızın kontrolünün sizin elinizden çıkacağını bilseydiniz...