quixotic

734 57 30
                                    

Bavulun içinde uyumuşum. Tamam biraz minyon tipli olabilirim ama bir bavulun içine kıvrılıp uyuyacağım bir realite hiçbir zaman aklımda canlanmamıştı, basbayağı bavulun içindeyim. İşin üzücü tarafı annem de gelip, vay benim oğlum bunca saattir n'apıyor odasında öldü mü kaldı mı ne halde acaba, falan diye de sormamış, öyle bir durum. Bavulun içinden oflaya puflaya çıkmaya çalışırken bavulun yan devrilmesiyle cilasız ahşap zemine yüzüstü yapışıveriyorum, çünkü maazallah Byun Baekhyun'un başına ayda yılda bir güzel şey gelir kader yüzüne güler falan, yok öyle dünya. Bütün ömrüm taşınmakla geçmemiş gibi hâlâ cebelleşirim bavullarla, nefret ediyorum bu bavul toplama-yerleştirme-taşınma işlerinden. Anneme gelince; gezememişliklerinin acısını çıkarır gibi böyle ortalama beş yılda bir falan düzenli olarak atama ister, ben de mecbur pılımı pırtımı toplar peşine takılırım.

Buradan bir önceki evimizin denize kıyısı vardı ve oraya ben on birinci sınıftayken taşınmıştık, güzel bir yerdi. Ben üniversite için evden ayrıldıktan kısa bir süre sonra annem muhtemelen evde daralmaya başladı, çünkü bir defasında sürpriz bir şekilde gecenin bir vakti eve geldiğimde onu balkonda otururken buldum, boş boş denizi izliyordu. Deniz kıyısındaki bir eve neden taşındığımızı hiçbir zaman çözemedim zaten, annem kendisine babamı hatırlatan şeylerden takdire şayan bir başarıyla kaçmakta bu kadar ısrarcıyken, bir kaptanı unutmak için gidilebilecek en son yerde mantıken hiçbir işimiz olmamalıydı. Yine de beni daha yaz tatilimin tazecik günlerinde bu hiçliğin ortasındaki kasabaya sürüklediği için sinirliyim ona, gereksiz yere fazladan bavul etkileşimi içinde bulunuyorum.

Yanağıma kılçık batması korkusuyla büyük bir dikkatle yerden kalkıp belimi gerdiriyorum, artık nasıl yattıysam omurgam yumuşak ge şeklini almış gibi bir ağrı var sırtımda, anneme de acayip kırgınım. Dudaklarımı büzüp bir of çekiyorum, iki elimi de belime götürüp gamzelerimin olduğu yere bastırarak masaj benzeri bir şey yapıyorum kendi kendime, sonra da omuzlarımı penguen gibi oynatıp şöyle bir silkeleniyorum.

Yeni eve geleli yirmi dört saat henüz olmadı, yine de annem benden birkaç hafta önce geldiği için her şey az çok bir düzen içinde. İki katlı ama metrekare olarak küçük bir ev, üst katta iki yatak odası, alt katta da geriye kalan yerler var, üzeri teras ve en alt katta çamaşırhane olarak kullanılacak küçük bir bodrum. Ön bahçe alanı epey kısıtlı olsa da arka bahçesi kocaman, tam da annemin seveceği türden bir yer yani, ayrıca denizi bırakın gölet bile görmüyor, bu da bir diğer artısı.

-

Burnuma yemek kokuları gelince ellerimi gri eşofman altımın ceplerine sokuyorum, kırmızı ev terliklerimi şaklata şaklata iniyorum merdivenlerden aşağı, annem mutfakta çorba karıştırıyor.

"Bitirdin mi odanı yerleştirmeyi?"

Omuz silkiyorum ve bir elimi cebimden çıkarıp parmaklarımı kocaman açarak karışımı sağa sola sallıyorum.

"Eh işte."

"Bana kuru nane kavanozunu verir misin, bak soldaki dolabın üstünde, ortadaki."

Dediğini yaptıktan sonra mutfak masasına oturuyorum, bacak bacak üstüne atıp etrafa bakınıyorum.

"Başhemşire yaptılar mı bari seni burada?"

Gülümseyip başını sallıyor.

"Daha yeni restore edilmiş hastahane, beni de sevdiler."

Dudaklarımı büzüyorum, kollarımı sandalyeye, başımı da kollarıma yaslıyorum.

"Senin adına sevindim."

Sesimdeki imayı ya duymuyor ya da duymazdan geliyor, o çorbayı karıştırmaya devam ederken bir süre sessiz kalıyoruz.

"Bizim için bir hoş geldin yemeği düzenleyeceklermiş, senin gelmeni bekliyordu herkes."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

quixotic - baekxingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin