TANIŞMA

98 20 32
                                    

Şarkıyı açmayı unutmayın.

Tatilden evimize döneli 3 gün oluyordu. Tatilimiz bana göre çok güzel ve eğlenceli geçmişti. Eftelya ile de aramız iyiydi. Uzay'ın saçma kıskançlıkları da yok olmuştu ama Uzay tatil boyunca çok yorgun , halsiz ve mutsuzdu. Nedenini sorsam da 'iyiyim ben ' klasik cümlesi ile geçiştirmişti. Ben de ısrar etmemiştim.

Şimdi ise Uzay'ın odasında ben belimi yatağa yaslamış Uzay da kafasını dizlerime koymuş bir şekilde uyuyordu.

Bugün de bana göre çok heyecanlı ve mutlu bir gün olucaktı çünkü Uzay'ın kardeşi Duru ile buluşacaktık.

Benim kardeşim olmadığı için küçük çocukları ya da bebekleri çok seviyordum. Ve tatilde de Duru ile telefondan görüntülü bir şekilde konuşmuştuk çok tatlı bir kızdı. Umarım o da beni severdi.

Uzay birden dizlerimden kalkınca korkuyla yerimden sıçradım.

"Ne oldu ? Korkuttun ."  Bana cevap vermeden koşarak banyoya gidip kapıyı kapattı. Hemen yataktan kalkıp ben de kapının önüne gelip kapıyı çaldım.

"Uzay korkuyorum ne oldu ?" İçeriden su sesi geldi ve kısa bir süre sonra Uzay bir burun deliğinde peçete tıkalı bir şekilde banyodan çıktı.

"Ne oluyor ya korkuyorum cevap ver bana ." dedim yanaklarına dokunurken.

Aniden beni kendine çekip sıkıca sarıldı . Aniden olduğu için şaşırsam da sonra bende sarıldım.

"Korkulacak bir şey yok prenses arada kanıyor böyle ." dedi daha sıkı sarılırken.

"Ama arada olmuyor Uzay tatilde de kanadı acaba hasteneye mi gitsek belki önemli bir şeydir." dedim sarılmayı bırakıp tam karşısına geçerek.

"Abartılacak ve korkulacak bir şey yok Alya boş ver ." dedi ve yatağa oturdu.

"İyi ne yaparsan yap." dedim sinirle ben onu düşünüyordum ama o kendine hiç dikkat etmiyordu. Onun için endişeleniyordum o benim için çok kıymetliydi.

"Hadi hazırlan Duru'yu almaya gidelim." dedi dolabın karşısına geçerken.

"Tamam hemen montumu da  giyince hazırım." Ben de böyleydim işte çocuk konusu açılınca hemen yumuşuyordum .

Ben asker renginde kargo pantolon ve üstüne hardal sarısı  bir bluz giymiştim. Uzay'da yine siyah pantolon ve beyaz bir sweat giymişti.

Son defa dudak parlatıcımı sürdüm ve parfümümü sıkıp montumu giydim.

"Hazırsan gidelim mi ?"
"Hazırım." Deyince elini uzattı ve bende hevesle elini tuttum. Beraber odadan çıkıp dış kapıya geldik.

Ayakkabılarımızı giydik ve bahçeden çıktık. Arabaya binince Uzay bana döndü o zaman fark etmiştim peçete hâlâ burnunda duruyordu ve çok komik gözüküyordu. Bu görüntü karşısında gülünce Uzay 'yine delirdi 'bakışlarından birini attı.

"Uzay burnun ." deyip burnunu işaret ettim.

Hemen elini burnuna götürüp peçeteyi aldı. Ve göz devirip arabayı çalıştırdı.

Radyoda Murat Dalkılıç - Yalan Dünya şarkısı çalmaya başlayınca sesini biraz daha açtım.

"Bu şarkıyı çok severim ." dedik ikimizde ve gülmeye başladık.

"O zaman bu bizim şarkımız olsun ." dedi Uzay.
Sevinçle " olur ." dedim.

Artık bizim de bir şarkımız vardı.

" Gidecek yerim yok , çalacak bir kapım yok . "  dedim Uzay'a bakarak. Ve biraz ona yaklaşıp yanağına bir öpücük bıraktım.

KALBİMDE UZAY VAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin