İlk Aşkım

Saha

Multimedia Kerem var.

Kerem Alay:

Ben Kerem. Büyük mafya adamlarının başı benim. Bunca zaman hiç aşık olmadım. Spora ve futbola büyük tutkum var. Ara sıra antrenman yapmaya bazı sahaları tutar ve antrenman yaparım.

Yine antrenman yapmak için saha tutmuştum ve sahaya doğru gidiyordum. Ama sahaya gittiğimde bir kızın da antrenman yaptığını gördüm. Çok sinirlenmiştim ama bir yandan da gülme isteğim olmuştu. Kız antrenmana pantolon giyip gelmişti. Kahkalarla gülmek istedim ama bir anda kalbim kızı izlemem gerektiğini söyledi.

Hayatımda neredeyse ilk defa kalbimin sesini dinledim. Kız çok güzel top oynuyordu. Çok şaşırmıştım. Çünkü bunca zamana kadar tanıdığım hiçbir kız bırak top oynamayı, maç izlemeyi topun daha ne anlama geldiğini bilmiyordu. Ama sonra bir şey oldu. Kızın galiba telefonu çaldı kenarda duran telefonu aldı ve hararetli bir şekilde konuşmaya başladı.

Kolundaki saate bakıp telefonu kapattı. Kenarda duran eşyalarını alırken gözüm bir şeye takıldı. Kız eşyalarını alırken bir de silah vardı ve kız hiç yadırgamadan beline takıp koşarak ilerledi. Çok şaşırmıştım. Kıza baktığımda hızlı bir şekilde arabasına biniyordu ama bir anda ne olduysa durdu.

Beynim daha fazla kızı kesmemem için uyarı verirken kız bana baktı ve sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.

" Eğer bir daha seni bu şekilde beni veya başka bir kızı süzdüğünü görürsem seni yeminle öldürürüm. Ona göre. Tabi görürsem"  Kız sinirli bir şekilde bunları söyledi ve arabasına binip hızla sahadan ayrıldı. Galiba bu telefonu bekliyormuş gibi arabayı sahanın hemen önüne park etmişti. Sahanı  önünden benim olduğum yere seslenince rahatca duyabiliyordunuz.

İçimden beynim " Boşver zaten bir daha görmezsin. Antremana başla." Derken haklıydı. Ama bir anda bir şey oldu. Sanki kızı bir daha göremeyeceğime üzülmüştüm. Ben bunları düşünürken bir yandan da antreman yapıyordum. Hem antreman bitmişti hem de gelen telefonla sahadan ayrıldım.

Eve gittiğimde Fatih'e bu kızın kim olduğunu araştırması için bilgi verdim. Kız bana laf atmak için durduğunda merakıma yenik düşerek plakasına baktım. Hemen plakayı Fatih'e vererek yarim saat içinde masamda olması için zorladım.

Yarım saat sonra masada oturmuş içkimi yudumlarken Fatih istediğim dosyayı getirdi. Kızın Adı Su Çetin. Anne ve babası memleketleri Izmir'de yaşıyorlar. Su ise meslegi için Istanbul'da yaşıyormuş.

Bir abisi varmış. Ama o da yüksek lisans yapmak için Amerika'daymış. En çok merak ettiğin şey ise Su'nun mesleği. Tabi tahmin ettiğim gibi polismiş. Hem de komiser. Içimden ' kıza bak be. Birçok erkeğin olamadığını olmuş ' diye geçirdim.

Aklım ve kalbim içinde savaş veriyordu.  Kalbim ' kızı takip et. ' derken aklım ise ' sanane oğlum kendine gel. Ne diye takip edecekmişsin?' Aklım da haklıydı ama hayatımda ikinci defa kalbimi dinledim ve kızı takip etmek için Fatih'e kızın evinin adresini sordurttum.

Fatih kızın evinin adresini sordurtmuştu. Ve tabi ki de bulmuştu. Polis olmasak da biz de bazen bu tür aletlerden yararlanıyorduk.