BlackloveBts

VJisoo

Jisoo'nun ağzından
Rose iki saat oldu hala gelmedi. Çok merak ettim. Umarım o pislik Jimin benim güzel arkadaşıma bir şey yapmamıştır. Off arasam mı ki?
Lisa'da uyudu. Aynı odada kaldığımız için horlama seslerine kadar her şeyinden haberim oluyor. Jennie kesin uyumuyordur. Saat sabahın 01.00'ı olmuş kesin uyumamıştır. Gideyim de bir Rose'yi ona sorayım. Rose'de, Jennie'nin geç uyuduğunu bildiği için belki ona haber vermiştir. Telefonumu da alarak sessizce odadan çıktım. Zaten top patlasa bizim öküz Lisa kış uykusundan uyanmaz. Hemen Jennielerin kaldığı odaya girdim. Kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Birde ne göreyim? Bizim Jennie yüzüstü uzanmış, uyuyordu. Çok şaşırdım. Kesin benden habersiz birşeyler oluyordu. Çok belliydi. Sanırım Jennie iyi değildi. Neyse bir adam akıllı sabah olsun. Ben sorarım hesabını. Bu sefer çok sessiz bir şekilde odadan çıktım. Çıktığım da dış kapının zilini duydum. Rose gelmiştir belki diye koşarak kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açmamla karşımda duran kişiyi görmemle yüzümdeki heyecanlı gülümsememin solması bir olmuştu. Tae dedikleri o pis dörtlü çetenin gıcık üyesi karşımda duruyordu. Sarhoş gibiydi. Hafifçe kolumdan itip beni kenara çektikten sonra izin almadan, tek kelime etmeden içeri girdi. Salondaki koltuğa yerleşti. Öyle sinirliydim ki, haykırabilirdim. Ama kızları rahatsız etmemek için sessizce kapıyı kapatıp salona geçtim. Tam dizinin dibinde, karşısında dikilmiş kısık sesle bile olsa öfke haykıran kelimelerimle konuşmaya başladım "Ne işin var senin burda? Hemen kalk koltuğumdan çocuk! Bak şimdi bizim kızları çağırır, seni onlara yem ederim. Kalk şurdan pislik. Kendi evi gibi girmiş kuruluyor. İçmiş bide pis ayyaş. Evimi nerden öğrendin ya? Canınamı susadın sen?!Valla öldürürüm seni pislik herif. Kalk git şurdan." Oflayarak konuşmamı bitirdim. Bir kamyon dolusu laf sarfettim ama beyfendi kıçını bile oynatmıyor. Ahh çıldırıcam! Birden pis herif konuşmaya başladı "Ahşhii cidden susmak bilmezmisin sen?! Susta iki dakika kafamı dinleyeyim." Deyince birden şartellerim attı. Dizimle, dizine vurdum. "Hadi ya, yiyorsa durdur hadi!" Diye biraz bağırdım. Bağırdıktan sonra acaba kızlar uyanmışlarmıdır diye bir etrafa göz gezdirdim, herhangi birşey duymayınca gözlerimi Tae'ye dikmeye devam ettim. Konuşmaya başladı bu sefer gözlerime dik dik bakıyordu "Emin misin? Seni susturmamı istiyormusun?" Diye pis pis sordu. Biraz korkmadım değil ama yine de cevap verdim "Hıhı istiyorum. Hadi sustur."
Birden ayaklandı ve dudaklarıma yapıştı. Şaşkınlıktan donup kalmıştım. Oysa bir eliyle belimi okşayıp kendine çekiyor, bir eliyle de yanağımı okşayıp hırslı hırslı öpüyordu. Birden dış kapının açılma sesi geldi ve Rose bağırmaya başladı. O bağırınca kendime geldim ve Tae'yi hemen ittim ve onu evimden kovdum. Benden özür diledi ve evden çıktı. Kızlar soru dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Bense farketmediğim bir şekilde ağlıyordum.
Neden öpmüştü ki beni. Off nefret ediyorum ondan.
Kızlar da ağladığımı görünce hemen yanıma koştular. Jennie bana sarılmış beni teselli etmeye çalışıyordu. Lisa ve Rose birbirleriyle şaşkın şaşkın bakışıyorlardı. Ama bende kimseyi izleyecek hal yoktu. Gözlerimi kapatmış Jennie'e sarılarak ağlıyordum. 5 dakika sonra iyice sakinleştiğimde "Neyse...
kızlar ben iyiyim. Sizde yatın artık yarın okula gidicez. Bende öyle sinirden ağlıyordum işte beni merak etmeyin. Yatın, dinlenin." Dedim. Onlarda birbirlerine bakıştıktan sonra
Rose, "Tamam ama sende yat dinlen. Takma kafana ikinci öpücüğün çok yakışıklı bir erkeğe gidecek. Hissediyorum." Dediğinde hep birlikte kahkahalara boğulduk. Rose'ye de sarıldıktan sonra Lisa'nın omzuna sarılarak odamıza gittik. Rose ve Jennie'de odalarına çekildiler. Lisa ile odamıza geldiğimizde beklemediğim bir anda Lisa kollarını boynuma doladı bende beline sarıldım. Kulağıma "Seni seviyorum unni..." diye fısıldadı. Bende "Hadi ya.. sadece ben seviyorum sanmıştım." Dediğimde birden boynuma doladığı kollarını açıp gözlerini pörtlek gibi açmış bana dikiyordu. Hemen "Şaka şaka bende seni çok seviyorum benim öküz Lisacığım.." deyip yanağını öptüm ve gülümseyerek ona "İyi geceler." Dedim.
O da gülerek "İyi geceler unni..." dedi. Işığı kapattık ve gece lambasını yakıp, yatağa yerleştik. Çok geç olduğu için kolayca uyuyakaldık.