adam
kadın"Hey."
"Selam. Nasılsın bugün?"
"Yorgun hissediyorum. Sen?"
"Aynı."
"Hiç fark yok mu?"
"Ah, özür dilerim. Artık arayacak birine sahibim. Bu farklı hissettiriyor."
"Sevindim!"
"Ben de."
"Peki, adını öğrenebilir miyim?"
"Uhm... Bilmiyorum."
"Numaranı biliyorum, adını bilmem sorun mu?"
"Mantıklı."
"Söyleyecek misin artık?"
Kadın güldü.
Adam dinledi.
"Hey, orada mısın?"
"Evet, ben... Çağlar, adım Çağlar."
"Bond, James Bond gibi oldu."
Bir kıkırtı firar etti kadının dudaklarından.
Adam iç çekti, ne de güzeldi öyle.
"Ben de Aden."
"Memnun oldum, cennet bahçesi."
"Vay, biliyoruz demek. Memnun oldum Çağlar."
"N'apıyorsun?"
"İşten geldim. Yemek yiyeceğim, sen?"
"Köpeğimi yürüyüşe çıkaracağım."
"Yaa, adı ne?"
"Köpek."
"Haha, cidden."
"Buna da Bird Box gibi oldu dersin şimdi."
"Hmm, evet. Aklımı okudun."
Güldüler.
"Hayır, yalan söyledim. Adı Athena."
"En sevdiğim tanrıça! İlgileniyor musun mitolojiyle?"
"Yunan mitolojisi daha çok."
"Sen harikasın."
"Sen de."
"Mm, evet, biliyorum."
Kadın derin bir nefes aldı.
"Yemek yemem gerekiyor, çok açım."
"Tamam."
"Cuma konuşuruz, değil mi?"
"Elbette."
"Tamam o zaman, görüşürüz Çağlar. Cumaya kadar kendine iyi bak!"
"Sen de cennet bahçesi, cuma görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friday || calling
Short Story"Yalnız geçirdiği yirmi altı senenin ardından birinin varlığını tadacağı birkaç gün dileyen adama, kaç gün gerekir?" "Cevap vermek onun haddi değildir." "Pekâlâ, on beş gün nasıl?" "Harika. Ama, bir sorun var." "Ne gibi?" "Sadece cuma günleri ararım...