9 # Sadece sohbet etmek istiyorum.

77 14 7
                                    

Kelebek olmak da sende güzel be çiçeğim
-P.Y-

Kaç dakikadır burada olduğumdan bir haber oturduğum yerde uyumya çalışıyordum. Ama lanet uyku gelmiyordu. Telefonum da yanımda değildi. Tuvalete gittiğim için sınıfta kalmıştı. Of Of.

Yanımdaki kutup ayısı da beni izlediğine emindim. Sohbet etmek istediğini söylediğinde sinirle bir kaç şişe atmıştım ona vurmuştum da. Küfür de etmiştim. Ama "Uslu durmazsan seni çıkarmam." dediği için durmuştum.

Şuan sadece o istiyor diye buradayım ya iğrenç!

Hala inanamıyordum sadece sohbet etmek için nasıl bir manyak birini esir tutabilir ki? Her şeyi elde edebileceğini zanneden bir pislikten başka bir şey değil! Arizona kertenkelesi, Sırtlan, leşçi akbaba. Iyh.

"Sürprizimi beğendin mi?" Ne sürprizi be manyak? Sorduğu soruya duymamazlıktan geldim ve uymaya çalışmaya devam ettim.

"Bak seninle aynı sınıfta okuyuruz. Çok şanlısın. Benimle okumak için can atan bir sürü kız var." Gülüş sesini duydum. Bir sürü kız varmış yürü onların kollarına at kendini."Uyumadığını biliyorum. Hadi benimle sohbet et." Sinirle gözlerimi açtım. Ve ona baktım.

"Seninle okumak isteyen bir sürü kız varsa neden onları mutlu etmiyorsun? Yürü git o kızların yanına! Ben seni istemiyorum. Bırak seninle aynı sınıfta olmak seninle aynı havayı bile solumak istemiyorum!" O alaylı yüz ifadesi gitmişti eski soğuk hali gelmişti. Bu haline daha iyi küfür edebiliyorum.

"Maalesef katlanacaksın! Daha bir saat var! " Dediğinde sinirle ofladım.

"Çok sıkıldın demi? Hadi seni neşelendireyim." diyip telefonunu cebinden çıkardı. Ve yere oturdu.

"Ay bırak kalsın! Ama eğer çok beni neşelendirmek istiyorsan çıkar beni!" Yine güldü ve aniden fotoğrafımızı çekti. "Ne yapıyorsun ya? Çobuk sil onu!" Yine güldü. Telefonuna bakmaya başladı. "Ama gülmemişsin. Barış yanındayken çok güzel gülüyorsun."

Ne? Bu bir iltifat mı?"O Barış! Onun yanında gülmem için bir sebebe ihtiyacım yok! Ama senin yanında ise sinirlenmemem için bir sebebe ihtiyacım yok!" Derin bir nefes alıp bana baktı. Bu bakışı bıkkınlık mı ne?

"Bu fotoğrafı paylaşabilirim." dediğine kocaman bir kahkaha attım.

"Çok merak ediyorum altına ne yazacaksın? Okulun temizlik odasında bir kızı kilitledim ve bir saat boyunca benimle sohbet etmek için yalvaracağım. Bence çok güzel like alırsın." Yine kocaman bir kahkaha attım. Bu komik olurdu.

"Orası ben de kalsın. Ama bence çok güzel rezil olursun. Benim çok fazla takipçim var. Bu yüzden beni herkes tanır." Bak sen ben niye takip etmiyorum?

"Demek bu yüzden seni tanımıyorum. Seni takip etmiyorum o zaman. " Yine derin bir nefes aldı ve bıkkınlıkla bana baktı.

"O senin aptallığın. Ama dediğimi yapmazsan sonunda baya rezil olacaksın." diyip fotoğrafı bana gösterdi. Yani bakınca fena çıkmamışım. Aman neyse. Bir dakika ya eğer paylaşırsa? Hah işte o zaman boku yedim. Bunu göze alamam.

"Ne istiyorsun peki?" Biraz düşünür gibi yaptı.

"Çok basit benimle sohbe et. Her sohbet edişinde silmeye yaklaşırım ve silerim." Bu sefer ben bıkkınlıkla ofladım. Yani kabul etmekten başka çarem yok. Bunun için çok pişman olacağım. Üzgünüm gururum.

"Tamam kabul." Dediğimde zaferle bana bakmaya başladı. Bu bakışma işine bir son verelim. Yeter ya! Hep bir çift göz beni izliyor. Ayh ayh.

"O zaman... Sohbete başlayalım." diyip ona bakmaya başladım. O da oturduğu yere biraz daha yayıldı. "Neden... Beni durmadan izliyorsun?"

Kelebeğin KanadındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin