Öncelikle hepinize merhaba. Büyük ihtimalle kitaptan bir beklenliyle geldiniz fakat burada sadece benim yaşadıklarım ve yaşamak istedikletime aid bir kurgu yayımlanıcaktır. İyi okumalar.
**
En baştan 2 yıl öncesine dönelim. Okulun ilk günü ve heycanlı değilim, açılış törenine gitmedim. Zaten sonradan açılış töreni olmadığını öğrendim.
Okulda pek de bir farklılık yoktu açıkcası, keçen yılın sonuna doğru kavga etdiğim ve dahasında konuşmadığım en yakın arkadaşım dışında, bilirsiniz arkadaş kazığını hazmetmek pek de kolay değildir.
Bir kaç ay günlerimiz aynı tempoda keçiyordu en yakın arkadaşımla barışmış, günlerimizi derslerde konuşarak ve her tenefüs kolidorlarda gezerek geçiriyorduk. Bu arada tek heyecanım yeni bulduğum müzik grupu BTS'di, Tanrım tam bir hastası olmuştum. Sanırım biraz oppacı da olmuştum. Linç yemeden, hayır oppacı değilim ve artık BTS dinlemiyorum.
Pek bir arkadaşım yoktu diyemem gerçi yine de iki erkek ve iki de kız arkadaşım vardı, hani ama ben bu çevreye fazlasıyla güveniyordum ve onları seviyordum, bazen iyi ki varlar diye düşünüyordum. Garip, çok çocukmuşum ve aynı zamanda ergen..
Dersler bittikden sonra kızlarla okulun yanındaki markete girdik, market küçük ve çoğunlukla bizim okuldaki çocuklarla dolu olurdu. Her neyse, ben su alıp çıktım ve marketin merdivenlerinde kız arkadaşlarımı bekledim. Yine marketin önünde okulmuzun çocukları kendi hallerinde sohbet ediyorlardı, gerçi sadece göz gezdiriyordum o zamanlar insanlar çok da umrumda olmuyordu. Yani ben öyle düşündüğümü zannediyordum. Ve işte onu gördüm birden. Uzun boyu, hafif çekik gözleri, gözlükleri, ve büyük gülümsemesi, Tanrım çok güzeldi. Güzel mi? Hayır. Sadece koreli bir erkeğe benziyordu. Ve ben şimdi bakıyorumda tam bir çocuktum. Ben sanırım o gün o çocuktan fazlasıyla hoşlanmış aynı zamanda gözlerimi üzerinden bir türlü çekememiştim.
küçük bir not; 2 yıl öncesinde ben, kısa boylu, çirkin, beyaz tenli fakat yüzü hafif tüğlerle kaplı, düzensiz, kötü giyinimli "kötüden kastım, kısa giyiniyordum lakin bu bana hiç vede hiç yakışmıyordu" ve çocuksu bir kızdım.
En yakın erkek arkadaşlarımdan biri, bir dakika isim bulmam gerekiyor.. .. .. .. .. buldum sanırım, Kaun. Aynen Kaun olsun ismi. Evet en yakın erkek arkadaşım Kaun'a bu çocuktan hoşlandığımı ve tanıyıp tanımadığını sordum. Tabii ki de tanıyordu. Her neyse kızlar marketden indikden sonra bu çocuğu onlara da gösterdim ve tahmin etdiğim gibi onlar da onu koreli bir erkeğe benzetmişti.
Çok çocukca yaptıklarım ve gülesim geliyor bunları yazarken..
Günler geçti ve her gün sırf onu göreğim diye sınıflarının önünden geçiyordum. Beni fark etmiyordu fakat ben oldukca hoşlanlyordum, yani tatlıydı o zamanlar benimle göz göze gelmesi bile yetiyordu.
Şimdi benim ismim ise nisan olsun.
Kaun bir gün tenefüsde " bu iş uzadı ve ona senin onu sevdiğini söyleyeceğim ve sen onun sınıfının önünden keçiceksin, böylelikle seni görmüş olucak" dedi. Ben mi? Biraz utansam da kabul etdim ve yavaş yavaş merdivenlerden çıkmaya başladım. Kafam aşağıda olsa bile hafiften bakınca bir sürü erkeğin olduğu görülüyordu. Açıkcası onların önünden keçerken epeyce utanmış ve garip hiss etmiştim. Daha sonra sınıfa girince, en yakın kız arkadaşlarıma eğer sevgilisi varsa ve ya konuştuğu biri, o zaman anında onundan uzaklaşacağımı söyledim. Nedeniyse sonradan daha fazla üzülmemem içindi..
Bu olaylardan yaklaşık bir hafta sonra, benim sınıfımın önüne geldi ve tahmin edersiniz ki ders zamanıydı. Şöyle bir şey söyledi "Ne dersi?" hemen ardında "Girme." dedi ahahah akıllı kız olan ben pancara dönmüş şekilde "Olmaz, git" dedim. Tanrım öflgfpvlfl
Sınıfa girdiğimde kızarmıştım, yerime en arkaya keçince sevinçten ağlamaya başladım ve en yakın arkadaşıma sarılarak "Sanırım benden hoşlanıyor." dedim. Ne kadar safmışım meğer.
Yok cidden ağlamıştım heyecandan, tekrar ediyorum çok safmışım.