-Etem-
Apartmana girip merdivenleri çıkarken, her adımda kendime sövüyordum.
Yalkın'a aptal diyordum ama ben ondan da beterdim. Aptalca intikam almak istemiş, beni dinlemediği için pişman olmasını istemiştim.
Korkması hoşuma gitmemişti. Ağlaması canımı yakmıştı. Hem onun bu işe girmesine destek vermemiş miydim ben de?
Yalkın'ın ne kadar inatçı olduğunu bildiğim halde üzerine gitmiştim. En büyük suçlu bendim.
Eğer bu işe hiç kalkışmamış olsak, şimdi bu kapının önünde duruyorken pişmanlık hissetmeyecektim. Çalarken de içimde endişe yerine mutluluk olabilirdi.
Sürekli bana kardeşim demesi, her fırsatta bana o gözle bakamayacağını belli etmesi, benim ondan hoşlanma ihtimalimden rahatsız olması artık sinirimi bozuyordu.
Bana karşı boş değildi. Bunu biliyordum, hissesiyordum işte. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapıyı Yalkın'ın ablası açmıştı.
Saçlarımı ve yanaklarımı korumam gerekiyordu. Ancak düşündüğüm şey olmamış ve bana dokunmamıştı bile.
"Gelsene içeri."
Sesi endişeli çıkıyordu. Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim. Yalkın'ın odasının önünde durduğumda ablası bana baktı.
"Ne olduğunu anlamadık. Hiç böyle yapmazdı sen bir şey biliyor musun?"
Kafamı olumsuz anlamda sallamakla yetindim. Her şeyi biliyordum. Ben bir pisliktim.
Kapıyı çalıp açmasını bekledim. Hiçbir ses gelmiyordu.
"Yalkın iyi misin?"
"Etem?"
"Evet benim."
Bir süre sonra yavaşça kapıyı açtı. Gözleri kızarmış ve saçları dağılmıştı. Ona bunu yapan kişinin ben olduğunu bilmek daha da canımı yakmıştı.
Ablası da Yalkın'la konuşmak istemişti ama odaya sadece beni almıştı.
Odaya girer girmez kollarını bedenime sarmıştı. İçim titrerken ben de kollarımı ona sardım.
"Etem, geldiğin için teşekkür ederim."
Gözümden gelen bir damla yaşa engel olamamıştım. Bundan sonra arkası da gelirdi. Hala ayrılmadığımız için daha fark etmemişti.
Ayrılıp gözlerimin içine baktığında kalbim hızlanmıştı. Her gözüme baktığında oluyordu bu. Sanki gözüme baktığında aklımı okuyacak, hislerimi anlayacak gibi geliyordu.
"Sen neden ağladın ki?"
Dedi burnunu çekerek. Konuşmak istemiyordum hemen olmazdı.
"Biraz daha sarılsak?"
Dünden hazırmış gibi kollarını tekrar bedenime sardı. Kokusunu içime çekip tekrar ağlamaya başladım. İkimiz de sarılıp ağlıyorduk.
Ben, yaptığım şeyin pişmanlığının ağırlığını gözyaşlarımla hafifletmeye çalışıyordum.
O da benim yüzümden ağlıyordu. Daha fazla böyle olmasını istemiyordum. Belki bir daha benimle konuşmazdı, bu son sarılmamızdı belki de.
Yalkın'ın en değer verdiği şey güvendi ve ben onun güvenini kırmıştım.
Ayrılıp gözlerine baktım ve elimi yüzüne götürüp gözündeki yaşları sildim. O da ellerini yüzüne dokundurduğunda içim titremişti.
"Yalkın daha fazla ağlama ve korkma artık. Sana söylemem gereken bir şey var."
Gözlerimi kapattım ve bir süre öyle durup tekrar açtım. Kalbim sıkışıyor ve içim acıyordu. Bakışkarımı beklentiyle yüzüme bakan Yalkın'a çevirdim...
--
En heyecanlı yerde kestim ehueheuehehe
Ne düşünüyorsunuz?
#teamyalkın🌈❤️
🐜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolandırıcı(Gay)
Short StoryAv6: Gerçekten beni o kadar aptal mı sandın? Av6: Belki de seni dolandıran aslında benimdir ;) 19.05.19