yoonjin one-shot series

Koios ;

Dikkat! Bu onshot cinsellik ve küfür barındırıyordur. Ona göre okuyunuz.
İyi okumalar!

Sabah, saat 04.44 gökyüzü, güneşi karşılamaya hazırlanıyor. Gözlerimi kızıla bürünmüş gökyüzüne dikiyorum ve biramı yudumlarken, oluşan görsel şölenin keyfini çıkartıyorum. Sahilde neredeyse hiç insan yok, olanlar da benim gibi bilincini hafif hafif yitiren insanlar. Kimisi müzik dinliyor, kimisi kendiyle konuşuyor, kimisi de benim gibi çevresini inceliyor. Biramı dudaklarıma götürmek için yelteniyorum fakat birisinin parmaklarımın arasından bira şişesini çekmesiyle hem işim yarım kalıyor, hem de irkiliyorum. Kafamı çevirmemle, genç bir çocukla karşılaşmam bir oluyor. Yanımdaki genç bana bakmadan, şişenin dibinde kalan birayı bitiriyor ve ben bununla birlikte gözlerimi deviriyorum. Hadi ama! Kesinlikle en düşkün olduğum şeyin bira olduğunu söyleyebilirim, bu da hâliyle beni rahatsız ediyor. Teni oldukça beyaz olan genç, bira şişesini bankın yanına bırakıyor ve gövdesini bana doğru çeviriyor. Onunla göz teması kurmadan önce her bir noktasını inceleme dürtümün önüne geçemiyorum. Alnına yapışmış terli ve dağınık siyah saçları, hafif şişmiş kırmızı dudakları, yüzüne yayılmış çillerin üzerine yerleşmiş kırmızılıklar, omzundan düşmüş olan ceketi, kolsuz tişörtü, fermuarını kapatmayı unuttuğu bacaklarını tamamen saran deri pantolonu ve bayık bakan gözleri onun buraya gelmeden önce seks yaptığını gözler önüne seriyor. Eh, pek de takıldığım bir nokta olduğu söylenemez. Tüm bu saydığım şeyler güzelliğine güzellik katmaktan başka bir işe yaramıyor.

"Beni incelemen bitti mi Koios?"

Bana seslendiğini anlamamla birlikte, gözlerine çıkarıyorum bakışlarımı. Bana ettiği hitap şeklini kesinlikle anlamıyorum.

"Pardon?"

Genç kıkırdıyor, geçirdiği gece yoğun olmasına rağmen hâlâ enerjik gözüküyor.

"Sen, Kim Seokjin değil misin?"

Oh, ben kesinlikle Kim Seokjin'dim.

"Evet. Sen kimsin?"

Gencin anlam veremediğim bir şekilde gözleri parlamıştı.

"Ben, Min Yoongi. Senin çok zeki olduğunu duymuştum ve "Koios" Zeka Tanrı'sı demek."

Tamam, zeki olduğumu inkar etmeyecektim fakat bunu nerde duymuş olabilirdi? İsminin Yoongi olduğunu öğrendiğim genci daha önce hiç görmediğime yemin edebilirdim.

"Seni daha önce gördüğümü zannetmiyorum Yoongi."

Yoongi gülümsedi, neden hep gülümsüyordu?

"Ben de seni gördüğümü zannetmiyorum."

Şaşkınlığım böylelikle iki katına çıkıyor.

"İsmimi nerden biliyorsun ve tanımadığın bir insanın yanında hâlâ neden bulunuyorsun?"

Genç bana biraz daha yaklaştı ve dudaklarını, boynuma sürterek konuştu. Kesinlikle arsız bir davranıştı ama benim kitabımda arsızlık, iyi davranışlar kategorisinde bulunuyordu.

"Aslında... Geçen günlerde gittiğim gece kulübünde, barmeni senden bahsederken duydum. Senden bir Tanrı gibi bahsediyordu. Ben de seni bulmaya karar verdim..."

Aniden yüzünü buruşturduğunda ne olduğunu anlamaya çalıştım, girdiği taze ilişkinin izlerini taşıyor olmalıydı.

"...İnana biliyor musun? Bugün en korkunç seks deneyemimi yaşadım. Hâlbu ki, yüzü çok çekiciydi ama berbat seks yapıyordu. Ve beni sana iten şey bu oldu. Kesinlikle aradığım şey zeki, erkek bir Tanrı'dan başkası olamazdı. Özellikle de, bu Tanrı ilişkiye girdiği insanların dilinden asla düşmüyorsa... İyi bir şekilde sevişmeyeli, uzun süre oluyor. Sanıyorum ki, bugünkü deneyimimin üzerine bir ilaç gibi gelirsin."