Grubun ardından gelen geka yanlarına varmıştı. Üzerindeki kişi olay yerine sert bir surat ifadesiyle baktı ve ardından Hûnr'u görünce bu ifade şaşkınlığa dönüştü.
"Tez indirin beni." dedi ve yanındaki iki kişiden biri hayvanı çömeltirken, diğeri ayaklarını basacağı ipi tutuyordu. Binekten inen adam gruba doğru hızla ilerledi.
"Bre ahmaklar, siz kiminle konuştuğunuzun, kime kılıç çektiğinizin farkında mısınız?" derken Hûnr'un yanına kadar geldi ve elini göğsüne koyarak
"Selam olsun sana, Fhûn oğlu Dûrn oğlu Hûnr."Hûnr dedesinin adının telaffuz edilmiş olmasına epey şaşırdı zira kendisi bile onun hakkında pek az bir bilgiye sahipti.
"Keşke ben de sizin kim olduğunuzu bu kadar iyi bilsem de böyle bir selam verebilsem." dedi Hûnr."Ben Obrenli Halmen. Dedem ve babam gibi ben de Obrende doğup büyüdüm, aynı zamanda oranın ağasıyım. Şimdi de bu yiğitlere önderlik ederim."
"Ağalık hala kalkmadı demek."
"Bizim topraklarımızda kalkmadı. Geleneklerimize sadığız."
"Topraklarımız derken Obren'i kastetmiyorsun herhalde."
"Elbette hayır." dedi ve gruba doğru dönerek "Bir ateş yakın, burada biraz dinlenicez." dedikten sonra tekrar Hûnr'e dönerek "Gel haydi, şöyle oturalım." dedi Obren ağası Halmen.Ardından gekanın üzerinden iki minder alındı ve kayaların dibindeki temizledikleri alana koyuldu.
"Benim pek vaktim yok, bu gece Obren'e varmam gerek." dedi Hûnr.
Buna karşılık Helmen gülümseyerek
"Hıh, o zaman epey vaktiniz var, çünkü Obren'e bu gece varmanız imkansız. Hava gittikçe ısındığından, yollar kendini suların altına saldı ve üzerinde yürüdükçe de salmaya devam ediyor. Üstelik bu zamana kadar toprağın altında gizlenen haşereler de yeryüzüne çıkmaya başlamış. Dikkatli yolculuk yapmak gerekir Efendi Hûnr." dedikten sonra ikisi de hazırlanmış minderlere oturdular."Size yabancı gelmiş olabilir ama ben onları toprağın altında da tanırdım. Problem oluşturacak yaratıklar değillerdir. Lakin belki de haklısındır. Buzullar eriyor, bu doğuda da büyük sorun. Dikkat edilmesi gereken konu bu."
"Ben sizi ariflerden bilirim, var mıdır bu yeni havaya karşı bir fikriniz?"
Bu soru üzerine Hûnr şöyle bir etrafa, dağların tepelerinde birikmiş beyazlıklara baktı ve cevap verdi.
"Sen beni arif olarak bilirsin ki benim bildiğim arifler bile bu olanlara bir cevap bulamazlar.""Anladım. Her neyse, öncelikle bu yaşadıklarınızdan dolayı sizden özür diliyorum. Bizler haydut değiliz, zaten bu yüzden bu kelimeye bu kadar öfkelenilmiş olabilir."
"Kusura bakmayın, yolculuk ve geçiş için yol kesip para isteyenleri ben haydut olarak biliyorum da."
"Öyle bir şey asla yapmayız. Onu hangisi dediyse, kendine fırsat bildiği için demiştir. Cezasını ben tez keserim, merak etmeyin."
"O halde aslen kimler olduğunuzu öğrenmek istiyorum, gerçekten merak ettim.""Bizler Humanlı koruyucularız. Hepimiz çevre köylerden gönüllü olarak geldik ve Polad geçidi ile Güney Humanı koruyoruz."
"Human? Ben burada Human diye bir yer hatırlamıyorum, yirmi beşinci yüzyıldan beri." dedi Hûnr.
"Biz tarihimizi korumaya devam ediyoruz. Bizim gibi böle daha çok grup var. Az kaldı, yakında Human devleti yeniden kurulacak, belki biz göremeyeceğiz ama torunlarımız artık böyle ayrı köylerde ayrı gayrı yaşamayacaklar, hepsi tek bir milletin insanları olacak. Bunun için çaba sarf ediyoruz ve belki de bu yeni hava bunun bir göstergesi.""Keşke geçmişte kaybettiğimiz şeyler geri getirilse ama bu mümkün değil gibi gözüküyor."
"Bunu bir sokak şarlatanı söylese onu konuşturmazdım, buracıkta ağzının payını verirdim. Lakin siz irfan sahibisiniz, söylediklerinize mim koymak gerekir. Neden böyle düşünüyorsunuz? Onu da anlatın hele.""Devletler kurulur ve o zamanın şartlarına uygun bir şekilde yönetilir. Bahsettiğiniz Human devleti yaklaşık 1100 yıl önce çökmüş bir ülke. Bu kadar zaman sonra o devlet tekrar kurulsa bile aynı şekilde yönetilmesi mümkün değil."
"Yönetim şekli değişebilir."
"Zor." dedi Hûnr ve ardından Halmen, gruptan gekanın yanında duran adama dönerek kendisini ve Hûnr'u işaret etti.
"Aç mısınız Efendi Hûnr?" dedi Helmen.
"Dediğin gibi bu gece varamayacaksam, bir şeyler yemem gerekebilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ SOĞUK
FantastikSoğukla yaşamış ve soğuğa alışmış, hatta onunla bir bütün haline gelmiş bir dünya söz konusu. Neyse ki yavaş yavaş ısınmaya başladı. Fakat bu ısınmanın beraberinde getireceği kötülükler, en az soğuk kadar tehlikeli. Kibir, öfke ve çıkarları...