1.Bölüm

2.4K 80 21
                                    

Yaprak: anne tamam artık aaa!
Oya: kızım napıyım? İlk defa bizden uzakta bir yere gidiyorsun.
Yaprak: ama ben sık sık ziyarete gelicem izmire. Tamam mı? Üzme kendini.
Oya: tamam kızım.

Gülümsedim ve annemle vedalaştıktan sonra valizimi alıp, taksiye bindim. Havalimanına gelmiştim. Uçağı beklemeye başladım.

En sonunda zaman gelmişti. Uçağa bindim. Bir süre sonra havalanmıştı. Mutluydum ama bir taraftan da üzgündüm. Ailemden ayrılmıştım ama çok istediğim bir liseye gidiyordum. Bu düşüncelerle gözlerimi yumdum.

Yaklaşık 1 saatin sonunda inmiştik. Valizimi aldım ve taksiye binip teyzemlerin evine gittim. Burda teyzemler yaşadığı için şanslıydım.

Eve geldiğimde heyecanla zili çaldım. Hemen teyzem açtı kapıyı ve sıkıca sarıldı.

Esra: hoş geldin yaprak. Geç içeri.
Yaprak: hoş buldum.

Valizimi bir köşeye koydum ve içeri geçip oturdum. Biraz sohbet ettikten Sonra teyzem kalacağım odamı gösterdi. Ben de eşyalarımı yerleştirmeye başladım.

İşim bitince teyzem yemeğe çağırdı. Ona yorgun olduğumu söyleyip, odamda dinleneceğimi söyledim. Anlayışla karşıladı ve ben de odama çıktım. Pijamalarımı giydim ve yatağıma uzandım. Yorulduğum için çabucak uyumuşum.

🖤🖤🖤

Sabah alarmla kalktım yeni okuluma gitmek için. Bu okulun üniforması yoktu. İstediğimiz gibi giyinebiliyorduk.

Günlük rutinlerimi hallettikten sonra üstümü giydim. Saçımı da yaptıktan Sonra aşağı indiğimde benim için hazırlanmış bir kahvaltı masası gördüm.

Esra: günaydın yaprak kızım. Gel otur kahvaltı et.
Yaprak: günaydın teyze ama ilk günden okula erken geç kalmak istemiyorum. Kantinden bir şeyler alırım.
Esra: peki kızım, sana iyi dersler.
Yaprak: teşekkürler teyze.

Yanağından öptüm ve hızlıca evden çıktım. Okul çok uzak değildi o yüzden yürüyerek gittim.

Geldiğimde ilk işim etrafı incelemek oldu. Oldukça büyüktü. Okulun içine girdim ve sınıfıma bakmak için listeye baktım.

Sınıfımı öğrendiğimde sınıfta sadece bir oğlan bir de kız gülüşüyorlardı. Ben de boş bir sıraya oturdum. Birkaç dakika sonra yanıma o ikisi geldi.

X: merhaba ben damla, yeni geldin sanırım.
Yaprak: ben de yaprak. Evet yeniyim.
X: ben de Oğuz. Kısaca-
Damla: mese diyebilirsin ona.
Oğuz: iyi tanıyorsun beni damlacık.

Damla Oğuz'a gözlerini devirdi. Tatlı kişilere benziyorlardı.

Damla: o zaman sana okulu gezdirelim.
Yaprak: olur.

Üçümüz sınıftan çıktık ve koridorda yürümeye başladık. En son kantine indik. Onlara bir masaya oturunca ben de kendime bir tost ve çay aldım. Ama birine çarpınca her şey yer düştü.

X: önüne baksana!
Yaprak: ya ben ne yapabilirim? Elimdekileri görmüyor musun? Kör müsün acaba?!
X: sen kimsin bilmiyorum ama çok canımı sıktın küçük.

Gittikçe sinirlenmeye başlıyordum. Bana küçük mü demişti o biraz önce?

Yaprak: sen kendine bak önce! Sırık kadar boyun var.
X: senle hiç uğraşamayacağım. Ne halin varsa gör.

Beni itti ve yanımdan gitti. İlk günün böyle başlayacağını hiç düşünmemiştim.

Suratım bozuk bir halde damla ve Oğuz'un yanına gittim.

Damla: bir şey mi oldu?
Yaprak: salak biri bana çarptı! Sonra da bir şeyler zırvaladı. Ben de ağzının payını verdim.
Oğuz: nasıl biri?
Damla: uzun, sarı saçlı biri mi?
Yaprak: evet. Noldu ki?

Damla ve Oğuz bakışmaya başladılar. Niye böyle bir soru sormuşlardı ki?

Damla: bulaşma ona.
Yaprak: niye ki?
Oğuz: ben anlatıyım. Şimdi şu ilerde bir masada 5 kişi oturuyor.

Gözleriyle ima ettiği yere baktım. Çarptığım çocuk ve yanında 1'i kız olmak üzere 4 tane de erkek vardı.

Yaprak: ee, nolmuş onlara?
Oğuz: onlar çete. Çarptığın kişinin adı Barış. Onlara bulaşman pek hoş olmaz anlayacağın.

Tekrar bakışlarımı oraya çevirdim. Barış sinirle bana bakıyordu. En son yüzümü tekrardan önüme çevirdim. En fazla ne olabilirdi?

Evet yeni hikaye ile karşınızdayım! Aslında bu hikayemi ben Instagramda ki hesabıma atıyorum, ama çoğu kişi buraya da atmamı istedi. Bu yüzden hem buraya, hem de Instagrama atacağım. ☺️

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin